dalgakıran *
-
genellikle ucunda deniz feneri bulunan ve romantik olmak istenirken sinüzit olunan uzun yapı.
-
dalgakıranda akşam oldu
gün sessizce söndü
yaşam yeniden şekillendi
dalgarında akşam oldu
pespembe görünen bir düş müydü
sanki hiç bitmeyecek gibi
sanki bambaşka
bir dünya
bulutsuzluk özleminin ilk kasetinden... -
turker armaner'in metis yayinlarindan cikan son kitabi.
-
eylem imkânlarını tümüyle bildiğinizde, dünyayı alaya alacak kadar güçlenmişsinizdir. bundan sonra tek tehdit, kişiliğinizin müstehzi yönünden gelecektir. kendi hayatımız başkaları, çoğunluk için gerçek dışı olduğunda, neyle karşılaşacağımız, neye maruz kalacağımız hiç belli olmaz. sanki bu akşam zaman parçalanıp mekâna dönüşmüş, beni içine çekiyordu... (dalgakıran, arka kapak)
-
-
kadikoyde, emniyet tarafindan basladigi yere bekci kulubesi monte edilmek suretiyle kapatilmadan once cok guzel muhabbeti olan istanbulda gupe gunduz icilebilecek en keyifli mekan. bu kapatilma olayi sanirim 1997 civari olmustu, yikilmistik.
(bkz: mini bar) -
halkın üzerinde ailecek çekirdek çitleyerek gezinebilmesi için deniz üzerine inşa edilen ekstra bir alan.
-
yillar once vapurdayken muhabbet kuran adamin birinin sacma bi $ekilde "yahu bu betonu buraya niye koymu$lar ki?" dedigi hede.
"dalgayi engellesin diye amca. bulutlar da ne acaip $eyler oyle koyuyolar yukari beton gibi, heralde gune$i onleme amacli o da, bu aralar secimler olacak ya.." demi$tik.. -
fatih akın mesela... alamancı dalgasını nasıl da kırmıştır. belki canı da çok acımıştır.
(bkz: duvara karşı) -
mendirekte denir
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap