• bazen gereklilik arzeden bir meslek. (bkz: dolmusta zorunlu muavinlik yapmak)
  • su omrumde yasadigim ilginc bir tecrube varsa o da kisitli gun sayisina ragmen dolmus muavinligidir a dostlar.. (samimi girdim entry ye.. sozluk formatina uymuor bu diyeni bicaklarim) 10 ile 15 yas arasindaki bir yas diliminde tam olarak "garson boy" kiyafetleri giydigimiz bir doneme rastlar bu muavinlikde.. genel kanida budur aslinda.. oyle cicek abbas filmlerineki gibi 20 li yaslarinda bir genc yapamaz bu hadiseyi. soforler omuzunda muavinlikten istifa etme yasi maksimum 18 dir zira..

    her neyse muavinligin gorevleri nelerdir.. bir kere erketeci olacaktir muavin "kaptan sagda teyze var alalim iceri" , "kaptan citir isiklardan hemen sonra", "beyler cokelim trafik var" , "ablacim bindin parayi vermedin" gibi ispiyoncu ugraslar edinmelidir en basinda. kaptanin bir nevi ekstra agzi, ekstra gozleri, ekstra kulaklaridir, ekstra elleridir.. eller konusunu ileride daha genis irdeleyecegim.

    nasil ki mc donalds turevi yerlerde "ayin calisani" tablosunda bulunmak hem motivasyon hem gereksiz caba arttirimi sagliorsa muavinlik icin de ayin calisani cercevesi on koltuktur. ön koltuga oturan muavin hem para alip verme islemlerini yapar hem de kaptanla bir diyaloga girer.. kaptanlar o yaslardaki cocuklara genelde "ee uurcum kamisa su yurudu mu senin eki ehi" muhabbettinden ote "uwwww laf at laf at sag tarafa laf at" seklinde direktiflerde verebilirler.. su hayatimda yaptigim yapmis oldugum bir iki laf atma eylemi hep bu zamana denk gelmistir. ünlü yazar grass in nazi oldugunu aciklayip özür dilemesi gibi ben de buradan özür dilemek istiyorum "ablacim canim ablacim.. sari etek giyen ablacim özellikle sana "off o göte bülbül öte" dediim icin beni affet eger bunu okursan ablacim"

    geldik beni muavinlik mesleginden alikoyan hadiseye. dolmusu durdurmadan el kaldiran yolcuyu iceriye almak. bakin bu cok ustalik uzmanlik, kas, denge, tayming gerektiren bir hadisedir.. onun icin ben yapamadim dostlarim. ah dostlarim cilekes dostlarim. "kaptan solda yasli teyze" dedikten hemen sonra bir el hidrolik kapinin demirlerini tutar diger el disariya bir cengel misali uzatilir.. dolmus hafif yavaslardigi anda teyze belinden tutulup hooop iceriye birakilir.. ayni sekilde indirme islemi de teyzeyi elle alip ayaklarini yere deydirttip hizini almasini saglayip birakmaktan ibarettir.. ben bir kac teyze düsürdügüm icin kibarca isime son verildi..

    muavinin bir diger gorevi de kahvehaneye kosup "sedat abi kaza yapti olay var abiler" deyip adam toplamaktir. bunun icin celik gibi guclu bacak kaslarina ihtiyac vardir tahmin edebileceginiz üzere. ayrica nefessiz kalip "nerde yapti lan kaza got oglani" lafina cevap verebilmek " high high high ucyol high high high agzinda" dememek icin saglam cigerlere de ihtiyac vardir..

    ayrica saglam bir matematik bilgisine de sahip olmak gerekmektedir. 5 milyondan 2 ogrenci yi hesaplamak kolay olabilir ama 3.5 milyondan verilen 3 tam i hesaplamak zor olabilir.. hemen dolmustan inip "sedat abiye eksik para verdiler kavga cikti" seklinde kahveye kosmak gerekir..

    ayrica yine arabesk fantagzi muzige hakimiyet olmasa da bir kulak asinaligi olmasi sahane olacaktir.. ama asla ama asla ama asla sarkilara eslik edilmemelidir.. yoksa "vaay uur ne güzel soyluorsun sen seni sikip cogaltmali" tarzindan teklifler alabilirsiniz..

