• cok ama cok onemlidir. "disler vucudun aynasidir" derler cunku disleri saglikli olan insanlarin vucutlari da sagliklidir ve disleri saglikli olmayanlarin vucutlarinda da genelde cokca sorun cikar. bu korelasyonun cok onemli 2 sebebi var: 1) dislerine bakan bir insan vucudunun geri kalanina da iyi bakar, 2) genelde vucuda faydali olan yiyecekler dislere de faydalidir. vucuda zararli olan yiyecek ve icecekler de dislere de zararlidir. bu entry'de dis sagligi icin dikkat edilmesi gereken bazi konulari bilal'e anlatir gibi soru-cevap seklinde ozetleyecegim.

    -dislerimizi ne siklikla fircalamaliyiz?

    -disciler gunde en az 2 kere dislerin fircalanmasini tavsiye ediyorlar. buradaki "en az" kelimesi cok onemli cunku gunde 2'den fazla fircalamanin faydalari var. ideal olan her yemekten sonra, yani gunde 3-4 defa (3 ogun yemek, 1 ogun de atistirma olmak uzere) fircalamaktir ama bunda da uyulmasi gereken bazi kurallar var. ornegin yemek yedikten hemen sonra dis fircalanmasi tavsiye edilmez cunku bir sey yediginizde agizda "asit saldirisi" gerceklesir ve dis minesi gecici olarak da olsa zayiflar. bu surede dislere firca surmenin faydadan cok zarari var. yedikten yarim saat sonra agizdaki salyalar asit-baz oranini dengeledigi icin bundan hemen sonra dis fircalamak oldukca faydalidir.

    -gunde 10 defa birseyler atistiriyorsak gunde 10 defa dislerimizi fircalayalim o zaman.

    -her ne kadar dislerimizi ne kadar cok fircalarsak o kadar faydali olsa da bunun da bir siniri var. dislerimizi gun boyunca surekli fircalarsak bu geri tepebilir ve dislerimizi cizebiliriz veya dis minesini zedeleyebiliriz. zaten gunde 10 defa birseyler atistirmak hem sagliga hem de dislere oldukca zararli. genelde tavsiye edilen gunde 3 ogun yemenin yaninda en fazla bir ogun atistirma olmasi. boylece gun boyunca surekli atistirmanin onune gecmek.

    -yani yediginiz seylerin miktarini azaltin mi diyorsunuz?

    -aslinda dis sagligi konusunda yeme sikligi yeme miktarina gore cok daha onemli cunku sekerli veya asitli bir sey tuketince agizda "asit saldirisi" olusur ve yeme sikligi da bunu etkiler. diyelim ki 2 kisi yan yana birer bardak kola icmeye karar veriyor. biri kolayi bir dikiste iciyor, digeri kolasini yudum yudum 10 seferde bitiriyor. her ne kadar gunun sonunda ikisi de ayni miktarda kola tuketmisse de arastirmalar gosteriyor ki ikinci siradaki elemanin dislerine verdigi zarar ilkinin 10 kati cunku her yudumlama bir asit saldirisi demek ve 10 yudumlama 10 asit saldiris demek.

    -yani diyorsun ki biri 2 dikiste 2 bardak kola icse, digeri 3 dikiste 1 bardak icse ikinci adamin disleri daha cok zarar gorur?

    -genel hatlariyla evet. sekerli veya asitli bir sey yedigimizde dislere zarar veren sey seker veya asit miktari degil dislerde gerceklesen asit saldirisidir. sekerli yiyeceklerin dislere zararli olmasinin sebebi agizdaki zararli bakterilerin sekerle beslenmesidir. yani miktardan bagimsiz olarak agiza seker girdigi anda bu bakteriler bu sekerle beslenip dise zarar veren asitler uretmektedir. bu bakteriler icin sizin kac bardak kola ictiginizin degil kac yudum aldiginizin onemi var. aynisi yediginiz kati yiyecekler icin de gecerli. zaten gun boyunca atistirmak veya yemesi uzun suren (patlamis misir gibi) yiyecekleri yemek de dislere bu yuzden zararli.

    -peki disleri ne kadar sure fircalayacagiz?

    -discilerin tavsiye ettigi dis fircalama seansi en az 2 dakika surmelidir. yukarda bahsettigim gibi burada da bir "en az" kosulu var. dis macunlarindaki aktif maddelerin calismak icin zamana ihtiyaci var ve 2 dakikadan az suren fircalamalarin yarari cok az olmaktadir. herseyde oldugu gibi bunun da cogunun zarar oldugunu not etmekte fayda var. yani disciler "en az 2 dakika" dedi diye gidip bir seferde 20 dakika dis fircalamak da dogru degil cunku dislerin zedelenme veya cizilme riski var. arastirmalarda 3-4 dakika ideal bir sure gibi gozukuyor.

    -disleri fircalarken zaman tutma olarak en kolay yontem nedir?

    -agzinizi alt-ust-sag-sol diye 4 kisma ayirip her kismi en az 30 saniye fircalarsaniz bu konuda epeyce mesafe kaydetmis olursunuz. bir de uzunlugu 3-4 dakika olan bir sarki secip dis fircalarken bu sarkiyi dinlerseniz hem zaman daha cabuk gececektir hem de acele etmenizin onune gecebilirsiniz.

    -disleri fircaladiktan sonra agizdaki dis macununu ne yapiyoruz?

    -oncelikle dis macununu kesinlikle yutmuyoruz ama dis macununu disari atma yontemi konusunda da cesitli gorusler mevcut. cogu insan dislerini fircaladiktan sonra agzini suyla calkalayip dis macununun tum kirintilarini disten atiyor. son arastirmalara gore bunu yapmak yerine macunun kopugunu susuz bir sekilde tukurmek daha faydali cunku suyla calkaladiginizda agzinizda hic dis macunu kalmiyorken tukurunce dislerin yuzeyinde farkedilmeyecek kadar az miktarda kalan dis macunu ince bir tabaka olusturararak koruyucu bir etki yapiyor. aradaki fark cok buyuk olmasa da pozitif bir fark oldugu gercek.

    -peki agiz calkalama urunleri ne olacak?

    -agiz calkalama urunleri 2 cesit. icinde alkol bulunduran ve bulundurmayanlar. icinde alkol bulundurmayanlari dis macunlarindaki aktif maddelere benzer maddeler (ornegin flouride) bulundururlar ve bunlarin amaci disleri guclendirmektir. bunlari yutmadikca istediginiz kadar kullanabilirsiniz. alkollulerin amaci dis ve dis etindeki bakterileri katletmektir. dislerde zararli bakteriler oldugu gibi yararli bakteriler de mevcut oldugu icin bu tur calkalama urunu kullanirken dikkatli olmak ve haftada birkac kereden fazla kullanmamak gerekiyor. bir de agzinizi ilik tuzlu suyla calkalayabilirsiniz ve bunun herhangi bir zarari bulunmamaktadir.

    -calkalama suresi ne kadar olmali?

    -genelde bu urunden urune degismekle beraber cogu pakette bu sure belirtilmektedir.

    -agzi calkaladiktan sonra bir sey yemek caiz midir?

    -gerek dis fircaladiktan gerek agzi calkaladiktan sonra yarim saat kadar sure boyunca bir sey yeyip icilmesi tavsiye edilmez.

    -dis ipi ne kadar onemlidir?

    -dis ipi dis fircalama kadar onemlidir. yani duzenli olarak dislerini fircalayan ama dis ipi kullanmayan biri yapmasi gereken dis bakiminin yarisini yapmaktadir ve dislerini curume riskiyle karsi karsiya birakmaktadir.

    -ama dis ipi kullanmak cok zor, bir turlu beceremiyorum.

    -eger boyle bir sorununuz varsa waterpik veya benzer bir markanin "agiz dusu" denen urununu alabilirsiniz. bu urun agziniza ip gibi ince su akitmaktadir ve bu suyla dislerinizi temizleyebilirsiniz. yapilan arastirmalarda bu urunlerin dis ipi kadar etkili oldugu gorulmus. hatta su yerine agiz calkalama sivisi da kullanabilirsiniz. eger su kullanacaksaniz bu urunu gunde istediginiz kadar kullanabilirsiniz.

    -dislere en fazla zarar veren yiyecekler hangi tur yiyeceklerdir?

    -dislere en fazla zarar veren yiyecekler asit ve seker yonunden zengin olmakla beraber yapiskan yapida olan ve yenmesi uzun suren yiyeceklerdir. ornegin patlamis misir bu konuda verilebilecek orneklerden biri. hem dislere yapisiyor, hem bunyesinde cokca seker bulunduruyor hem de yemesi bazen bir saat suruyor. her turlu asitli icecek (meyve sulari dahil olmak uzere) dislere zarar verdigi icin bunlarin cubukla icilmesi tavsiye ediliyor. seker deyince akliniza tatli seker (basit seker) gelmesin, ekmek basta olmak uzere bir cok yiyecekte bol miktarda seker bulunur. ayrica insan agzini kurutan alkollu icecekleri az tuketmek, tukettikten sonra cokca su tuketmek iyidir. sigaradan tamamen uzak durmak faydalidir, zira sigara hem dislerin hem vucudun en buyuk dusmanlarindan biridir.

    -peki dislere iyi gelen yiyecekler ve icecekler nelerdir?

    -en basta su. agizdaki salya disleri temizleyip kaybedilen mineralleri geri kazanmada yardimci olur ve agizdaki salyayi arttirmanin en kolay yolu bol bol su tuketmektir. ayrica et, balik turleri, yogurt gibi yiyecekler disler icin oldukca faydalidir. agizdaki asit-baz dengesini dengeleyebilecek peynir gibi yiyecekler oldukca faydalidir. elma, havuc, salatalik gibi yiyecekler de bolca tuketilmelidir.

    -vucut kendi kendini tamir edebiliyorken disler neden bunu yapamiyor?

    -dislerde meydana gelen zarar sinirliysa (ornegin dis minesinde mineraller azaldiysa) disler de vucudun geri kalani gibi kendisini tamir edebiliyor ama zarar belli bir yere ulasinca (ornegin dis curugu) bunun geri donusu olmuyor cunku disler organik oldugu kadar mineral bir yapiya sahip. ozellikle dis minesi organik olmadigi icin kendisini tamir etme ozelligi de yok. bu yuzden disler curumeden her turlu bakimi yapip zararin onune gecilmesi gerekiyor.

    -dislerim cok hassas. soguk veya sicak bir sey yiyemiyorum da icemiyorum da. ne kullanayim?

    -sensodyne dis macunlari bu konularda oldukca faydali.

    -elektronik dis fircasi mi yoksa normal firca mi kullanalim?

    -en basta disciler normal dis fircasini onermekteydi ama son donemlerde elektronik dis fircalari oldukca gelisme gosterdi ve son arastirmalara gore dis curuklerini onleme konusunda normal dis fircasiyla ayni performansi gosterdigi hatta zaman zaman biraz daha yuksek performans gosterdigi ortaya cikti. ozellikle kaliteli olan elektronik dis fircalari oldukca faydali bir yatirim olacaktir.

    -bundan binlerce yil once yasayan insanlarin disleri hic curumuyormus. bunun sebebi nedir?

    -bunun iki ana sebebi var, 1) sekerli, asitli yiyeceklerden ve endustriyel katki maddelerinden uzak durmalari, 2) o donemki insanlarin omurlerinin kisa olmasi. eskiden ortalama bir insan omru 30 seneyken bir insanin omru boyunca dis curugu yasamamasi gayet normaldi. gunumuzde bir cok insan ilk dis curugunu 25-30'lu yaslarinda gormektedir.

    -peki bu yaziyi yazarken hangi kaynaklari kullandin kardes?

    asagidaki kitaplar:

    "holistic dental care: the complete guide to healthy teeth and gums" (nadine artemis)

    "cure tooth decay: heal and prevent cavities with nutrition" (ramiel nagel)

    "kiss your dentist goodbye" (ellie phillips)

    ve su makaleler:

    "efficacy of 3 toothbrush treatments on plaque removal in orthodontic patients assessed with digital plaque imaging: a randomized controlled trial"

    "brief oral health promotion intervention among parents of young children to reduce early childhood dental decay"

    "factors related to fluoride retention after toothbrushing and possible connection to caries activity"

    "dental erosion and severe tooth decay related to soft drinks: a case report and literature review"
  • diş hekimi aslı tapan, 2017 yılında ağız ve diş sağlığı haftası kapsamında paylaştığı araştırma sonuçlarında “türkiye’de her iki evden birinde diş fırçası bulunmadığını, insanların yılda bir kere bile diş fırçası değiştirmediklerini” belirtiyor. araştırma sonuçlarına göre, her 10 kişiden dokuzu ağız problemi yaşıyor. 65 yaş üstü insanların yüzde 50’sinin dişlerinin tümü eksik. 14–17 yaş arasındaki çocuklarda çürük oranı daha yüksek. tapan, “türkiye’de hekime başvuranların büyük bir çoğunluğunu eksik diş nedeniyle diş hekimine gidenler oluşturuyor” diyor ve “bu demek oluyor ki diş hekimine sorunlar büyüdükten sonra gidiyoruz.” tespitinde bulunuyor.

    2004’te gerçekleştirilen ve 3176 kişiye ulaşılan “erişkin ve yaşlılarda ağız-diş sağlığı profili: türkiye” başlıklı araştırmaya göre ise, 35–44 yaş aralığında diş hekimine hiç gitmeyenler %9,9, “çürüksüzlük” %26,2 seviyesinde. kök çürüğü erişkinlerde %20,1, yaşlılarda (65–74 yaş) %28,4 seviyesinde iken “dişsizlik” 35–44 yaşlarda %2,6, 65–74 yaşlarda %48,0 düzeyinde.

    gsk tüketici sağlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan diş hekimi ayşegül demirdağ, diş hassasiyetinin toplumda çok yaygın olduğunu ancak birçok insanın bunun farkında olmadığını belirtiyor. one poll tarafından aralık 2008’de 16 yaş üzeri 2000’den fazla kişiyle gerçekleştirilen anket sonuçları diş hassasiyetinin yaygınlığı hakkında fikir veriyor. sonuçlara göre “insanların yüzde 67’si soğuk yiyecek yerken veya soğuk içecek içerken, yüzde 51’i soğuk havada nefes alırken, 35’i sıcak yiyecek yerken veya sıcak içecek içerken, 47’si de şekerli yiyecek yerken bir sızı hissediyor.”

    sensodyn, türkiye çapında 15–54 yaş aralığında 1000 kişi üzerinde yaptığı araştırmada, 20–40 yaş aralığında her 3 kişiden 1’inin diş hassasiyetine sahip olduğu sonucuna ulaştı. colgate palmolive’in yönetim kurulu üyesi ahmet pura ise yaptığı açıklamada “türkiye’nin yüzde 31’i diş hassasiyeti sorunu yaşıyor” dedi. pura’ya göre, 35–44 yaş grubunda ise rahatsızlığın görülme oranı yüzde 38’e çıkıyor.

    hissedilen rahatsızlığa rağmen tedavi için aksiyon almakta zayıfız. gsk tüketici sağlığı genel müdürü sevgin işlekel tarafından paylaşılan bilgiye göre, “hassas diş sorunu yaşayanların sadece yüzde 48'i hassas dişlere özel diş macunu kullanıyor.”

    kaynak
  • genetik bir şey olduğunu düşünüyorum. hayatı boyunca dişlerine yeterli özeni göstermeyip herhangi bir sorun yaşamayan da var, günde en az iki defa dişlerini fırçalayıp ağrıdan kafasını duvarlara sürten de var.

    gripten sonraki en büyük muammadır bence diş sağlığı.

    tamamen genetik şans.
hesabın var mı? giriş yap