• 30 yaş üzeri, eğitim seviyesi lise ve altı ev kadınları arasında metres tutmak fiiline verilen isim. yine aynı kadınlardan alınan bilgiye göre genelde 9 numaradaki aysel hanımın halde komisyonculuk yapan kocası tarafından gerçekleştirilen bir eylemdir...

    (bkz: dost hayati)
  • ilkokul yıllarının en heyecanlı , en gizli kapaklı , en dedikodulu , ilk entrikalı hikaye konusudur. dost tutmak anneler arasında birlik ve beraberlik duygusunun had safhaya ulaştığı bir konudur.

    okul arkadaşlarından birinin babası iyi giden işlerinin neticesinde önce arabayı değiştirmiş sıra hanıma gelince dost tutarak idare etmeye karar vermişti. olay anneler arasında fısır fısır mode ile hatta zaman zaman çocuklar bile anlamasın diye kaş göz ile paylaşılmış , zavallı kadın için birlik ve beraberlik içerisinde yardıma girişilmişti.

    muhteşem ekip talihsiz kadına yardım etmek için hiçbir çabayı esirgememiş , masraftan kaçınmamış sonunda izmirin en nefesi kuvvetli büyücüsü yeşilyurt limontepe semtinde bulunmuştu. çoluk çocuk , kız kadın topluca büyücü bayan ziyaret edilmiş , topluca kahveler içilmiş , ara sıcaklar mahiyetinde kahve falına bakılmış bir miktar gönlünden ne koparsa herkes 10 lira veriyor hesabı ile para toplanmış ardından ana yemek olarak büyü konusuna geçilmişti.

    bu kısımda konu çok derin ve mühim olduğu için vatkaları nedeniyle her zaman kendisinden çekindiğim bir teyze tüm çocukları toplayarak yan odada tom ve jerry seyretemeye götürmüş , kalan ekip alçak adamı o şırfıntıdan kurtarmak için bilimsel çalışmalara başlamıştı.

    yıllar sonra , üniversite yıllarımda , o amcayı ben yaşlarda bir hanım kızımızla balçova princess otelde baş başa yemek yerken gördüğümde annelerin o günkü operasyonu aklıma gelmişti. o şırfıntı bu şırfıntı değildi , adamın hobisi dost tutmaktı ve görünen o ki olan o zavallı ilk şırfıntıya olmuştu.
  • dost tutmak, dostlar arasında gizliden gizliye birini daha tutmak, iki dost arasında kaldığın zaman birinden yana rey vermek gibi bir şey aynı zamanda. oldu mu çok berbat olabiliyor ama bu tip bir üçlü kriz yaşandığında bazen mecbur kalıyor gibi olabiliyorsunuz (nasıl meşru kılacağını bilememişçesine).

    misal iki dostum olsun. birisinin (x) daha can, daha dost olduğunu düşüneyim. diğerine (y) karşı da boş değilim ama ilk dostla mukayese kabul etmiyor olsun. bir zaman geçsin bu ikisi bir meseleden birbirine düşsün. bana da ayrı ayrı gelsinler, msn'den, gtalk'tan falan. işte x gelse bana ''abi dün y çok sinirimi bozdu, kafamı düşürdü, bir daha siksen onunla konuşmam, sen de nasıl tahammül ediyorsun ona anlamıyorum'' dese ''ya y iyidir de, işte biraz ters. siz konuşun kendi aranızda anlaşın falan'' derim. hemen ardından y gelse ''x'in amına koyim ben, biliyor musun bana ne yaptığını? godoş şerefsiz'' dese ''abi x benim arkadaşım, öyle konuşma lütfen, sorunlarınızı lütfen kendi aranızda halledin beni bulaştırmayın'' falan derim. bu dost tutmak işte.

    şimdi mesele şu, bunu hepimiz yapıyoruz. siz yaptığınızda çok fark edilmiyor sanıyorsunuz çoğunlukla ama size yapıldı mı kabbbak gibi belli oluyor. o zaman, yani bu örnekteki y olduğunuzda, muhabbet sona erdiğinde ''vay demek ki x'i daha çok seviyormuş, tutuyormuş, ikinizin de amına koyim'' dediğiniz bir an oluyor. o anlarda salın, ikisine de bir temiz kin yapın, hiç tutmayın. sonra sakin bir anınızda olayı tekrar değerlendirin. x ile x i size yeğleyen dostunuz arasındaki benzerlikleri, müşterek yavşaklıkları, gerekirse kendinizden örnekleyerek listeleyin. doğal gelene kadar analitik bir süzgeçten geçirin. en nihayetinde ikisi bir şekilde birbirine bir seri kalitesizlik parantezinde eşitleniyor gibi oluyor.

    işte o zaman ikisine de ayrı ayrı kinlenemediğinizden, yani şahsi bir mesele yerine bir takım niteliklerden doğan kaçınılmaz ortaklıklar gibi göründüğünden, kafanız rahat ediyor. x ile muhabbeti artırmaya gerek yok, ama sırf x'i tuttu diye de x'i tutanla muhabbeti kesmeyin. muhabbetinizi yeniden formatlandırın, tipine göre muamele edin. onun da elbet ''abi x bana büyük madik attı'' diyeceği zaman gelecek. o zaman hemen bu başlığa, bu entry'e yönlendirin, okusun, ibret alsın, versin şukumu.
  • belli bir yaş üstü kadın terminolojisinde dedikodu ortamlarının vazgeçilmeziydi kavram olarak bu. bir de dost post muhabbeti vardı cümle içerisinde şöyle geçer; "aman ayol evin kirasını ödememiş, dostu postu altın bilezik isteyince para bol ama maşallah et. sec., et cetera, fıs fıs fıs vıdı vıdı vıdı"
  • ölmeden önce yapmak istediğim şeylerden biri. önce dost tutup sonra memlekete haber göndericem. ya da manda kasa bir mercedes alıp onunla gider kendim söylerim herkese.
  • fuckbuddy’nin türkçe karşılığı.

    kültürümüzde ve dilimizde fuckbuddy denerek elit versiyonu pompalanan eylem.

    dost tutmanın eliti fuckbuddy bulmaktır.
  • her bim alışverişinde yapılan eylem.

    (bkz: dost yoğurt)
    (bkz: dost süt)

    aslında bu durum herkesin bildiği anlamından çok farklı değildir. seçenekler aynıdır. tam yağlı ve yarım yağlı.
  • "bir kerhanede dost tutmak senin neyine diyen olsa alimallah verecek cevap bulamayacağım." kemal tahir - notlar 5 (1950 öncesi şiirler ve ziya ilhan'a mektuplar)
  • (bkz: dosta gider)
hesabın var mı? giriş yap