• (bkz: tezer ozlu) nun agabeyi. ferit edgu ile birlikte varoluscu akim icerisinde yer almistir. bir kucukburjuva'nin genclik gunleri, berlin'de sanri, ithaka'ya yolculuk gibi tadina doyulmaz kitaplari vardir.
    stokholm'u viyana'yı ve onlarin kafelerini ondan iyi kimse anlatamaz.
    turk edebiyatinda nedim gursel'le birlikte en iyi "sevisme" yazan yazardir.
  • nedim gursel icin (bkz: nedim gursel)
  • kimse onun gibi beyoglu anlatamadi. (belki bir de salah birsel)
    beyoglu'nu her kitabinda anmistir, ama 60 sayfalik bir beyoglu dusu vardir ki... hatta harika atif yilmaz filmi hayallerim askim ve sen'in bir kismi bu kitaptan senaryolastirilmistir.
  • entellektüel ve esrarlı havasıyla edebiyatımıza yeni bir soluk getirdiği söylenen ve aşk ve poster adında yayımlanan varoluşçu ve gerçeküstü öğelerle bezeli öyküleri olan yazar.
  • tuzla piyade yedek subay okulu'ndan, daha dogrusu herhangi bir yedek subay okulu'ndan cavus cikmis az ornekten biri.. ya da cikarilmis diyelim..

    harika romani bir kucuk burjuvanin genclik yillari, tatavla bilen cok insana parmagini isirtmistir..

    entellektuel ve esrarli havasiyla yeni bir soluk getirmesi herhalde eski zamanlar icin.. yoksa ta 50'ler kusaginin yazari, ilaveten, aslen hukukcu..
  • kızkardeşi tezer özlünün hiç yayımlanmamış eserlerini feriköy'deki anne evinde bulan ve yarın isveç'e gidecek olan yazar, the marmara müdavimi.
  • paris'te bir köşe kahvede otururken sartre'ın siluetini görmüş ancak
    basireti bağlandığı için gidip birkaç laf edememiş, içinde bunun uktesini
    barındırmış insan... içini hislenmelerle doldurmuş, sonra da bunları bir
    güzel yazıya dökmüş, okundukça yanı başınızda konuşan bir insandan çıkan
    ifadelerle rastlaşıyormus hissi uyandıran, böyle bir garip etkileyiciliği
    olan insan. bir de "bunaltı" diye bir kitabı vardir ki, sartre'ın "insan bir
    bunaltıdır" lafıyla yapar açılışı sonrası da günlükvari bir havayla sürer
    gider, öykülerdir bunlar aslında.
  • hayal kirikligi yaratan yazar. ozellikle de birden fazla kitabini almak gibi bir gaflette bulunduysaniz vay halinize. garip bir yabanci hayranligi*, anlamsiz bir olum saplantisi, cinsel beceriksizligini nerede ise her kitabinda isleme sevdasi... apayri bir mutsuzluktur. tezer ozlu'nun kardesi olabilecegine inanmak zor. cidden kotu.
  • feridun andaç'tan bir onu anlatan güzel bir alıntı...
    kopuşlarin, buluşmalarin yazari

    1950 kuşağı yazarlarından olan demir özlü, "yazı yazma denilen o belirsiz, değişik" yolculuğu yıllardır yurtdışında sürdüreduruyor. 1980 yazında isveç'e yerleşen özlü, kuşağının verimli kalemlerinden biri oldu. öyküler, romanlar, günceler, anlatı ve denemeler yazdı. yazarlığınının, bu süreçte, yepyeni bir boyut aldığı gözlenir. uzunca bir süre yurda dönemedi. ilkgençlik yıllarının geçtiği, tutkuyla bağlandığı kentin, istanbul'un özlemi yazdıklarına sindi. yazarlığının anakarası olan bu kentin sürgünlüğünde yaşadı uzunca bir süre. onu gezgin kılan sürgünlük duygusu, yazı coğrafyasını renklendirdi. "...yazıp durarak kendine sahip çıkmak" düşüncesinin izlerinde dolaştı, varoluşun dehlizlerine bu duyguyla indi. sarstı, sarsıldı. "yazmanın dolduracağı bir yaşam biçimi"ni önceledi sürekli. sonraları, koptuğu bu kente* döndü sık sık..çocukluğunun, ilk gençlik günlerinin izlerinde dolaştı, dolaştırdı okurunu.

    sürgünü gerçekten yaşamış olanlardan biri de o...
hesabın var mı? giriş yap