deniz küstü *
-
bir arkadas. sevimli cocuk. az once de denildigi gibi florida vatandasi. bu sene sonu amerikaya yolcudur. sozlukten iki kisiyi taniyor anlasilan (bkz: tesaduf)
-
benim basbelam...
by nepenthes -
birucbes-135 lilerin ex - eniştesi. (bkz: her iste bi hayir vardir)
-
yasadiklarimi anlayan, gurbet ellere beraber gittigim, ayni ozlemleri yasadigim, her seyimi paylasabildigim yegane dostumun gercek ismi. ayni zamanda cok yakinda kisisel fitness hocam olacak kisi.*
(bkz: drizzt134)
(bkz: yillik formatinda entry girmek) -
istanbul'u ve denizi sait faik oykuleri kadar guzel anlatan yasar kemal romanlarindan biri.
hafif old man and the sea havasi sezilse bile, ondan cok cok uzak istanbul'un, istanbullunun hikayesi bu. ayrica yunuslar marmara nin baliklarini bitiriyor diyenlerin bu kitabi okumamis olmalari uzucu. gerekli cevap 25 yil once verilmis bile. -
halk arasında denizin kıyıya yosun, çamur, ceset ya da aldığı her ne ise getirmesi anlamında kullanılır.
-
denizin içine boşaltılan yüzlerce tonu atıksuyu, boku ve diğer bilimum pislikleri bir seferde insanlığın üzerine püskürtmesiolmasını ne de çok isterim sonucunda sarf edilebilecek söz
-
masal gibi bir romandır "deniz küstü", çağcıl bir masal:
"güneş denizin üstüne inmiş mosmor kesilmişti, ışıklı pembe mor bir yuvarlak, denizi, göğü, dünyayı pembe mor bir ışığa boğmuştu. arada bir pembe morun içine uçaklar düşüyor, bir altın, yıldız damlası gibi akıp gidiyordu, arkasında çok pembe, ipiltili, uzun, yıldız kayması bir kuyruk bırakarak." (259. sayfa)
"orada süleymaniyenin üstünde üç kere şimşek çaktı. şimşeğin bir tanesi dörde bölündü, sonsuz hızda bir ışık seli dört koldan süleymaniye camisini fırdolayı kuşatıp ortadan anında yitti. ışık seli akarken bir an süleymaniyenin kubbesi göğe ıpıslak yükseldi, büyüdü, karanlık ışıladı." (222. sayfa)
"biraz sonra arka arkaya gökler gürledi. şimşekler gökyüzünden denize kadar durmadan, göğü parça parça bölerek durmadan akmağa başladılar, karanlık denizde çakarak. bir şimşek geldi kayalıklara vurup dört parçaya bölündü, bir parçası hayırsızadayı bir kuşak gibi bir baştan bir başa sardı, dolandı, ada ıpıslak, karanlık ışılayarak göğe yükseldi, indi." (487. sayfa) -
koy (the cove) belgeselini izlerken yıllar sonra aklıma düşmüş bir yaşar kemal kitabı. ilk baskısı kasım 1978'de milliyet yayınları'dan çıkmıştır.
-
bu kitaptan sonra yaşar kemal okumayı bıraktım. sanırım orta okuldaydım. ağır geldi tabi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap