• dara durmak bir ceza değildir. bektaşilerde yola girildiğinde, kendini teslim etmektir. ceza olarak bilinen dara çekilmektir; bu da kişiyi bir nevi yargılamak, aklamak ya da cezalandırmak olarak bilinir. "dar ağacı" da bu kavramdan gelir.

    dara durmak; iki el göğüste, sağ ayak baş parmağı, sol ayak üzerine konulmuş (ilk olarak hz. hüseyin'in kendisinden su isteyen bir büyüğüne su götürürken sol ayağını bir yere çarparak kanattığı ve saygısndan dolayı saklamak amacıyla böyle durduğu söylenir.) ve vucut hafif öne eğilmiş vaziyette duaya durmaya denir. dede de aynı vaziyette "hayırlı verir". buna gülbenk denir.
    kaygusuz abdal'ın en çok bilinen resmedilişinde de kaygusuz abdal dara durur;
    http://www.gencalevilerharekati.de/…dal renkli3.jpg

    "dar yaratıcının huzurunda durduğunu kabul ederek özünü, benliğini ortaya koyup, teslim olmanın adıdır. yaratanın huzurunda gizlilik, saklılık yoktur. o her şeyi bilen ve görendir. bilineni bilenden saklamanın bir anlamı da yoktur.
    bu darda “ölmezden önce ölünür ve yaşamı sorgulanarak, pak insan olunur.” ruhumuzu da arındırmamız lazım. din, ruh fezasında yükselmenin adıdır. öyleyse “beytullah” dediğimiz öz, yani vicdani öz, kendini sorgulamalıdır
    aklı temizlemenin adıdır dar.."

    kısacası ölmeden ölmektir ve bu sayede kendini bilmektir dar. öyle ki bektaşiler hakka yürüdüklerinde (ölüm) ilk beş gün dar günüdür. bu beş gün içerisinde bektaşinin sorguda olduğuna inanılır. daha sonra halife babalar ve dedebaba tarafından 5 gün sonra kişi bir törenle dardan indirilir.
  • dar, cemde pir önünde duruş biçimidir. pir önünde durmak kırklar katında durmak, kırklar katında durmak hz.şahıvelayet katında durmak demektir. bu duruş dört türlüdür.

    birinci dar, mansur darıdır. bu dar hak yolunda asılan mansur’dan kalmıştır. bu dara duran canlar pir önünde elleri kolları salınmış durumda dururlar.

    ikinci dar fazlı darıdır. fazlı darı, göğsüne bıçak saplanarak yüzü koyun bırakılan hz. fazlı’nın ansından kaynaklanır. cemde “aşk ola” denildiğinde sofunun yüz üstü kapanması biçimindedir. bunun anlamı “fazlı gibi bıçak yüreğimde” demektir.

    üçüncü dar nesimi darıdır.bu dar ise derisi yüzülen nesimi’nin anısında dayanır. sofu fazlı darından doğrulup oturduğu zaman nesimi darına durmuş olur. bu darın anlamı “nesimi gibi hak yolunda postumu yüzdürdüm” demektir.

    dördüncü dar ise fatıma darıdır. bu dar hz. hüseyin’den kalmıştır. bir gün hz. hasan ile hz. hüseyin evliyalar sultanı hz. ali’nin yanında oturuyorlarmış. hz. ali onlardan bir su istemiş. hz. hüseyin çabuk davranıp suyu getirmek için fırlamış. işte bu sırada sol ayağının baş parmağını taşa vurmuş. parmak kanamaya başlayınca hz. ali’ ye suyu verirken parmağının kanamasından utana hz. hüseyin, hz. ali görmesin diye sağ ayağının baş parmağı ile sol ayağının paş parmağını kapatır. işte fatıma darı bu olayın anısında dayanır. fatıma darına duran can pir karşısında sağ ayağının baş parmağını sol ayağının üstüne kor.
  • bir sadakat duruşudur özünde.

    insinyenin saflığını ve teslimiyetini (ve daha bir çok şeyi) sembolize eder.

    http://www.haikm.com/content/view/101/1/
  • cenaze sonrasında tam sayısını bilmiyorum ama birkaç kız ve erkek çocuğu dara durur, dede kuran okur, diğerleri de dinler. ölünün ruhu için. bu da böyle bir bilgi, bulunsun. cenazelere fazla çocuk götürülmediği hep sorun yaratan bir durumdur.
  • anadolu'nun yaşayan hukuku, kırsal alevi topluluklarında bir uyuşmazlık çözüm yöntemi: (bkz: https://www.onikilevha.com.tr/…i-olarak-dara-durmak)
hesabın var mı? giriş yap