delirme noktası

• sınır ile sınırsızlığın buluştuğu nokta. nirvanaya ulaşmaktan korkmayanlar için korkusuzluğun ve özgürlüğün ilk adımı. fazla da abartmamayım...
• delirme noktası için reçete :iki diş sarmısağı yastığınızın altına saklayın ve sarmısak kokusunun iyice içinize sindiğine emin olana kadar küfretmeyin, sinirlenmeyin, az yiyin, az için, kısacası, içinize dönün ve kimseyi görmeyin. sonra gümleyeceğinizden kuşkunuz olmasın... işte gümlediğiniz ilk an delirme noktası olabilir.
• geçilince rahatlanan nokta. ordan sonra 'ulen delircem ha!' ya da 'delirtecek misinz ulen beni?' gibi cümleler ve cevapları manasız kalıyor
• o program senin bu diploma benim, cv'im dolu görünsün diye yemek yiyecek vakit bulamadığım zamanlarda. rahmetli dedem "fazla zorlama, su kaynatırsın sonra. şimdi zirve, zirveden sonra ise gelir zırva" derdi
  öyle de oldu galiba :)
• delirme noktasından sonra kurulan ilk cümle genellikle takip eden günün gazetelerin 3. sayfasında alıntı olarak kullanılır.
• (bkz: delirium tremens)
• periyodik cetveldeki kimya elementlerinin delirme noktası, yaklaşık 7000-8000 dereceden başlar. örneğin, tungstenin 7311 derecedir. ancak molibden bu konuda istisnadır, sadece 3499 derecede delirir.
• kisinin staj yapmaktayken,saatler boyunca yalniz oturdugu ve tek kelimeye bile muhtac oldugu anda,yan odada loopa alinan sarkiyi yuzuncu kez dinlemesi ve artik hareketlerini kontrol edemez hale gelip elinin,ayaginin,kafasinin titremeye baslamasiyla,"kafami hangi duvarda parcalasam?" "yoksa kulaklarimi mi kessem?" "aslinda en iyisi basip gitsem mi?" dusuncelerinin kafasinda donmeye basladiginda cok yaklastigini anladigi nokta..
• çok konuşan anneler ve aramayı sırf tembellikten unutan sevgililerin rahatlıkla aşağıya çektiği nokta. sabit değil.
• hisler ve mantıgın arasında kalınan durumlarda dengesiz davranıslar sergilemenin akabinde kişi ve karsısındaki muhattabının ortak olarak geldigi nokta.