*

  • (bkz: sad but true)
  • insanin cok istedigi birsey karsisinda hayir demesi, mantikli olan bu diye dusunmesi ancak daha agir basan duygularin ayni rahatligi gosteremeyip, insani uzmesi. aksi yapildiginda ise, yanlis olani yapmanin verdigi vicdan azabi ortaya cikacagindan, ortada boyle bi ikilem varsa, hersekil aci ceker insan.
  • sonra o acının zamanla geçmesi beklenir ama bu sefer de zaman geçmez.*
  • duyulmak istenmeyen sözler *sarfedersiniz bazen.. ama o sözler aslında doğru olanı yapma amaçlıdır.. üzer karşı tarafı.. ama içten değildir.. sadece öyle olması gerektiği içindir.. kor mu? kor..
  • yanlis olani yapmanin verdigi sorumluluk hissi yaninda solda sifir kalan hadise.
  • istenmeyen bir davranis olmakla beraber yapildigi zaman hic bir sekilde iyi duygulara bulanmadiginiz aksine "ee, kim takiyo madalya mi?" diye aptal aptal* ortalarda dolanmaniza neden olan durum
  • ancak, duygularını ve tutkularını kontrol edebilen insanların hakkında söz söyleyecek fikre sahip olduğu olgu. kalanlar zaten yanlış olanı yapmanın acı vermesi üzerine fikir sahibi olabilir.
  • o aci sizi bilincli kiliyor, devam edebilmenizi sagliyor, guzel bazi $eylerin degerinin daha net anla$ilmasini sagliyorsa, cok da fazla sorun yoktur. gebere gebere dogru olani yapmaya devam edersiniz, ama sonucta, ya$ar, ya$atirsiniz.
  • yanlış olanı yapmak da çoğunlukla acı veriyor, e bu da... o zaman geriye hangi yolla acı çekmeyi tercih ettiğinize karar vermek kalıyor. yanlış olanı tercih ettiyseniz en azından içinizde ukde kalmıyor, sadece uzunca bir süre keşkelerle mücadele etmek gibi bir yan etkisi var.

    ama doğru olanı yaptıktan yıllar sonra da "keşke" deme ihtimali yok değil. veya doğru-yanlış kavramlarına bakış açınızda zamanla oluşabilecek değişimler "ben şimdi doğruyu mu yaptım" diye sorgulatabilir insana. yani "kırk katır mı kırk satır mı" misali, her halükarda öleceksiniz, size düşen sadece yöntemini belirlemek...
hesabın var mı? giriş yap