• kenize murad'in annesinin kismi kurgusal biyografisi. arka fonda imparatorlugun son gunleri, ve daha sonra yurt disinda cumhuriyetin ilk gunlerine dair izlenimler vs. ile dolu senaryo yatkini bir metin.
  • ilk sayfasından son sayfasına kadar kendini okutan, sarayda doğan bir insanın bile sefaletten ölebilecegini gözler önüne seren, insanın kendine dönüp bakmasını saglayan güzel mesajlar içeren roman.
  • dilimize fransızca'dan kazandırılmıştır. lakin hiç de "fransız"ca değildir. satırlarında bir imparatorluk mirasına gurur ve tevazu dolu bir zihinle sahip çıkan sentez bir kadının kelimeleri vardır. bu kitabın şansı, yazarının başka kimselere nasip olmayacak tarihsel şansıdır.
  • yirmidorduncu istanbul kitap fuarinda hiç aklımda yokken kenizé mourad'ı orada kitap imzalarken görünce aldığım kitap.

    kenizé mourad anneannesi gölgesinde başlayan roman, asıl kahramanımız selma sultan'ın yaşam öyküsü aslında. neresi kurgu neresi gerçek bilinmez ama hikaye baştan sona çok etkileyici ve görkemli. saltanatın yıkılmak üzere de olsa tüm haşmeti ile yaşandığı dönemden ülke ülke dolaşıp aç biilaç kalındığı ve hazin bir sonla noktalandığı en son sayfasına kadar insanı içine içine çeken örgüsü ile keyifle okunuyor.

    ülkenin ileri gelen ve günümüzde elit kesim vb gibi algılanan tayfaya "sonuçta, tacirler" diyerek burun kıvıracak kadar yüksekten bir bakış açısına sahip bir annenin, istanbul, lübnan, hindistan ve fransa havası soluyan kızının görkemli ve hazin öyküsü.

    çırağan sarayı'ndan ortaköy sarayı olarak bahsediliyor olması ayrı bir hoşluktu.

    yediyüz küsür sayfa boyunca iyi kötü sağ salim ilerlemekle birlikte romanın son on onbeş sayfasında sanki ellerinizde büyümüşçesine tanıyıp sevdiğiniz o sevimli selma sultanın hazin sonu bir tokat gibi patlıyor yüzünüzde, hiç aklınızda fikrinizde yokken ağlatabiliyor da hatta epey. sadece sultan kendisine değil, yaşamınızın görkemine ve sonunun neye varacağına dair bilinmezlik duygusu ile belki de.

    on yıl sonra edit: hayat ne garip. yıllar önce türkçe okuduğum, yazarıyla ingilizce sohbet ettiğim bu kitabı yıllar sonra paris'te ve bu kez fransızca okumak da kısmetmiş. hatta sonra yine paris'te bir davette kenizé hanım'la karşılaşıp daha uzun sohbet edebilmek... hayat hoş, hayat güzel vesselam. kitaplar iyi ki var.
  • fransiz edebiyat tarihinin en cok satan romani rekoruna sahip eserdir. dünyada 15 milyon, fransa'da ise 3 milyon satmistir.
  • ispanyol bir arkadasimin onceleri " sizinle ilgili bir kitap okuyorum,hem de avrupada en cok satan kitaplardan,cok guzel. " diye bahsettigi , sonradan kitabi getirip abartip soy agacindan bana padisahlarin,sultanlarin,sarayin iliskilerini,olaylari anlatmaya baslamasi ve benim saskinlikla dinlemem uzerine utanip derhalinden bir tane edindigim ve su an elimden birakmakta gucluk cektigim kitaptir..
  • akıcı ve kolay okunan bir kitaptır ama 1910-1922 dönemini biraz taraflı anlatmaktadır. mourad bazı olayları yanlış - ya da en azından fazla incelemeden- aktarmıştır. örneğin fikriye tedavi gördüğü yurt dışından türkiyeye döndüğünde mustafa kemal hala evlidir.
  • türkçe okudum ve yanlış yazımlardan sıkıldım..sanırım 11.baskıda ve editör, yayıncı hala mı düzeltmez cümle düşüklüklerine neden olan yanlış yazılmış kelimeleri..hele bazı cümleler var ki, cümlennin ne demekistediğini kendinizi zorlayarak çıkarıyorsunuz.
    neyse.
    bilmediğim pek çok şeyi öğrendim bu kitaptan..roman kurgusu nedeniyle gerçekliğinden şüpheye düşülecek pek çok nokta istenirse bulunabilir..ama benim öğrendiklerim bu kurguyla bozulan cinsten olmadı.

