• bir ahmet mete ışıkara klasiği.
  • "nasıl olsa tedbir almayacağız bari boşuna korkmayalım, yaşadığımızı kâr sayalım" anlamındaki eylem.
  • halkı etkileyebilecek en önemli kurumlar olan tv kanallarının asla beceremeyeceği şey.
  • kim ne derse desin türkiye şartlarında böyle bir şey yok, olamaz da. ona rüşvet ver, o seni idare etsin bu seni kayırsın derken sen dik deprem bölgesinde denetimsiz bir şekilde tepesini bile göremediğin yükseklikteki binaları zamanında sonra depremle birlikte yaşamayı öğrenmeliymişiz. yok öyle bir şey. yeni binalar sağlam, eski binalar olmayabiliri de yok bunun. bundan daha üç ay önce van’daki o büyük depremi yaşadım, hem de daha bir ay önce bitmiş, lüks bir şekilde döşenip adında da rezidans kelimesi geçen bir binada. hiç inceleme bile yapmadan tarihteki örneklerine bakarak van’ın deprem bölgesi olduğu çok rahat bir şekilde anlaşılabilir, bina da yeni, e peki sonuç? biz altı katlı o binanın ikinci katından duvarların çatırtılarla çatlamaları arasında kafamızda moloz döküntüleriyle kendimizi dışarı zar zor dışarı attık. o yeni dediğimiz, sağlamdır diye güvendiğimiz bina çıktığımızda arkadaki binaya yaslanmış duruyordu. belki de o bina olmasaydı çıkmamıza bile fırsat kalmadan tepemize çökecekti. şimdi bu bahsettiğim binaya az hasarlı raporu verilip bir güzel makyaj yapılarak hiçbir şey olmamış gibi insanlar kiralamaya başladılar bile. bundan 4-5 sene sonra, yeni büyük bir depremin olmayacağı garantisi yokken ve insanlar o binada her şeyden habersiz oturuyor olacakken kimse kusura bakmasın depremle yaşamaya falan alışamam.

    insan depremle yaşamaya ancak tek ya da iki katlı evlerde yaşayıp, yıkılsa bile bir şey olmayacağı bilincinde olursa alışır. öyle olursa sallanırsa sallansın der bakarsın işine. ama sen ne halde olduğu belirsiz betondan yapılmış onlarca katlardaki binalara gir, sonra depremle yaşamaya alışmaktan bahset. bu resmen doğaya meydan okumakta başka bir şey değil. ha girmeyip da napacağız sorusu geliyor bu sefer akıllara, işte o lanet sorunun cevabı malesef türkiye şartlarında ‘o binalara girmekten başka çare yok’ oluyor. bunu şu anda van depremini yaşamış en yakın tanıklar olarak bizden başka kimse anlayamaz muhtemelen. hala büyük sarsıntıların beklendiği söylenen şehirde zaten boktan olan bir de depremle darbe almış o evlere, binalara girmek durumunda kalıyoruz ve en ufak bir sarsıntıda ölmeyi beklemekten başka çaresi de kalmıyor insanın doğal olarak. depremle yaşamayı öğrenmek için en başta içinde oturduğun binaya güvenmen gerekiyor ki gerisi gelsin. işin kısası böyle bir şey şu an için şu şartlarda mümkün değil, depremden ziyade korkuyla yaşamaya alışmak kulağa daha mantıklı geliyor.
  • depremle yaşamaya alışmalıyız şeklinde ifade edilmiş aforizma

    a. mete ışıkara - 1999
hesabın var mı? giriş yap