• belli şeyin miktarını azaltmak
    düşmesine neden olmak. (bkz: çelme takmak)
  • (örn.) fiyat indirmek (bkz: iskonto)
  • arg. (hatun) bulmak
  • -sağı düşürme!!

    kafamdan geçen:
    "bu ülkede sağ en az bir kere yenilmeli"
    düşsün ulan dedim. en az bi kere düşsün ne olacak.
    dizlerimi hafif kırıp, sol omzumu aşağıya attım. sol kolum, aşağıya inişimi bitirdiğim anda doksan dereceye yakın bi açıyla açılıp dirsekten kilitlendi. sol uyluğum kasılmaya başladığında yükselmeyede başladım. kalçamı soldan sağa çevirirken sık sık yaptığım seyi yine yaptım. hareketin harmonisine uydum. sağ elimi once elmacık kemiğimin altına sonra çenemin altına indirdim.

    sol yumruğum başka bir yumruga carptı.
    once sağ elmacık kemiğimde sonra sol kaburgamda birer darbe patladı.
  • partner bulma anlamında kullanılan halinin ayartma, kandırma gibi çağrışımları olduğu için pek tercih edilesi değil, zira ilişkiler karşılıklı istekle kurulduğunda daha verimli oluyor ancak düşüyor mu böyle diye sora sora kullanımı yaygınlaştıkça anlamı artık yavaş yavaş o çağrışımları kaybetmeye doğru ilerliyor; sakıncasızlaşıyor.
  • 1. düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak:
    "ben şimdi buracıkta tarağımı düşürmüşüm, gördünüz mü?" - osman cemal kaygılı

    2. değerini, fiyatını indirmek.

    3. azaltmak.

    4. vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak:
    çocuk solucan düşürüyor.

    5. görevi bıraktırmak:
    bakanlar kurulunu düşürmek.

    6. uğratmak:
    tehlikeye düşürmek.

    7. değerli bir şeyi ucuz veya kolay elde etmek.

    8. zayıf bırakmak, gücünü azaltmak:
    "annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü." - yahya kemal beyatlı*
hesabın var mı? giriş yap