• krzysztof kieslowski'nin dekalog adlı on emir işlemesinin 55 dakikalık üçüncü ayağı.
    "sabat günü tatil yapacaksın ve o günü kutsal kılacaksın!" temalı üçüncü emirden yola çıkılarak çekilmiştir.
    karlar altında tek başına sabah saat yediyi bekleyen ölü bir şehrin tanıklığında yaşanan yalan ve yasak bir geceyi anlatır.
    diyaloglar her zamankinin aksine; kırmızı renkler ise katmerlerce fazladır.
    melek karakteri, bu bölümde makinist olarak karşımıza çıkarken; dekalog jeden'deki baba karakteri; filmin başında binadan çıkış yaparken gözümüze çarpar.

    dekalog serisinin diğerleri için lütfen;
    (bkz: dekalog jeden)
    (bkz: dekalog dwa)
    (bkz: dekalog cztery)
    (bkz: piec dekalog) *
    (bkz: dekalog szesc) *
    (bkz: dekalog siedem)
    (bkz: dekalog osiem)
    (bkz: dekalog dziewiec)
    (bkz: dekalog dziesiec)
  • dekalog serisisnin üçüncüsü olan bu film, eski metresinin oyununa gelen bir taksi şoförünün noel gecesini onunla geçirmesini anlatır

    --- spoiler ---

    15. dakika civarında ewa arabaya binerken ön kelebek camda bir erkek yüzü beliriryor. film hatası mı yoksa göz yanılması mı bilemedim.
    --- spoiler ---
  • "remember the sabbath day, to keep it holy." emirinden yola çıkarak çekilmiş dekalog serisinin üçüncü filmidir.
    --- spoiler ---

