• (bkz: pulp)

    on the night that i was leaving the moon rose in the sky
    as i came to fetch my suitcase and then you began to cry
    i’ve never seen you look so ugly as the way you did that night
    that night was eighteen months ago.

    now i’m two hours from the station, yeah i’m coming home again
    i’m gonna show this town who’s master, as soon as i get off this train
    you’re gonna love me more than ever, and the sun will shine again
    and i will kiss your face and i will make you smile again.
    and then the whole damn town will come on out to welcome me
    oh they will open all the doors and give it all to me
    oh no, but still your voice is ringing in my ears
    don’t you want me anymore?
    don’t you want me anymore?
    oh no i can't, i can’t believe its happening
    oh no there, oh there must be some mistake
    you’ve found yourself another lover and you’re glad we made the break
    oh. you don’t even, you don’t even wanna see me
    you just wanna wave and say goodbye
    "go away now and leave us alone, you know this house is not your home".

    and now the whole damn town has come on out to laugh at me
    oh yeah, oh they can stare for ever more, you do not care for me, oh no,
    oh they can stand for a hundred thousand years
    don’t you want me anymore?
    don’t you want me anymore?
    don't you want me anymore?
    don’t you want me anymore?
  • (bkz: separations)
  • öhöm öhöm şeklinde başlamak istiyorum şarkının başında jarvis cocker ında başladığı gibi.hatta ve hatta saygı duruşunda durmak istiyorum sayın seyirciler .zamanında hadi yürü ya kulum kapıma dayanma başkasını buldum diye sizi postalamış birinin kapısına tekrar gitmek.gurur murur bişe kalmamıştır herkesin size köpeğisin işte diyeceği bilinir şimdiden hoyrat kahkahalar bile duyuluyodur.olsundur denemeye görmeye değerdir.hanımcağızımız bizi özlediyse görecektir.karşıdadır işte daha bir güçsüzleşmiştir sanki.iç çekilir.medet umulması gereken bir iç çekişmidir .geri dönsem mi dönmesem mi diye düşünürken yaşanılan karışık belirsiz his.artık geriye akılda kalan bir kapı sahnesidir bu şarkıdan kalan.ben geldim.
    şarkıdaki solo bi şekilde tindersticks i ve sixteen horsepower ı anımsatır ama çok daha üstün ve farklı bi yerde durur.
  • piyano ve kemanın ahenk içinde sevişegeldiği süper bi pulp şarkısı
  • hikaye soyle: jarvis'in seslendirdigi karakter 14 ay once cekmis kapiyi gitmis, arkasinda gozu yasli bir hanim birakmis, hatta sesi hala kulaklarinda cinlarmis "beni artik istemiyor musun?" diye aglarken (bu noktada buyuk ihtimalle zevkten sarsilarak bosaliyordu). simdi trene binip eve donmek uzere, keratanin derdi soyle: iste merhaba yavrum ben geldim diyecek, kadin sevincinden deliresi olacak, erkegim diye kollarina atlayacak, butun mahalle de gelecek "vay herife bak ya, 14 ay sonra eliyle koymus gibi buldu, bunun pipisi bizimkinden buyuktur" gibi yorumlar yapacak. ama kazin ayagi oyle olmuyor, adam eve bir donuyor, o da ne? arkani don ve cik, istenmiyorsun artik durumlari vaki olmus, hatta hanimi baskasini bile bulmus, cok mutluymus, kisaca siktiri cekiyor, bizimki butun mahalleye madara oluyor, simdi kulaklarinda onlarin kahkahalari cinlayacak bir omur "mwahahaha!" diye (murray de oradaymis)

    kardeslerim! (nihat abi, selam)
    bu sarkiyi butun akli sonradan basina gelmis, karsisindakinin kiymetini kaybettikten farketmis ama iste tam bu denyolugundan oturu de kicina tekmeyi yemis dostlarimiza adayalim. (not: bu da kisisel degil, sarkiyi yolda gelirken dinledim, gecen bir arkadasimin anlattigi bir hikaye aklima geldi. sonra cemkiren oluyor vay mesaj vermissin, muhtira yayinlamissin diye, ondan aciklamak zorunda kaliyorum. duzeltme yayinlayan kose yazari gibi oldum be.)
  • video degil ama sarki surada.
  • 1992 yılından bu zamana hala tazeliğini koruyan harika bir pulp şarkısı.
    müziğin evrenselliği bu olsa gerek.
    aradan on sene geçmiş ama şuan çıkan şarkılar yerine bu şarkıyı dinlemek daha bir haz veriyor.
  • her defasında "jarvis cocker müzikal için yaratılmış, değil mi?" sorusu ile "tabi ki de evet" cevabı arasında gidip gelmeme neden olan şaheser. diğer pulp şarkıları da bu delilik halimden payını alıyor, o ayrı. ama "bu nasıl bir şarkıdır" diye her defasında sorduğum soru ise sanırım diğer sorunun aksine kendine bir cevap aramıyor. burada bir exclamation olsa gerek. öfke ve hayalkırıklığı bir potada eritilmiş ve bir umutla, ufacık bir umut da olsa, masumca sorulmuş bir soru * kalbini oluşturmuş şarkının. halbuki kayıtsızlığın bedeli ödenmiştir. ama sanki kahramanımızın kabahati mazur görülmelidir ve affedilmelidir gibi bir hissiyata sevk eder bizi yine de. bu da, büyük ihtimalle kahramanın yerine kendimizi koyduğumuz için. zira soru çoktan bizim sorumuz olmuştur.
  • 3000 sene geçsede tadını kaybetmeyecek pulp şah-eseridir.separations zaten baştan sona baştacı bir albumdur.
    don't you want me anymore?
  • bu şarkıda 18 ay önceki bir vakit için "i’ve never seen you look so ugly as the way you did that night" denmesinden muhtemelen 3 yıl önce, chris de burgh'ün lady in red'inde "i've never seen you looking so lovely as you did tonight" deniyor.

    herhalde konular arasında bir bağlantı yok ama cümlelerin benzerliği ilginç. en azından dil bazında bir gönderme mi var, nedir, araştırılsın.
hesabın var mı? giriş yap