    --- spoiler ---

    ben kitapta eksikliğini hissettiğim birkaç şeyden bahsedeceğim..selma'nın kardeşi hayri , raca babanın durumu ve fotoğraflar..
    kenize hanımın annesi selma' nın kardeşini hiç tanıyamamak bende eksik kaldı..sanırım en fazla 14-15 yaşında lübnan'da bıraktık kendisini ve bir daha hiç haber alamadık..lübnan'a kadar da lübnan' da da zaten toplasanız 9-10 kere bahsi geçmiştir.

    internette uzun süre gezdikten sonra sadece şu kadarcık bilgiye ulaşabildim..selma hindistan'a gittikten sonra (yani 2 yıl içinde) hayri intihar etmiş.
    pek çok detayın yer aldığı kitapta bu kısmın neden bahis dışı bırakıldığı meraklandırdı beni.

    diğer konu da kitapta fotoğraf olmaması..bu tür kitapları okuyunca insan ister istemez kişileri görmek istiyor.
    gözünde canlandırdığı halleriyle eşitlemek istiyor..ama kapaktaki küçük foto dışında hiç görsel yok.

    selma sultan kadar annesi hatice sultan ve babası kotwara racasının da görüntülerini çok merak ettim.
    bulabildiğim tek link http://www.radikal.com.tr/…ryazdir&articleid=945711

    babaya dair ise internette bir şey bulmakta çok zorlandım..kitapta da selma' nın paris'e gitmesinden sonra babanın neler yaşadığına dair bir bilgi yok..sanırım badalpur'un bahçeleri kitabını bu nedenle okumak gerekecek.

    ama ailesine dair en yakın tarihli şöyle şeyler var http://three6five.co.uk/photos.aspx

    aklıma takıılan bir başka kişi de zeynel..haremağası..
    hanım sultanla beraber olduğuna dair bilgiyi ve selma'nın babası olma ihtimalinin yüksekliğini kenize hanımın nasıl öğrendiğini sanırım hep merak ederek kalacağım..

    --- spoiler ---

    işgaller, savaşlar, bağımsızlık halleri..
    en önemlisi kimlikler..
    bize yakıştırılan ama üzerimizde eğreti duran kimlikler..
    ama en çok da zeynel.
    kimlikler üstü..saf, sevgi..
    senin akıbetini öğrenmek için çok şey verirdim.
  • beşinci murad'ın torununun kızı kenize murad tarafından kaleme alınmış bir kitaptır. ilk kez kenize murad'ın da katıldığı, tarihin arka odası programında kitapların tanıtıldığı sırada görmüştüm bu kitabı. işgalden kurtuluşu, cumhuriyetin kuruluşunu ve tabi ki sürgünleri bir de son osmanlıların gözünden görmek istedim.

    --- spoiler ---

    700 küsür sayfalık bir kitaba göre gayet akıcı bir şekilde okunabildiği söylenebilir fakat özellikle hindistan bölümü çok uzun tutulmuş gibi geldi bana. ayrıca kitabın çıkış noktası olan beşinci murad ve ailesi bağımsızlık yanlısı, ingiliz karşıtı olabilir ama tüm hanedanlığın bu şekilde gösterilmesi hatta son padişah vahdettin'in bağımsızlığı en çok isteyen kişi gibi gösterilmesi bana biraz tuhaf geldi. açıkçası bu konuda bir genelleme yapıldığını düşünüyorum.

    --- spoiler ---

    ne kadar kurgusal da olsa, yaşananların gerçek olduğunu bilmek üzücü.
hesabın var mı? giriş yap