• dedem korkut artık bu işlere bakmadığı için kendini tanıtmak isteyen çaylak adayı...

    seneler evvel rahmetli babam oğuz beylerinden dirse han, uzaktan akrabamız olan bayındır han'ın geleneksel kımız festivaline çağrılmış. babam öyle pek yalnız gezmeyi sevmezmiş.. yanına amcamgilin, dayımgilin, halamgilin oğlanları da almış, işte 40 kişi felan olmuş, kalmış gitmişler festivale. o vakitler ben daha doğmamışım. bayındır han da demiş ki "çocuğu olmayanları kara çadıra alalım, altlarına kara keçe serelim ki iyi yalıtım sağlayalım. şimdi çocuklu gelenler olur, gürültü, şamata, ayıp olmasın".

    neyse babam gelmiş bakmış çocuksuz adam muamelesi yapılıyor. bozulmuş haliyle. kendi kendine demiş ki, "demek akraba çocuklarını toplayıp getirmekle olmuyor... insanın kendi çocuğu gibisi yok.. toplanın" demiş "dönüyoruz". babam böyleymiş.. tepesi attı mı gözü hiçbir şeyi görmezmiş.

    döndükten sonra anama gelmiş anlatmış böyle böyle diye. anam demiş ki, "sıkma canını erim... daha genciz... sen söyle tatlı mı olsun ekşi mi?..." babam şaşırmış.. "ne tatılısı ne ekşisi kadın" demiş. anam demiş ki, "atamın sözü aklıma geldiydi.. ye tatlıyı çıkar hakkıyı ye ekşiyi çıkar ayşeyi derler..." lafı uzatmayalım. hemen o akşam çalışmalara başlamış bizimkiler sonra da ben doğmuşum.

    15 yaşıma kadar bizimkiler bana isim koymamış. oğlum gel, oğlum git öyle sesleniyorlar bana. bizim akrabaların çocuklarıyla takılırken birgün baktım karşıdan bir boğa kaça koşa üstümüze doğru geliyor. boğayı gören kaçınca dımdızlak ortada kaldım resmen dizlerim tutuldu. anam anam diyeyim sana gözlerimi kapatıp gelişine boğaya bir yumruk çaktım. artık bilmiyorum yediğim baldan mı, pekmezden mi, etinden mi? ama sağlam vurdum. boğa devrildi, elim de acıdı ama belli etmedim. hazır boğa sersemlemişken çullandım üstüne çektim bıçağı kestim kafasını. etraftan bir alkış, bir kıyamet.. gözlerim yaşardı vallahi.

    o güne kadar görmediğim dedem korkut çıktı geldi, altı babamın yanına götürdü. bak bu oğlan bu yaşa geldi hâlâ nüfusa kaydettirmediniz, sonra sıkıntı olacak deyince babam "valla bizim de hanidir aklımızda ama karar veremedik bir türlü, "berkecan mı olsun, tuğberk mi bilemedik" deyince dedem korkut kızmış ve demiş ki "bırakın bu entel dantel isimleri, boğaç olsun bu çocuğun adı" demiş. babamgilin aklına yatmış demek ki kabul etmişler. sonrasında hep düşünmüşümdür ya boğa yerine inek, öküz, manda ne bileyim köpek falan saldıraydı adım ne olurdu diye..
hesabın var mı? giriş yap