• kuaföre gittiğimde “saçını sakın boyama” uyarısı alıyorum. zaten boyama isteğim yokken, tekrar dile getirildiğinde, hani kötü şeyler insana daha çekici gelir ve alakasız bir örnek olarak kaçan kovalanır ya, acaba kızıl bana yakışır mı moduna bürünüyorum. sonra diyorum ki hayır olmaz. hep aynı aynı şeyler işte.

    saç boyamak ne saçma bir eylem aslında. dibi geliyor insanın, falan… sarıya boyuyosun ve birkaç hafta sonra bakıyosun ki makyajın silinip masken düşüyor, kahverengi saçın kabak gibi ortada. ve sanki daha hızlı uzuyor saç sanki o zaman, inadına. hayır, kötü bir şey değil saç boyamak. bakımlı olmak gibi bir aktivite de değil sanki, bu başka bir tatmin yöntemi.

    neyse. bence zamanın geçmesini “dibi gelmek” olarak kullanabiliriz, kendisini bu manada deyimleştirmek pek şahane olabilir. çok depresif bir mod- her geçen an bizi dip’e daha çok yakınlaştırmıyor mu?
    mesela ben bugün 8295 günlükmüşüm ve merkür’de de 94 yaşındaymışım. dibim gelmiş anlayacağınız.
  • (bkz: gibi gelmek) *
hesabın var mı? giriş yap