    filmimiz herzaman ki gibi karakterlerimizi tanıyarak onların geçmişleri hakkındaki soru işaretlerimizi oturtmakla başlar. taksi şöförü olan janusz noel gecesinde ewa adlı bir kadından telefonu alır ve olaylar başlar. ilerleyen dakikalarda ewa ile janusz arasında geçmişte bir ilişki olduğunu anlarız. ewanın şoförlüğünü yapan janusz geçmişi arkasında bırakıp evlenmiş ve düzenini kurmuştur mutlu sayılabilecek bir evliliği vardır ve noel gecesi ewanın sonradan yalan olduğu anlaşılan bir sebeple onu gecenin derinliğine sürüklemesi sayesinde ailesinden uzakta kalır. bizim ikili başlarlar yolculuk etmeye, yol filmlerine benzer bir havası da vardır bu filmin, yol aldıkça kendileri hakkında yaşadıkları ve itirafları derinleşmeye, sonuca varamasalar bile konuyu derinleştirmeye başlarlar. emirde de dediği gibi o günü kutsal kılarak kendilerine ait bir arınmaya giderler ve aşk, pişmanlık, yalan, sadakat, ihanet gibi tüm duyguları kendi içlerinde bulup onlardan bahsederek, noel gibi kutsal bir günü kendi içlerinde bir kez daha kutsallaştırarak, aşka dair çözümlemeler yaparlar. olmaması gereken karanlık bir gecedir, ewa janusz sayesinde geçirdiği noel gecelerini adeta bir gecede telafi etme derdindedir. ve yalnızlığını saklamadan adına bir sürü yalanlar söyleyip sonunda yine teslim olmak istediği adama yani janusz de kendini bulmak ve arınmak ister. derken filmimiz bir ömür niteliğinde 24 saat sonunda biter. (bkz: evli evine köylü köyüne)
    --- spoiler ---
  • trzy, dekalog serisinin üçüncü filmi. film, on emir’in üçüncü emri olan ‘sabat günü tatil yapacaksın ve o günü kutsal kılacaksın’ söylemi üzerinden şekilleniyor. trzy bir noel baba kılığına kostümlü bir taksi şöförünün noel akşamında evine hediyelerle gitmesiyle başlıyor. ilk sahnede dikkat çeken nokta kieslowski’nin yapmış olduğu ince bir dokunuş. dekalog’un birinci filmi olan jeden’de gördüğümüz baba krzysztof karakterinin bu filmin baş karakterlerinden olan janusz ile binanın girişinde karşılaşırlar. janusz, krzysztof’a içeri girerken selam verir ve mutlu noeller diler. krzysztof dalgın bir halde tanımayadığım için üzgünüm size de mutlu noeller der. janusz eve girer ve krzysztof dışardan imrenerek içeri bakar ve yüzündeki özlemle birlikte içeridekileri seyreder. içeride janusz’lar ve çocukları ailece noeli kutlamaktadırlar. kieslowski bu dokunaklı dokunuşu yaparak açılış sekasında izleyicileri etkilemeyi başarır.
    trzy, bir noel akşamı janusz ve ewa’nın başından geçen bir yol ve arayış hikayesidir. janusz evde noeli ailesi ile kutladıktan yine ailesiyle birlikte kiliseye dua etmeye giderler. ewa’da huzurevinde kalan teyzesini ziyarete gitmiştir. teyzesine hediyesini veren ewa’ya teyzesi edward’ı da beklerdim der. ardından teyzesinin yanından ayrılan ewa’da kilseye dua etmeye gider. burada uzaktan janusz’u görür ve ona bakar. janusz’ta farkeder ewa’yı ve ondan gözlerini kaçırarak önüne döner, yanında çocukları ve eşi vardır. janusz’lar eve döndükten sonra telefon çalar ve arayan ewa’dır. telefonda bir süre konuşan janusz arabasının çalınmış olabileceğini belirterek gitmesi gerektiğini söyler. evden ayrılan janusz ewa ile buluşur ve neden noel akşamında kendisini rahatsız ettiğini öğrenmek ister. ewa’da eşi edward’ın kayıp olduğunu ve kendisinden yardım etmesini ister. biraz gözyaşı da dökerek janusz’u ikna eder ve beraber edward’ı bulmak için yola koyulurlar. önce yakınlardaki bir hastaneye giderek edward’ı sorarlar ama kayıtlarda edward isminde birisi yoktur. nöbetçi görevli bunun üzerine prag hastanesinde sahipsiz bir ceset olduğu ve isterlerse oraya da bakabileceklerini belirtir. bunun üzerine prag hastanesine giderler. morgda bahsedilen cesete bakarlar ve ewa bu kişinin edward olmadığını söyler ve ekler keşke o olsaydı yada sen olsaydın. ewa’nın bu söyleminden ve aralarında geçen diğer konuşmalardan aslında ikisinin arasında daha önce bir ilişki yaşandığını ve bu konuşmaların ve durumun bunun bir yansıması olduğunu anlarız. hastaneden ayrıldıktan tekrar yola koyulurlar ve yolda arabayı süratlı bir şekilde trenin üzerine sürer janusz ve son anda direksiyonu kırarak arabayı ve kendilerini kurtarır. bu sahne aslında janusz’un içinde bulunduğu çaresizliğin ve durumun bir belirtisi ve sonucudur. janusz hem ailesine bağlıdır hemde ewa’ya karşı da yaşadıklarından dolayı bir bağlılığa sahiptir. daha sonra ewa’yı evine götürür. ewa, janusz’a dışarıda beklemesini ve eğer edward evde değilse yukarı çıkmasını ister. evde kimse yoktur ve ewa polise telefon açarak edward isminde bir adamın bir otobüs durağında baygın bir halde olduğunu söyler ve telefonu kapatır. ardından janusz yukarı gelir. aralarında yine geçmiş üzerinden bir hesaplaşma yapılır.
    janusz lavaboya gider ve orada traş aletini görür. içindeki jileti kontrol eder ve jiletin körelmiş olduğunu fark eder. janusz anlar ki aslında bu alet çok uzun zamandır kullanılmamaktadır. lavabodan çıkınca ewa’ya edward’ın sakal bırakıp bırakmadığını sorar ve ewa’dan hayır sakal bırakmıyor cevabını alır. tam o sırada kapıya noel kutlaması için çocuklar gelmiştir. kapıyı açan ewa başını janusz’un göğsüne yaslayarak çocukları izler. bu aslında ewa’nın yaşamak istediği anın bir gölgesidir. ewa lavaboya girer ve jileti kontrol eder. o da janusz’un durumu fark ettiğini anlar. sonra polise telefon açar janusz edward ile ilgili bir bilgi olup olmadığı konusunda. bir otobüs durağında sarhoş ve baygın bir adam bulunduğu söylenir ve alkoliklerin olduğu bir merkezde olabileceği belirtilir. alkol merkezine giderler ve karşılarına aynı morgda olduğu gibi çarpıcı bir manzara çıkar. çıplak bir biçimde soğuk suyun altında duran adamları görürler. edward’ı sorar janusz fakat merkezde böyle birinin olmadığı anlaşılır. o sırada tekrar işinin başına dönen görevli adamlara su tutmaya devam eder. bu manzara karşısında daha fazla dayanamayan janusz adamın eline sarılır ve suyu kesmesini söyler. adamlara tartışırlar ve oradan da ayrılırlar. kieslowski yine bu sahne ile yozlaşmış ve manasızlaşmış sistemin kötü yanlarından birini gözler önüne serer. merkezden ayrılan janusz artık eve gideceğini söyler. ewa’yı da eve bırakmak ister ama ewa son olarak istasyona bakmak istediğini söyler. janusz çaresiz, istasyona giderler. oradaki görevliye edward’ı sorar ewa ama böyle bir adamı hiç görmemiştir görevli. ardından ewa cebindeki fotoğrafı çıkarır ve gösterir janusz’a. fotoğrafta bir adam, bir kadın ve iki çocuk vardır. bu kim diye sorar şaşkınlıkla janusz. ewa adamın edward olduğunu ve yanındakilerinde ailesi olduğunu söyler. edward aslında ewa’yı janusz’la ilişkilerinin olduğunu öğrendiği gün terk etmiştir. janusz’a neden yalan söylediğini anlatır. 3 yıldır yalnız geçirdiği noellerin ardından sevdiği adam olan janusz’la birlikte bir noel akşamı geçirmek istediği için bunları yaptığını anlatır. bu sahne aslında yaşananların bir özetidir. bu çözülmeden sonra janusz ewa’yı arabasının olduğu yere bırakır. her ikisi de ayrı yönlere doğru giderler. böylece bütün bir gece süren bu yolculuk sabaha varıldığında son bulmuş olur.finalde ise janusz eve döndüğünde salonda uyuyakalmış eşini görür. kadın janusz’un geldiğini görür. janusz arabanın bulunduğunu söyler ama eşi ben zaten biliyorum der. ve sorar ‘ewa ile birlikte miydin?’ janusz’ta ‘evet, ewa’ der. aslında eşinin de durumlardan haberdar olduğu anlarız. ve son olarak akşamları tekrar dışarlarda kalmayacaksın dimi der. janusz hayır diyerek kafasını sallar ve trzy biter.
    emirde kutsal günde çalışmamak gerektiğinin yanında bayramın aile ile beraber geçirilmesini ve yabancılarla geçirilmemesini belirtir. janusz aslında bu emre karşı gelmiştir. yine de gecenin sabahında evinde ailesiyle birliktedir janusz. trzy dekaloglar arasında zayıf bir halka gibi dursada farklı bir anlatım ve değişik bir bakış açısı sunar. tercihlerin ve yaşanmışlıkların arasında kalmış iki insanın bir noel gecesini yalın bir biçimde yansıtır. dekaloglardan sonra çekeceği üç renk üçlemesinin de ana hattı olan renk olayının burada ipuçlarını da verir kieslowski. belki yılbaşından dolayı olmasındandır fakat kırmızı ve beyaz renkler hakimdir ve yoğundur trzy’de. başlangıç ve sonuç bölümleriyle kendi içersinde tutarlı olmayı başarmış bir filmdir.
  • bazı sahnelerde akıllara jim jarmusch'un night on earth filmi geliyor.
  • --- spoiler ---

    ewa janusz'dan elini uzatmasını ister, ewa'nın janusz'un elinin içine bakarak yaptığı yorum harikadır.

    - sevilmemiş, anlaşılmamış...

    --- spoiler ---
  • ...
  • --- spoiler ---

    bu 10 film arasında içinde çocukla ilgili bir konuya değinilmemiş tek filmdir.

    --- spoiler ---
  • dekalog serisinin en begendigim filmlerinden biri. --- spoiler ---

    janusz tuvalette jiletin keskin olup olmadigina bakar, gorur ki jilet korelmis, sorar ewa'ya "edward sakal mi birakti?" ewa "hayir" diye yanitlar. yalan soyler. janusz bozuntuya vermez ve devam ederler edward'i aramaya. aslinda gecenin basindan beri kendini yalniz hisseden ewa degildir sadece, hatta belki de cevresindeki insanlara ragmen daha yalniz hisseden janusz'dur kendini. bazi hayatlar yalniz kalmaktan kacip yalniz hissetmemeye calisarak geciyor; bazilari ise yalnizliga alismaya calisip, hatta guclu bir yon gibi gorup insanlardan kacarak.
    --- spoiler ---
    saat gec ve ben sacmaliyorum iste.
  • az değilsin kız ewa.
hesabın var mı? giriş yap