• kafka'nin ayni adli, klostrofobik, kafka'nin amerika'ya gitmeden, edindigi bilgilere dayanarak yazdigi, multecilerin amerika'ya gelirken ozgurluk heykelinin elinde bir mesale yerine bir kilic gordugu [kafka ileri goruslu adammis vesselam] roman.
  • franz kafka’nin, kendi tabiriyle, diger eserlerine oranla en iyimser, umut dolu ve aydinlik romani olan amerika, eski kitadan yeni kitaya yollanan 16 yasindaki karl rossmann’in gercek/fantastik/ buyulu/ huzunlu/ komik oykusudur. roman, aslen fransa ve italya’dan uzaga gitmemis olan kafka’nin, imgelemiyle ciktigi bir okyanus asiri yolculuk olarak nitelendirilebilir. cevresine yazmakta oldugu kitaptan bahsettiginde bu ulke ilgili ne bildigini sormuslardir, cok az ingilizce bilen ve hic amerikali tanimayan kafka’ya. o da benjamin franklin’in gunluklerini okudugunu , walt whitman’a hayran oldugunu, ve amerikalilari saglikli ve iyimser olduklari icin sevdigini soylemistir. (sonradan bir sure kaldigi sanatoryumda surekli huysuzlanan bir takim amerikali hastalarla tanistiginda hayal kirikligina ugramistir) ulkesinden uzaklastirilmis, kalp sizlatacak derecede saf bir genc olan rossmann’in amerika deneyimi uzerine kurulu olan roman, ulkenin gercekligini de son derece siirsel bir ustalikla gozler onune serer. buram buram masumiyet kokan kitap biter, rossmann kalbinizin kosesinde yolculuguna devam eder.
  • kafka'nın bir romanı. rossman amerika'nın ilk önce zenginliği, rahatlığı ve kendince özgürlüğü ile tanışır ardından bir anda kendini amerika'da yaşam mücadelesi içinde buluverir. bu mücadele ne içindir, amaç nedir, ele geçen nedir, plan nedir soruları tamamen kayıp, kontrol dışı bir arayıştır. okurken dışarıdan müdahale etme ihtiyacı duyduğum başka bir kafka kitabı..
  • franz kafka'nın bir romanı. romanın diğer adının kayıp olması da bir ironi sanki.
    romanda amerika'ya giden 16 yaşında bir avrupalının hikayesi var (yoksa kayboluşunun mu desek)
    roman dili işin açıkcası biraz yavan geldi.

    gerçi kafka'nın otelin asansörleri işleyişini anlatışı, sonraki kalınan evin ve apartmanların kalabalıklığı tam kafkaesk tanımlamalar. özellikle miafirliği gittiği konağın bitmez tükenmez koridorları da öyle.
    sonuçta amerika bir dev, tıkır tıkır işleyen bir makina. ancak romanın birçok yerinde mekan betimlemeleri şato'nun güzel tadına yaklaşırken, olayların kurgusu dava'nın yanından geçememiş.

    sanki roman bittiği "kumpanya" da başlayacak gibi ama bitiveriyor.

    ne yalan söyleyeyim sürekli kötü arkadaş ve "yanlış ahlaki tercih"lerin sürüklediği roman kahramana "ah hadi şu hareketi yapma da kurtar paçayı" bakış açısıyla saf bir karakterin kötü bir hayattan kurutulup tipik bir "amerikan başarı hikayesi"ne yaklaşmasını bekliyoruz.
    böyle dramatik bir kurgu, ne şatodaki ne dava'daki gizeme ve karakterin silinip daha doğrusu siliksizleşmesi ve öznemsizleşmesi atmosferine yakınlaşıyor.
    ve tamda roman bu gizeme bürüneceği sırada bitiyor.
    bir yazarın kendi ölümündne sonra yayınlanan bir bitmemiş romanı ile sanki kaşıkarşıyayız.
  • diğer kafka romanlarına göre geleceğe daha bir umutla bakan bazen insanı hakikatten kastıran bazen de hayata dair hoş ayrıntıları yakalayıp bizlere sunan franz kafka romanı.
  • franz kafka'nın kasvet bulutlarından en uzak romanı sanırım. dava, dönüşüm, açlık sanatçısı gibi kitaplarının aksine bir yerlerden bir ışık huzmesi düşüyor kitabın üzerine. diğer kitaplarındaki insanın sinirini bozan tavırları ve uzun psikoloji oyunlu konuşmalarıyla dikkat çeken absürd, hatta sürrealist karakterlerinden daha aydınlık karakterler barındırıyor bünyesinde.

    karakterin iç dünyası, arzuları da diğer eserlerindeki kadar karmaşık, çıkmaza düşmüş, gizemli değil. hatta karakter asla toplumdan tam olarak soyutlandığı bir noktaya taşınmıyor.

    öğrenci, başkapıcı, brunelda, delamarche, robinson gibi bilindik kafka anlatısıyla yaratılmış özgün karakterler de kitabın değerini arttırıyor.
  • franz kafka'nın ilk romanıdır, kendi verdiği isim de "kayıp"tır. kafka bunu 1912'de yazmış, ancak yayımlatmamış ve diğer eserlerinde olduğu gibi bunun da yakılmasını dostu max brod'a vasiyet etmiştir. brod da ne güzeldir ki bu vasiyeti yerine getirmemiş ve 1927'de yayımlatmıştır.

    http://upload.wikimedia.org/…kafka_amerika_1927.jpg
  • franz kafka'nın 1912'de yazmaya başladığı ve kayıp adını verdiği ilk yapıtıdır. kafka'nın ölümünden sonra arkadaşı max brod tarafından, amerika adıyla 1927'de yayınlanmıştır. ailesinden 16 yaşında ayrılarak amerika'ya, zengin amcasının yanına giden praglı delikanlının yaşantısını anlatan bu romanda, -kafka'nın diğer romanlarından farklı olarak- iyimser bir hava hakimdir.
  • kafka'nın ilk yazmaya başladığı ama en son yayınlanan romanıdır. amerika, iyimser tutumuyla dava ve şato gibi yapıtlarından ayrılsa da yine korku, suçluluk ve yalnızlık on altı yaşındaki karl rossmann'ın peşini bırakmaz. kafka'nın diğer eserlerinde olduğu gibi soğuk ve otoriter bir baba figürü- bir kaç cümleyle de olsa yer verilmiştir, farklı yorumlamalarla veya yanlış anlaşılmalarla gelen ayrılıklar, nasıl olduğu anlaşılmayan bürokratik engeller, cezalar amerika adlı eserinde de bulunmaktadır.
  • film olsa yarısında çıkardım ama kitap olduğu için sonuna kadar okudum.
hesabın var mı? giriş yap