• devlet dairesi eğer patates kızartması ise, bu teyzeler mayonezdir.
    (buradaki analoji, "sağlıksız bir şeyi daha sağlıksız hale getirmek" üzerinden kurulmustur, iade kabul edilmez)
  • kimisinin elinde örgü şişi ile size talimat vermesi mümkündür. eğer çok üstelerseniz o örgü şişlerini kenara bırakıp size zehir zemberek cevaplar verirler.

    nerde bu teyzeler görülürse o kısımdan derhal uzaklaşmak gereklidir.

    (bu arada (bkz: sanki daha önceden yazılmıştı bu))
  • geçmiş dönemde çocuğuna kazan örenleri de mevcuttu. göremiyorum artık pek.
  • çalışma saatleri boyunca muayyen durumundadırlar
  • mesai saatleri içerisinde halı (bkz: halı) örenini görmüşlüğüm var. şef mühendisti kendisi.
    kazak süveter falan değil, 4 m2 halı ördü. parça parça ördu ve birleştirdi, diğer teyzelere gösterip aferin aldi bi de..
  • büyük çoğunluğu uyuşuk ve dedikoducudurlar. özellikle 50 yaşından üzerindekiler hiç ama hiç çekilmez.
  • incelenmesi acaip zevk veren uğraşılması veya diyaloğa bile girilmesi durumunda psikolojik rahatsızlıklara sebep olan teyzeler. acaip teyzeler.

    sıra bana gelmiş. mesainin bitmesine 40 dakika kadar var. işim hiç de acele değil. fakat meşakkatli. " ne vardı? " diye sorduktan sonra işimi anlattım ve yüzünün hali acaip oldu bir anda. yapmamak için elinden geleni hatta elinden gelenin fazlasını bahane olarak sunacaktı ki " aslında benim işim acele değil " gibi bir laf çıkıverdi ağzımdan. işte o an o teyzeyi görmeliydiniz. gözleri hani meşhur acılı kedi bakışı gibi oldu, kaşları emrah gibi kalktı ve dedi ki "o zaman ben bir sigara içmeye gitsem?". " tabii, tabii " dedim ve dünyaları ona verdim. onun oldu. gitti, sigarasını içti. geldi ve bana sanki devlet büyüğüymüşüm gibi hizmet verdi. sonrasında " yine bekleriz " bile dedi. canım benim. bu da böyle bir anımdır. nokta
  • devlet dairesi kavramını tam olarak kafamın içine yerleştirmiştir bir tanesi. olay aynen şöyledir;

    saat 16:25 te gidilen fındıklı sgk da sigorta evrakının verileceği odadaki herkes çoktan mesaiyi bitirmiş hatta kimisi paltolarını giymiş, çantasını koluna asmış beklemekteydi. bu arada dikkat mesai 17:00 de bitiyor. evrakımı verdiğim bey bilmem ne hanıma vereceksin diye iki yan bankodaki teyzeyi gösterdi, evrakları teyzeye verdim, baktı ve arada boş olan bankoyu gösterip bilmemne bey damga basacak, bekle biraz dedi, yaklaşık 15 dakikalık bir beklemeden sonra teyzemiz damga basacak olan bilmemne beye nerde kaldı bu adam diye söylenerek kolunu uzattı mühürü aldı, evrakları damgalayıp bir nüsha bana verdi ve tamam, gidebilirsin dedi. ve ben hala bunun bir şaka olduğuna inanmak istiyorum.
  • beş para etmezler. aldıkları maaş haramdır, zehir zıkkım olsundur. işleri güçleri iş güç yapmamak üzerindedir.
hesabın var mı? giriş yap