• thomas bernhard'ın otobiyografik beşlemesinin ilk kitabı.
  • bernhard'ın die ursache - eine andeutung (neden: bir değini) başlığı ile türkçeye çevrilen eseri. yine sezer duru çevirmiştir.

    "iklim ve mimarinin kumpasıyla yaratılan bu şehirli ırkı hep küçük dolaplar peşindedir, budalalık ve aptallıktan başka şey bilmez, şehrin soğuk nemli duvarları içinde vicdansızca işler yapıp melankolik saplantılara kapılır; böylece olur olmaz hekimlere ve cenaze levazımatçılarına bitmek tükenmek bilmez bir gelir kaynağı sağlar."
  • bernhard, papini'nin "doğdu, acı çekti, umdu, öldü" şeklinde özetlediği kısa çöpü, otobiyografik beşlemesinin ilki 'neden'de 'doğarak' çekmiş. şöyle saçılıyor:
    "salzburg eyaletinde yılda iki bin kişi yaşamına son vermeyi deniyor. bu intihar girişimlerinin onda biri ölümle sonuçlanıyor. dolayısıyla salzburg, macaristan ve isveç'le birlikte en yüksek intihar oranına sahip olan avusturya'nın ulusal rekorunu elinde tutuyor.
    salzburger nachrichten, 6 mayıs 1975"
  • thomas bernhard ebeveyn sevmez:
    - "yeni insanın ebeveynleri yoktur, sadece yeni insanı dünyaya getiren suçlular vardır."

    thomas bernhard salzburg'u da sevmez:
    - "buradaki her şey yaratıcılığın tüm türlerine karşı; üstelik her ne kadar tam tersi hararetle savunulsa da, şehrin ikiyüzlülük üzerine bina edildiği ve en büyük tutkusunun zekâdan ve ruhtan nefret etmek olduğu gerçeği değişmiyor: yaratıcılığın en ufak bir parıltısı görülse derhal kökü kazınıyor."

    thomas bernhard ortaokulları da sevmez:
    - "ilk önce ve özellikle de, her yıl milyonlarca insanın içine tıkılarak bozulup hasta edildiği, tahrip edildiği ve mahvedildiği ortaokulların yok edilmesi gerekir. dünya yenilenecekse, yeni dünyada sadece kitleler için ilköğretim ve azınlık için yüksek öğretim olacak."
  • "dünyaya getirilir, ama yetiştirilmeyiz. bizi dünyaya getirenler, yarattıkları yeni insanı yok etmek için gereken her türlü beceriksizliği ve ahlaksızlığı yaparlar. doğuştan gelen her türlü potansiyelini daha hayatının ilk üç yılında mahvetmeyi başarırlar, üstelik bu başarılarıyla mümkün olan en büyük suçu işlediklerinin farkında değildirler. hiç düşünmeden ve sorumsuzca dünyaya getirdiklerinden başka onun hakkında hiçbir şey bilmezler. [...] yeni insanın ebeveynleri yoktur, sadece yeni insanı dünyaya getiren suçlular vardır; kendi dünyaya getirdikleri bu yeni insana tüm budalalıkları ve darkafalılıklarıyla davranırlar. bu suçu işlerken de dünyadaki tüm hükümetlerin desteğini alırlar, zira aydınlanmış ve dolayısıyla gerçekten çağcıl insanlar haliyle bu hükümetlerin işine yaramayacaktır. o yüzden milyonlarca ve milyarlarca ahmak, muhtemelen daha on yıllarca ve belki yüzyıllarca tekrar tekrar milyonlarca ve milyarlarca ahmak üretecek." *
  • thomas bernhard'ın otobiyografik beşlemesinin ilk kitabı. kitap iki paragraftan dolayısıyla iki bölümden* oluşuyor.

    kitapta, ikinci dünya savaşı'nın olduğu kaotik dönemde salzburg'da yurtta kaldığı süreci, intihar eden gençleri, kendisinin -bir fikir olarak kalan- sayısız intihar etme teşebbüslerini, köklü salzburg nefretini, melankoli enstrümanı olarak gördüğü keman çalma sürecini, kendisini hep koruyup kollayan büyükbabasına duyduğu derin sevgiyi, nasyonal sosyalizmin ikinci dünya savaşı'ndan sonra katolik baskılara evrilmesini anlatıyor. “halkı aptallaştıran posterlerden ibaret olan hitler ile isa arasında ezildik” diyen yazar nasyonal sosyalizmi de katolikliği de hastalık olarak nitelendiriyor ve bu hastalığa hiç yakalanmamış ebeveynlere sahip olduğu için kendini şanslı bulduğunu belirtiyor.

    bernhard'ın bu denemesinde, büyükbabasına olan sevgisinin ve avusturya nefretinin nedenleri daha net anlaşılıyor. su gibi akan leziz bir kitap.

    kitapta “bizi dünyaya getirenler” hitabıyla ebeveynlere nefretini de dile getiriyor:

    “dünyaya getirilir, ama yetiştirilmeyiz. bizi dünyaya getirenler, yarattıkları yeni insanı yok etmek için gereken her türlü beceriksizliği ve akılsızlığı yaparlar. doğuştan gelen her türlü potansiyelini daha hayatının ilk üç yılında mahvetmeyi başarırlar, üstelik bu başarıları ile mümkün olan en büyük suçu işlediklerinin farkında değildirler. hiç düşünmeden ve sorumsuzca dünyaya getirdiklerinden başka onun hakkında hiçbir şey bilmezler. bizi dünyaya getirenler, yani ebeveynlerimiz tam bir cehalet ve alçaklık içinde bizi dünyaya getirmişlerdir. biz bir kere var olduktan sonra bizimle başa çıkamazlar, tüm başa çıkma denemeleri başarısızlığa uğrar ve çok geçmeden vazgeçerler, yine de bunu vaktinde yapmaz bizi mahvetmeyi başarılar. hayatımızın ilk üç yılı tayin edici yıllardır, ama bizi dünyaya getirenler bu yıllar hakkında hiçbir şey bilmez, bilmek istemez, zaten bilemeyiz çünkü korkunç cehaletlerini pekiştirmek için gereken her şey yüzyıllardır yapılmaktadır. ilk üç yılımız da işte bu cehalet tarafından ömür boyu sürecek şekilde sakatlanır ve mahvediliriz. aslında karşılaştığımız kimseler d bu ilk yıllarda adi, cahil ve aydınlanmamış ebeveynler tarafından sakatlanmış mahvedilmiştir.” (s. 53)
hesabın var mı? giriş yap