defolu hayatlar

• degistirmek isteyip de isyan ettigimizde, "satılan hayat degistirilmez" yanıtını almamıza sebep olan hayatlardır.
• üretici firma tarafından bug içerdiği halde compile edilmiş,piyasaya sunulmuş ancak satış sonrası destek prosedürünün bulunmadığı hayatlardır bunlar..
• defolu mallar hep iç pazarda patlar, normal değerinden çok daha aza iç pazara sunulurlar. onlarında alıcısı çıkar. belki ışıklandırması iyi bir vitrin yerine bir pazar tezgahında üstlerindeki bir sürü şeyin altından seçilmeyi beklerler. ama alanı hep mutlu ederler. belki ucuzdurlar belki küçük bir delik taşırlar etiket yerlerinde ya da isimleri ters basılmıştır. kendileriyle aynı olan aynı yerde üretilen diğerleri gibidirler ama sadece bilenler ve onları alanlar anlar bunu. aslında ait oldukları sürüden farklı olmalarıdır onları ilginç hatta bazen değerli bir pul gibi kılan.
• (bkz: lifes what you make it)^*
• defolu oldugu farkedildiginde uzerlerine kucuk etiketler yapistirilip semt pazarlarinda ucuza giden kiyafetler gibidir.alan bilerek alir, evde diker. ama gene de defoludur iste. diksen de gorunur.
• doğduğun günden itibaren başlayan bir şans-şansızlık oyunudur. anne baba olmaması gereken bir çiftin evladıysan defolu hayat senin için kaçınılmazdır. kazara doğmuşssundur ve kazara da yaşıyorsundur. kötü eğitmenlerin eğitemediği bir okulda okuduysan hiç çıkış yolun kalmamıştır zaten. ruhunda açılan delik okulda iyice büyür ve artık hayatında nasıl yamarsan yama, izi kalacak bir defon olur. giderek bu delik seni hiç rahatsız etmemeye başlar ve o seni içine çekip yutar.
  
  satmak istediğin hayatına şeytan bile tenezzül etmez.
• iki çeşittir. birincisi fabrikasyonu sorunu olan doğuştan gelen defodur ki; huy, kişilik karakter gibi psikolojik altyapı eksikliklerinden kaynaklanır, üzerinde durmaya değmez. ikincisi dikiş hatası olan çeşittir ki; muhteşem bir kumaşı eline geçirmiş beceriksiz terzilerin, seri üretim insan yaratma çabasından kaynaklanır. hem defolu hem yaralıdır o hayatlar.
• vardır böyle hayatlar. kimi ikinci el bile olabilir ki en kötüsü de budur. başkalarının izleri üzerinden yürümek zorundasınızdır. hatta hiç bir leke sökücünün çıkaramayacağı izler, oraya buraya serpiştirilmiş yamalarla bezelidir bu hayatlar. defolu bir hayat ise sanırım bir şekilde hepimizin kaderidir. bazı defolar vardır ki ilk bakışta belli eder kendini. mesela kocaman bir delik, kocaman bir boşluk karşılar seni hemen. kimisi ufak söküklerdir, kimisi ise sonradan teker teker patlayacak ucuz işçiliğin emaresi dikişlerdir. zaten biraz da senin şu hayatta dikiş tutturup tutturmayacağını belirleyen de hayatına ilmek ilmek işlemiş defolarındır.
• 'i didnt choose to be this' ^*