• beliren ve gelişen şeylerin kendiliklerinden etkin olduklarını, gelişmelerini sağlayan gücün dışarıdan gelmeyip kendileriyle özdeş bulunduğunu ileri süren öğreti, (bkz: gürecilik), (bkz: dinamizm), mekanikçilik karşıtı.
  • ilk başta düşünülenin aksine her türlü metafizik anlayışa da descartes'in mekanizmine de karşıdır. çünkü madde bizzat devimseldir bu düşünceye göre.
    devimsiz madde, hiçbir zaman ve hiçbir yerde olmamıştır. her maddesel cisim, yapısı gereği devimsel ve değişkendir. devimi sağlayan ilke de, her maddesel cismin hem çatışan hem birbirinden ayrılamayan karşıtlıklarındandır.
  • devinim için, dna benzeri bir referans noktası olmasını gerektirir. ayrıca (bkz: #88112295)

    bu da ilgili olabilir;
    (bkz: zerre küllün aynasıdır)

    nihayetin belli olduğu bir devinim sürecinde konu; potansiyelin açığa çıkarılması, açığa çıkacak sürecin gözlemlenmesi midir? sorusunu akla getirir. o zaman çok daha yüksek sesle ve vurgulu sorulması gereken soru; neden?

    ayrıca; (bkz: diyalektik)
  • zihin ile maddenin etkileşemeyeceğini, zihinsel fenomenlerin fiziksel fenomenlere etkide bulunamayacağını savunan görüş.

    geulincx bu düşünceyi savunur ve bir örnekle şöyle açıklar:

    ikisi de zamanı tam doğru gösteren iki saatimizin olduğunu varsayalım: saatlerden biri saat başını gösterdiği her seferinde, diğeri çalacak; bu yüzden birini görüp diğerini işittiğinizde, birinin diğerine neden olduğunu düşünürsünüz. zihin ve bedende de böyledir.
  • felsefedeki en genel anlamıyla doğadaki tüm nesnelerin, tüm görüngülerin güç ya da enerjinin birer dışavurumu olduğunu öne süren gerçeklik anlayışı; doğal nesnelerin türdeş madde taneciklerinin biraraya gelişleriyle meydana geldiklerini, kendileri dışındaki bir kaynakça devindirildiklerini öne süren düzenekçiliğe (mekanikçilik) karşı, doğal nesnelerde güç ya da enerjiden kaynaklanan bir özgücün varolduğunu, böylelikle de doğrudan doğruya maddenin kendisinin devimsel olduğunu maddenin devinime geçmek için dışarıdan bir itme gücüne gereksinimi olmadığını savunan öğreti.

    çoğu yerde "modern felsefe"nin kurucusu olarak geçen descartes'ın düzenekçiliğinin başsorgucusu leibniz, doğal nesneler için uzamın yalnızca yüzeysel bir görünüş olduğu, yer kaplama yükleminin doğal nesnelerin varlığını kavramak için yetmeyeceği düşüncesinden hareketle, nesnelerin özgül, uzamsız, maddesel olmayan güç birimleri olarak görülmesi gerektiği düşüncesini ortaya atmıştır.

    devimselcilik görüşünün felsefe tarihindeki izleri geriye doğru sürüldüğünde karşımıza yine formun maddeye içkin olduğunu öne süren; başka bir deyişle cisimlerin ya da nesnelerin, kendilerinde içkin özgül bir cisim ya da nesne olmaktalık ilkesi olarak "form" ile belirlenmemişlik ve uzamın ana kaynağı kendisi belirlenmemiş bir öğe olarak "madde"den oluştuğunu savunan ilkçağ yunan felsefesinin gözdesi aristoteles'in kendine özgü devimselcilik anlayışı çıkmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap