*

  • (bkz: better unborn)
  • bir e.m. cioran kitabıdır.
    ''ne zaman ölümü düşünmesem, hile yaptığım, içimdeki birini aldattığım hissine kapılıyorum.''
  • ölümden korkmak yerine asıl doğmuş olmanın nasıl bir felaket olduğunu kavramalısın insanoğlu, der emil michel cioran . uykusuzluğu , umutsuzluğu ve yaşadığı çelişkileri bu eserine de yansıtmıştır.

    "yalnızlık, en uç aşamasında, bir tür sohbet gerektirir, yine uç noktada bir sohbet."

    "müzik içimizde neye seslenir, bunu bilmek güç; kesin olan şu: müzik öyle derin bir bölgeye dokunur ki delilik bile oraya nüfuz edemez."

    "toplumsal felaketlerin can sıkıcı yanı, önümüze çıkan herkesin kendisini bu konuda konuşacak kadar yetkin görmesidir."

    "ancak hiç derinleşmeyen kişinin kanıları olur."

    "kendimizle ilgili hakikatin azabı, kaldırabileceğimizden fazladır. artık kendine yalan söylemeyen kimse (tutalım ki böyle biri var) ne kadar acınacak bir durumdadır!"

    "düşünmek yıkmaktır, kendini yıkmak. eylemde bulunmak daha az tehlike yaratır, çünkü eylem şeylerle aramıza mesafe koyar, düşünceyse eylemi tehlikeli bir şekilde genişletir."
  • cioran, doğmuş olmanın sakıncası üzerine kitabında doğum, yaşam, varoluş eksenine oturttuğu düşüncelerini nihilizmle yoğurarak okuyucularına sunuyor. doğmuş olmamı bağışlayamıyorum diyen cioran'ın kalemindeki keskinlik bu kitabında da açıkça görülüyor. cioran, okuyucularına karanlık tarafı kelimelerle gösteriyor ve sizi de oraya çekmekten asla gocunmuyor.

    "doğmuş olmamı bağışlayamıyorum. dünyaya gelerek, sanki bir gizeme saygısızlık etmiş, önemli bir anlaşmaya ihanet edip adı olmayan büyük bir kabahat işlemişim."

    "ne zaman inançlı birine rastlasam, ruhunun hangi kusuru, hangi çatlağı ona bu inançları kazandırdı diye sorarım."

    "ölürken ne kadar yitireceksek, doğarken yitirdik o kadarını. her şeyi."

    "vaktiyle, bir ölü gördüm mü şöyle düşünüyordum:" doğmak ne işine yaradı onun?" artık aynı soruyu her canlı için soruyorum."

    "ölümün bizim için artık ilginç yanı kalmayıp, ondan hiçbir şey elde edilemeyeceğini düşündüğümüzde, doğuma geri çekilir, başka türlü bir dipsiz uçuruma meydan okuyarak haykırmaya başlarız..."
  • e.m.cioran yine tüm sizi rahatsız eden gerçeklikleri yüzünüze vuruyor sertçe. çoğu cioran kitabı gibi okuyup başucuna kaldırılmalı, ara ara açıp tekrar okunmalı.

    “ altmışımda bildiğimi yirmimde de biliyordum. uzun, gereksiz bir doğrulama çabasıyla geçmiş kırk yıl ”
  • emil michel cioran'ın metis yayınlarından çıkmış kitabı.

    "doğmak hakaretini hala hazmetmemiş olmak!" sözüyle karabasan gibi üzerimize çöküyor ve düşünmeye, fazlasıyla bunalmaya sevk ediyor insanı.

    "kendinden nefret eden alçakgönüllü değildir."

    "ölürken ne kadar yitireceksek, doğarken yitirdik o kadarını. her şeyi."

    "müreffeh toplumlar ötekilerden çok daha dayanıksızdır, çünkü onlara kendi yıkımlarını beklemekten başka iş kalmamıştır; ulaşıldığında refah bir ideal değildir; hele de o toplum kuşaklar boyunca refah içinde yaşıyorsa. doğanın bunu planlarına katmadığından ve batıp gitmeden bunu yapamayacağından hiç söz etmeyeceğim bile."

    "bir metropolde de köyceğizde de, insanların hala en çok hoşlandıkları şey hemcinslerinden birinin düşmesine yardımcı olmaktır."

    "ardına düştüğümüz her şey, acı ihtiyacındandır. selamet arayışının kendisi bir azaptır, en ince ve en iyi gizlenmiş azap."

    "kimileri için kazanç arzusu neyse, kimileri için acı isteği de odur."

    "manevi gelişim için zorunlu koşul: hep yanlış ata oynamış olmak."
  • " eskiden, bir ölünün önünde sorardım kendi kendime: bunun doğması neye yaradı? şimdi, her canlıdan önce aynı soruyu, kendime soruyorum. "
  • altmışımda bildiğimi yirmimde de biliyordum. uzun, gereksiz bir doğrulama çabasıyla geçmiş kırk yıl...
hesabın var mı? giriş yap