*

  • van gogh uun hayatını okuyup onun şizofrenliğine, leonardann hayatını okuyup onun yanlızlığına özenerek binlere hasleti unutup en lümpen kişinin bile gözüne batan dezavantajları işine geldiği ya da sadece başarıyla onları yapabildiği için uygulamak salaklığı.bu tip denyoların ibne ya da faşist ressam hayatı okumamasını ummaktan başka dileğimiz olamaz.
  • kulak kesip bir tüp dolusu yağlıboya yemeye kadar vardırılabilecek durum.
  • desen dili atölyesinde tahammül etmek zorunda kaldığım aptal kızların durumu.sanatçıyım çılgın gibiyim edasıyla yerlerde yatar yuvarlanırlar,emekleyerek dolaşırlar,casual görünmeye çalışırlar, model souktan donarak poz verirken onu beğenmeyip köşede duran kılıcı çizerler ve de sorulan her soruya atlayarak salaklıklarını konuşarak da ifade ederler.
    (bkz: cinayet sebebi)
  • güzel sanatlar fakültesine ilk girdiğim seneler 3. ve 4. sınıf öğrencileri sanatçı triplerine girerlerdi. okulu bıraktığım dönem bu trip 1. sınıflara bulaşmıştı. şimdi yetenek sınavına girmek için kursa giden, tavsiye üzerine 2 sergi gezen, bir kaç desen çizen (özellikle kızlar) sanatçı havalarına bürünüyor. bi bilseler sanatçı havası diye bi şeyin olmadığını ne güzel olacak.
hesabın var mı? giriş yap