*

  • yakinda "olay, dogacak cocuga isim secmece olayi" gibi bi reklamla baslayabilecek yeni gprs land hizmeti adayi.
  • kutsal varlığa dönüşeceğini doktorundan öğrenen kadının, müjdeyi aile efradına verir vermez ailenin içine düştüğü eylem. doğacak çocuğuna isim aramak kendi içinde 14'e ayrılır. en önemli 9'u şunlardır:

    1. aile büyüklerinin isimleri arasından isim aramak. arama süresince aile içi gerginliğe sebep olur. ilerde çocuğa hiçbir katkısı yoktur. riskli de olabilir risksiz de. en klasik yöntem olmakla birlikte, son yıllarda terkedilmeye başlanmıştır. (örn. herşey olabilir)

    2. klasik isimler içinden isim aramak. ilerde çocuğun başını hiç ağrıtmayacak türden isimlerdir. ancak bu tür isimlere sahip çocuklar yeniyetmelikleri sırasında bu tür isimlerden, enteresan değil diye hoşlanmayabilirler (örn. ayşe, zeynep, ali, mehmet).

    3. doğacak çocuğunun sahip olmasını istediği karakteri garantilemek istercesine, o karakteri tanımlayan sıfat niyetine isim aramak. ters tepmesi ihtimali yüksek olan isimlerdir (örn. filiz, melek, mert, efe).

    4. anne-babanın entellektül bir hayata bakış sahibi oldukları özgüveniyle, bunu cümle aleme göstermek amacıyla, doğa, ot, bok püsür isimleri arasından isim aramaları. bu çaba sonunda bulunacak isimler, çocuğa okul hayatında alay olarak geri döner (örn. üzüm, kiraz, doruk, ırmak)

    5. siyasi görüş sahibi anne-babanın, bu görüşlerine çocuklarını da alet etmek için kendi görüşleriyle ilgili terimlerin veya kahramanlarının isimleri arasından isim aramaları. büyüdüğünde özellikle türkiye'de çocuğun başını belaya sokmak için kafidir. (örn. ekin, ekim, ulaş, mahir).

    6. ne enteresan insanız biz inancına sahip anne-babaların çocukları da kendileri gibi enteresan olsun diye birtakım enteresan şeyler arasından isim olabilecek şeyleri bulmak için yaptıkları arama. bu tür isimlere sahip çocuklar sıçmış durumdadırlar. (örn. racumin, perles, terke, cumi)

    7. ekonomik durumu fazla zorlamasın diye yaradana niyaz veya sitem terimleri arasından isim aramak. bu tür isimlerin en önemli özelliği üniseks olmalarıdır. bu isimlere sahip çocukların hayatlarını isimleri deşifre eder (örn. yeter, insaf, imdat, medet).

    8. sonuna can getirebilmek için, sonuna can gelebilecek isimler içinden en uygun ismi aramak.
    bulunan isim can'lı olur. özellikle enteresan olmadığı sürece çocuğa ve aileye hiçbir katkısı yoktur (örn. ali can, ayşe can, erzin can, solu can)

    9. farklı dillerde de aynı okunabilecek isimler arasından isim aramak. genellikle anne veya babadan biri türk değilse başvurulacak bir yöntemdir. çocuğun melez olduğunu saklamaz. (örn. suzan, serra, john can, denise)
  • maarif takvimlerin her bir sayfasindaki gunun ismi kosesini kesip biriktirdikten sonra dogacak cocuga bunlarin arasindan isim secme
  • potansiyel annenin karnına okkalı bir yumruk sallanır çocuk ölmezse behçet(bkz: komando behçet), karşılık verirse malik (bkz: mike tyson) konur.
  • bazen çocuklar için ileride sorun teşkil edebilecek bir meseledir çocuğa isim seçmek.

    evvela anne hakimiyeti alır çünkü 9 ay karnında taşıyıp, doğum yapmak gibi zor bir olayı gerçekleştirmiştir ve ismini ben koyarım der. eh baba durur mu? ne de olsa beraber harmanlamışlardır, pay biçer kendisine ve benim de söz hakkım olsun der. olaya amcalar, dayılar, halalar, teyzeler, almanya'daki akrabalar falan filan hop diye dalarlar. resmen bir strateji oyununa dönmüş ve sinir harbi yaşanmaktadır. en sonunda dışarıdan gelen akraba sesleri bertaraf edilir ve anneyle baba başbaşa kalır, ortada da doğacak bebek.

    seçilen isimlerden birkaçı elenerek, geriye ismi olması düşünülen en yüksek ihtimalliler bırakılır. taraflardan biri geri adım atarsa ne ala ne ala.. o zaman çocuğun tek ismi olur. amaa iki tarafta olayı inada bindirir ve benim dediğim olacak derse, alın size brezilyalı gibi iki üç isimli bir bebek. misal; ahmet mehmet can.

    ahmet memet can doğar, büyür, kocaman adam olur. yaş ilerler ve kendi beğenisine göre birisini tercih eder. diyelim mehmet ismini sevmektedir ve öyle hitap edilmesini beğenir. ahmet ismini koyan taraf bu sefer üzülür. allah korusun bunalıma bile girer. o yüzden çocuğun başı derttedir ve sevmese bile üzmemek adına o ismide kullanır. bu hikaye böyle gider..

    şimdi enteresan bir, ne biri üç seçim yapılmış kız kardeşten bahsedelim. bu gerçektir ve seçim kurbanı olmuşlardır resmen. kızların isimleri enginar, renginar ve belgizar. müthiş bir ahenk var isimlerde lakin pek çok alay eden olmuştur. artık anne seçimini neye göre yapmıştır bilinmez. enginara aşerip "kızım olursa enginar olsun" diğeri içinde kıpkırmızı bir nar yerken "hıh bu da kız olursa renginar olsun" demiş midir bilinmez. çocukluk çağında pek dokunmaz ama yaş ilerledikçe enginar ve renginar kendilerine yöneltilen "ahaha sen nar gibi kırmızı mısın, kız sen enginar mısın??" gibi alaycı sözlerden bıkmış ve günün birinde isimlerini kendileri tercih ederek, değiştirmişlerdir.

    sözün özü; doğacak çocuğa isim seçmece nasıl zor bir olaysa, ileride de bazı zorluklar yaşatabilir.
  • 2003 mayis ayi, besiktas sampiyon olmak uzereyken ikinci kere yaşadığım zorluktur.

    hangi mac hatirlamiyorum, ama hakem penalti demis, heyecanla bekliyoruz. cocugun dogmasina 2 ay kalmis. ikinci cocuk, hem guzel bir isim olsun, hem kisa olsun, hem abisinin de isteyecegi bir isim olsun diyerek isim bulamiyoruz cocuga. soyle muhabbetler geciyor:

    - penaltiyi kurtarirsa ismi oscar olucak.
    - hadi lan.
    - nihahahaha. kurtardi!
    - cok ziplama dogurcan.

    ama ismi oscar olmadi, bi de ustune galatasaray'li oldu. (ama annesi gizli gizli besiktas pijamasi giydiriyor :)

    yıllar sonra gelen edit: oldu, oldu beşiktaş'lı oldu.
  • devlet bu işi el atsın: doğmamış çocuğa isim seçmece yasaklansın. zira bu seçmece işlemi sırasındaki diyalogları sinir bozucu buluyorum. ayrıca, genelde sonuç isabetsiz olacağından nafile bir çaba olduğunu düşünüyorum. misal eskilerden: ayşe, fatma, selime, ahmet, mehmet vs. yenilerden: merve, tuğçe, batu, arda, berk vs. bakınız, bu isimler yalın olarak hiçbirşey ifade etmedikleri gibi kişinin kişiliği hakkında da bir ipucu vermemektedirler.

    düşünün bir kez, fitne fücurun allahını yapan bir insana selime adı yakışıyor mu? kısa ve çelimsiz bir çocuğa batu demek doğru mu? peki bu çelişkilerin nedeni ne? efendim mevzu şu ki analar babalar (ya da ülkemize has bir durum ile nüfus memurları) ya yedi cet öteden birinin adını ya da kıçlarından uydurdukları isimleri bebelere takmaktadırlar. oysa, isim takmak için bekleseler, bebe büyüyüp kendini bilince yaptığı önemli bir şeyden dolayı isim alsa fena mı olur? ortaokulda türkçe okuma parçalarından olan boğaç han misali. benim çocukluğum boğaç han'a özenmekle geçti. ismimi alacağım olayı hayal eder, ne kahramanlıklar yapardım hayallerimde.

    meraklısına not: tüm rukiye'lerden özür dileyerek söylemek isterim ki ismim rukiye falan değil. aksine çok manalı bir ismim var. belki de bu manadır benim çocuk omuzlarıma ağır gelen. belki de "çocuk omuzlarıma ağır gelen" derken bir yandan kıçımla güldüğüm için görmüşümdür bu gerçeği.
  • ailenin, yeni bir birey üzerine yaptığı haksız müdahalelerden birinin başlangıç aşaması.
hesabın var mı? giriş yap