• haluk şahin'in derin haber programinin yeni yayin donemindeki adı. program sohbet agirlikli bir formata gecmesi dolayisiyla bu adı almis.
  • tv 8'de yayınlanmakta olan program.
  • eğer bir horlayan* maymun, bir ağaç yükü kadar türdaşını gece tehlikelerinden koruyorsa... 'biz uyumuyoruz, derin sohbet ediyoruz,' havalarında. (bkz: horlama/@ibisile)
  • cok sevdigim bir sey.

    olmadigi zaman kendimi adeta mutsuz hissediyorum. insanlarla, kendimle, bag kurdugum her seyle ve herkesle olaylarin derin yuzunu konusmak, sakin ve derin sularda beraber yuzmek istiyorum. bu yorucu bir seruven de; ama ihtiyacim kadar olmadigi zaman da baya kendimi iyi hissetmiyorum. **

    toplumun onem verdigi sey bu degil oysa ki... siradan bir 'nasilsin, napiyon, ay ne aldin, ne giydin' uzerine gidiyor sohbetlerin cogu. gecen gunlerde aileden biri bir soru sordu bana, basit bir soruydu. ama benim icin dusunmesi ve paylasmasi derin bir konuydu. basladim anlatmaya... bos bos baktilar once. sonra yuzeysel birkac sey soylediler. ben baska alanlara girerken kalkip gitti.

    nasil ya? diye dusundum icimden. biri bana kalbini acacak, aklindakileri, endiselerini, yapmak istediklerini, zorlandiklarini... icten bir sekilde hassas kalbini acacak ve bana sunacak, ben de "öff yaa bana ne" deyip cekip gidicem??!!!

    onem verdigim cok fazla sey var. insanlarin cogunun onem verdigi seylerden daha otesine deger veriyorum hatta yer yer, onu onemsiyorum. rumi'nin dedigi gibi: "yanlış yapma ve doğru yapma fikirlerinin ötesinde bir alan var. seninle orada buluşuruz. ruh o otların arasında yattığında, dünya hakkında konuşmak için çok doludur."

    burada bulusmak, burada tanismak, burada kendini aramak, burada kendini bulmak, burada karsilasmak, burada sohbet etmek veya beraber sessizce oturmak varken yuzeysel butun sohbetler ve beklentiler beni geriyor, sıkmanin otesinde. (bkz: small talk/@sacmalog) sevmeme sebeplerimden.

    cogu insanin icinde boyle bir ihtiyac yok. veya var, ona nasil ulasacaklarini denemiyorlar bile. veyahut kendinden baska ilgilendigi biri yok... hayat bazen cok sıkıcı. guzel insanlar da var, o alanda dogru ve yanlislardan uzakta bulusabildigin ama sayica azlar. ve genellikle konusmak bile gerek kalmiyor derine inen birinin yaninda oldugunda. onun varligi ile varligin onurlaniyor, kendi varliginin agirligini da hissediyorsun beraber...

    bunu yapmak istedigimde munazara, tartisma, kavga, dogru-yanlis uzerinden bir konuyu konusmaya calisanlara denk geldigimde ayrica ifrit oluyorum. niyetimi cok yanlis anladiniz... sizin ihtiyaciniz da o belki, ama ben cimlerin altinda sakin sakin birbirimizle bir seyler paylasmak istiyordum. aklimdakileri dokmek, sordugun sorularla baska acilar kesfetmek... anlasilmak... seni dinlemek, seni duymak, duyulmus hissetmene katkida bulunmak. sana deger verdigini soyleyen kimsenin, senin bile gitmeye korktugun yerleri gordugumde sefkatle selamlamak, anlamak, duymak ve hayatta kendine bir yer bulmasi icin alan acmak, o ana davet etmek...

    bunu dusunen ve anlayan insanlar pek yok. bu acidan yalniz oldugumu hissediyorum yer yer hayatta, varolussal bir yalnizlik hissediyorum kimi zaman hatta. hep bu sekilde bulusmak isteyenleri ariyor gozlerim ama bunun icin yer ve zaman pek olmadigi gibi, oldugunda benimle bulusmak isteyen de az... eskisi gibi "sirf karsimdakine" ilgimi vermeyi biraktim cunku, o yuzden ilgi delileri veya ilgi verme fakirleri bulurdu eskiden beni, iyice yalniz hissederdim kendimi. simdi kendimi de gosteriyorum, ama gorup dikkatle yaklasan az diyebilirim. veya bunu hissettiren.

    onun yerine "sacmalik"ta bulusmak daha kolay oluyor. basit bir saka, surpriz bir surat ifadesi ile birinin yuzunu gulumsetmek, o sekilde bulusmak. daha kisa ve uygulanabilir. bu sefer de kimi zaman insanlar derinlerdeki beni gormuyor, uzaktan sadece sakaci, neseli biriymis gibi goruyorlar diye hissediyorum.

    her halimle olmak, her halimle anlasilmak istiyorum.
    insanlari her haliyle tanimak, her haliyle anlasilmak isteyenlerle bulusmak istiyorum.

    her halinle oldugunda ozgur olup, kendi kendine oyunlar, sakalar yapan insanlar istiyorum hayatimda daha cok. korkmadan, korkutmadan. kacmadan, utanmadan. severek, isteyerek, zevkle bunu yapanlari ve bu oyunda olmayi yasam sekli yapanlarla bulusmak istiyorum...

    insanlar ev araba sohret istiyor. ben donmus bunlari istiyorum...
    cok sey mi istiyorum? bilmiyorum, belki de bu yuzden var olan dunya ile bulusamiyoruz ihtiyacim olan sıklıkta. ama bikmiyorum, pesinden gidiyorum... elbet ona da yer olacak, daha cok yer olacak. hayal etmekten hic bikmadim, tekledim diye birakmam da... elbet istedikce, emek verdikce bir gun o da olacak, daha dolu, daha derin, daha canli haliyle yasamimda.
  • çok özlediğim bir sohbet.

    çok insanla temas halindeyim, ecnebilerin small talk dedikleri, günlük şeyler, havadan sudan muhabbetler içinde çok sık bulunuyorum. günü renklendiren, espirili, insanın kafasını dağıtan bu muhabbetleri de çok seviyorum. ama biraz önce bir an oldu, aklıma uzun süredir kimseyle derin bir sohbet içinde bulunmadığım ve kimseyle de o derece yakınlık ve bağ kuramadığımı fark ettim.

    bir derdim olup anlatmak istediğim bir şey de yok aslında. mevzu o da değil. ben de kimseye kendimi o kadar açarak anlatmak istemiyorum, kimsenin de hayatında benim anlatacağım şeylerin benim beklediğim ya da umduğum türden bir karşılığı olacağını düşünmüyorum. bu kısmı biraz üzücü. ama kendine meşguliyetler yaratarak bir şekilde aşılıyor.
hesabın var mı? giriş yap