    unutmadan ekleyeyim kahveden adam cagirirken sozlerinize cok dikkat etmelisiniz.. ey genc muavinler ve muavinlige gonul vermek isteyenler size sesleniyorum "abiler sedat abinin ebesini sikiorlar" tarzinda bir cagri yapmak kavga bittikten sonra "sedat oglum noldu niye dovduk adamlari, senin cocuk sedat abinin ebesini sikiorlar dedi kostuk geldik ama?" tarzinda bir diyologun baslamasina sonunda dayak yemenize neden olacaktir.. aman diyim gencler.. lütfen.. benim dustugum hatalara siz de düsmeyin.. ayrica "uurcum git bu 10 milyonu bozdur gel" dediklerinde dolmusu gozde ayirmayin.. siz bozdurmaya gittiginizde dolmus coktan topuklamis olabilir.. kaptan soforlerin pek sevdigi bir "muavini bakkalda birakmaca akabinde tekel 2001 yok muymus eki eki seklinde gülmece " oyunudur bu.. bizim zamanimizda bu sozluk olacakti peh..
  • küçükten beri özendiğim, kariyer planımda hep bir yerlere oturtmak istediğim ancak hayatın beni çeşitli yerlere savurması sonucu yapmaktan alıkonulduğum güzide meslek, aslında tam bir meslek değil yancılık müessesinin tepe noktalarından biri, tek başına anılmaması gereken, her zaman güzel dost dolmuş şoförü ile anlamlı olacak bir unvan.

    ne hayallerim vardı oysaki, kaptan ile aramızı motor bölümü ayıracaktı, motor üstünde özel olarak sanayide hazırlattığım, her bir bozuk para için ayrı gözü olan, kağıt paralar için kapaklı özel bölmelerle bezeli para saklayıcı kutum olacaktı, tasarımı tamamıyla bana ait olacaktı.

    uzatılan/iletilen her para için para üstünü şak diye hazırlayacaktım ama bunu yaparken arkama bile bakmayacak karizmamdan ödün vermeyecektim, parayı uzatan gariban yolcu, "lan acaba farketti mi, hoop birader baksana" diye düşünecekken, uzattığı para tarafımdan kapılacaktı. arkaya bakmamam, yolcuların seviyesine inmemem, onların uzattığı paralara kayıtsız kalacağım anlamına asla gelmiyordu. asli görevimi, layıkıyla yerine getirmem gereken misyonumu unutmam olası değildi. her gün hattımızı kullanan ve bize denk gelen yolcular, zaman içinde beni tanıyacak ve para uzatma konusunda yeni yetme olanların heyecanını alacaktı, "o öyledir, sen uzat, görür..." şeklinde telkinler ile olayı bilmeyen vatandaşlarımızı rahatlatacaklardı.

    tabii ki bütün bunların yaparken, kaptan ile tatlı bir muhabbete de kaptırıp gidecektik; ligimiz üzerine, futbol üzerine, şaibeye ve hileye dair konuşacaktık. "yiyor ama çalışıyor." diyecektik, amerikanın köpeği diye yaftalayacaktık politikacıları, şaşaalı öğle yemekleri ardından, arabaya kapı kolundan tutunarak zıplarken, "abim lastiğin havası inik mi be biraz?" diyip, bizi tehlikelerden koruyacaktım.

    evet bütün bunları başarmam lazımdı çünkü dolmuştaki bir koltuğu bedava kullanmanın o ezikliği içerisinde olacaktım her daim, benim yüzümden bir müşteriden oluyordu kaptan. yarattığım bu maliyeti, çalışarak, didinerek, onun gözüne girerek, faydamı maksimize ederek* dengelemek hatta aşmak zorundaydım. aşkın bir insan olmam lazımdı. oturduğum yerin hakkını vermeliydim.

    lakin olmadı dostlar, başaramadım, hatta bugün itibarıyla en önde oturup para iletmekten bile tiksinen bir insan oldum, hep arka köşelere kaçmaya başladım, kendi paramı da başkasına ilettirmedim, kalktım, yürüdüm ve kaptana elden verdim. muavin varsa kesinlikle muhattap olmadım, benim muhattabım kaptandı her zaman.

    evet muavin olamamam yaptığım dolmuş yolculuklarını hep bir travma içerisinde geçirmeme sebep oldu belki ama nefretle büyüyen bu sevgi de diyalektiğin ne olduğunu bana öğretti. felsefe doktorası yapmış kadar düşünsel yetkinliklere sahip, ying yangla aşık atabilen, yer yer iron maiden, yer yer hande yener ile coşabilen bir insan olmamı sağladı.
hesabın var mı? giriş yap