• s. craig zahler efendinin " en son" filmi...

    dragged across concrete

    mel gibson ve vince vaughn isimlerinin yer aldığı proje...

    bone tomahawk ve brawl in cell block 99 kalitesinde olur umarım !
  • s. craig zahler'in sert ve acımasız stili bakalım filme ne kadar sirayet edecek. şiddet göstermekten hiç çekinmeyen zahler, bu polisye-suç işinde mel gibson'ı nasıl hallere sokacak tahmin etmek zor değil gerçi. cast adına tam adamını bulmuş gibi. üstelik gibson'a vince vaughn eşlik edecek. filmi merakla bekliyoruz efendimis.
  • malum ortamlara 7.9 imdb puanı ile kapaklanmış film.
  • (bkz: anchovies)
  • yeni nesil tarantino'nun yeni filmi
  • bana nedense jackie brown u hatırlatan film.

    jackie brown ile pek ilgisi olmadığı gibi, başrolde bir kadın da yok ama nedense film boyunca jackie brown u hatırladım. neden jb u hatırladığımı anlamak için tekrar jb u seyretmem lazım anlaşılan.
    belki de bu zahler denen adamın tarzının tarantino ya benzemesiyle ilgilidir...

    2,5 saatlik bu filmi seyrederken tam sıkılacağımı düşündüğüm anlarda ilginç şeyler oluyor sonra yine durgunlaşıyor. o açıdan enteresan bir film.

    anlaşılan yönetmen zahler, vince vaughn ve dexter ın debra sı ile (jennifer carpernter) iyi anlaşıyor, brawl in cell block 99 dan sonra yine onları görmek hoş oldu.

    şiddet sahnelerini gerçekçi bulsam da, filmin genelinde bazı mantık hataları mevcut.

    geniş, çok geniş bir zamanınızda ya da parça parça seyretmenizi tavsiye ederim.

    6,5 /10
  • arada kalmis film. ya da sahip oldugu potansiyeli gayet zkip atmis bir film.

    film cok guzel aslinda, ama genel akis, kurgu ve anlatim bazinda bir olmamislik var. film klise bir aksiyon suc-soygun filmi degil. yani anlatilan hikaye oyle ama, bunun anlatilma sekli baya drama. sanki hadi the wire tadinda film cekelim demisler, ama tam olmamis, arada bir yerde onlar da kaybolmuslar.

    ancak isin boktan tarafi da su ki, diyaloglar maalesef filmin girmek istedigi kulvarin, kafalarin diyaloglari degil. dolayisi ile sıkıcı sayilacak bir is cikmis ortaya. hani sıkıcı diyemesem de, 2.5 saat olmasina gerek olmayan, bu kadar agdali, sozde gercekci bir anlatimla ortusmeyen bir hikaye var.

    izliyorsunuz, meh guzelmis diyorsunuz ama o kadar.
  • diyalogları filmi mümkün olduğunca gerçekçi kılmayı başarmış bir yapım. spoiler gibi olmayacaktır, o yüzden şunu örnek verebilirim. filmin başındaki sevişme sahnesinde, film boyunca bir daha işimize yaramayacak bilgilere ulaşıyoruz. evet, o yatakta 2 kişi pekala o konuşmayı yapabilir diyor insan. bununla birlikte, yine diyaloglarda abartılı ifadelerden kaçınılmış.

    film durgun bir akışa sahip. ancak bir başka arkadaşın daha yazdığı gibi, tam sıkılmaya başladığınız anda bir başka merak unsuru devreye giriyor. filmin son sahneleri hariç, adrenalin seviyesi alçaklarda geziniyor. kimi sahneler iç bulandırıcı kısımlar içerse de, filmin büyük bölümünde gözünüzü ekrandan kaçırmanıza gerek kalmıyor.

    tarantino filmlerine benziyor mu? evet, özellikle yönetmenin ilk filmlerini andırıyor ama son dönem filmlerindeki hareketlilikten uzak olduğunu da belirtmeliyim. benim de puanım 6.5/10.
  • süresi dışında bir sorunu yok. açıkçası kendine has temposuna veya özgün senaryosuna zarar vermeden hiç yoksa 40 dakika kısaltılabilecek bir film. sorun gibi görülen diğer şeyler ise daha ziyade bilerek verilen kararların sonucu.

    filmin harika bir tarzı var bence.

    olayın gerçekliğini ve vuruculuğunu anlamamızı istedikleri noktalarda hep ya çok açık bir dil, bir mesaj ya da aşırı bir şiddet var. zira bu yüzyılın dünyasında belli uyaranlara karşı o kadar tepkisizleştik ki, her birimiz artık belli bir seviyede sosyopatız. çok acı ama bazı şeylerin gözümüze sokulması lazım bağ kurabilmemiz için.

    --- spoiler ---

    örnekler:

    özellikle bebeğinden bir türlü ayrılamayan annenin aşırı dramatize edilmiş vahşi ölümü, bunun öncesinde iş hayatı üzerine ayaküstü yaptığı eleştiri ve çoğu kişinin hayallerini süsleyecek iş yerinin yapaylığı.

    doğrulukla bağını kaybeden ve az sonra başına bir şeyler gelecek beyaz adam imgesi. özellikle de siyahi karakterlerin cümlelerindeki dil bilgisi hatalarını düzelten -grammar nazi- herkesin sonrasında ölmesi. önce hırsızların, sonra da mel gibson'ın.

    mel gibson'ın partnerinin para için insan öldürmek üzerine yaptığı konuşmadaki "emin misiniz, son kararınız mı" havası. hani birazdan olacakları bir aksiyon sahnesi olarak kodlayıp geçmeyin; insanlar ö-l-e-c-e-k gibisinden...

    mel gibson, büyük bir uyuşturucu baskını sırasında aşırı şiddet kullanırken biri onun videosunu çekti diye (yani aslında şiddet kullandığı için değil, kullanırken yakalandığı için) görevden uzaklaştırılıyor. işini sert ama namuslu yapan bir adamdan, ailesini refaha çıkartabilmek için soygun yapabilecek bir adama dönüşüyor hemen sonrasında da.

    sonunda hayatta kalan ve tüm altınları alan tek kişinin aşırı yapay bir amerikan rüyasını yansıtan, tek boyutlu yeni hayatı. bu hayatta en mutlu olanın, o hayatı en az hak eden ve olanlardan en az bilgi sahibi olan annesi olması.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap