• akp yalakalarının kayıtsız şartsız sloganıdır. her sabah kalkar kalkmaz yüzler yıkanır, dişler fırçalanır, yalamaya başlanır. sabah kahvaltısı ile öğle yemeği arasında ara öğün olarak biraz daha dil atılır, kulak memesi kıvamına gelinceye kadar yalanır.

    her öğüne tatlandırıcı olarak biraz "ulusalcı ezmesi", biraz "sendika kızartma", biraz da "yandaş kebabı" eklenir. günün kapanışı olarak akşam yemeğinin üstüne bol bol "ihale tatlısı" alınır.
  • yola devam...

    hikayeyi haluk namdar'dan aktarıyorum. ben onun yalancısıyım.
    kutup ayılarını derileri için avlarlarmış. ama bu is kolay olmazmış. derilerinin altındaki ortalama 10 cm.lik yağ tabakası ayıların buzlu sularda donmasını engeller; hem de onları bir zırh gibi korurmuş. küçük ateşli silahlarla ayılarda oldurucu yaralar açmak mümkün olmazmış. büyük silahlar da derileri paramparça edip kullanılmaz hale sokarmış. kutup ayısını avlamak için alnındaki özel bir noktaya yakından ve tek el ateş edilmeliymiş.
    kutup ayılarının koklama ve işitme duyuları da güçlüymüş. 2 metre yükseklikte karın altındaki fok balığının kokusunu veya 30 km uzaklıktaki yaralı hayvanın kan kokusunu hissedebilirlermiş. bununla birlikte en ufak bir çıtırtıyı bile duyabildiklerinden kimseyi yanlarına yaklaştırmazlarmış. avcılar kutup ayılarını avlamak için ilginç bir teknik kullanırlarmış.

    bir baltanın ağzı iyice, ama iyice keskinleştirilirmiş. sonra bu balta bir yere sabitlenirmiş. üzerine sapını ve demirini tamamen kaplayacak şekilde fok balığı kanı sıvanırmış. ve olay yerinden uzaklaşılırmış.
    kan kokusunu alan kutup ayısı baltayı kolayca bulur ve yalamaya başlarmış. yalarken farkında olmadan dilini baltanın keskin ağzına da sürtermiş. hafif hafif kesilen dilden sızan kanlarla balta, yalaması daha da keyifli hale gelirmiş. zavallı ayı, yaladıkça kanayan, kanadıkça yalayan diliyle bir süre sonra iyice kendinden geçermiş. hem zevklenirmiş, hem bitkinleşirmiş.
    avcı ise sürekli ayıyı gözlermiş. kan kaybından iyice halsiz düşüp bayılmasını beklermiş. bayılınca ayinin yanına gidermiş, elindeki silahı alnına yaklaştırırmış. tek el ateşle ayıyı öldürürmüş. böylece deriye zarar vermeden avlama işlemini tamamlarmış.

    haluk bey'in hikayeyle ilgili yorumu su:
    "son günlerde toplum olarak oldukça hareketli günler geçiriyoruz. genel secimler sonuçlandı. halkın büyük çoğunluğu 'yola devam,' dedi."
    "yola devam, yalamaya devam..."
    "yalamaya devam, kanamaya devam..."
    "kanamaya devam, yalamaya devam..."
    "kan nasıl da tatlı..."
    "ama dikkat etmek lazım. basta başkasının kani diye yalanırken, sonra kendi kanımızı yalar hale geliyoruz. tadından basımızın döndüğü şey kendi kanımız. başımızın dönmesi de sırf keyiften değil."

    aklıma tarhan erdem'in söyledikleri geliyor:
    "akp ekonomideki başarıları nedeniyle oy almıştır. issizlik, kalkınmanın halka yaygınlaştırılmadığı, çiftçinin perişan olduğu gibi şeyler şehir efsaneleridir. gerçekle alakaları yoktur."

    haluk bey yorumunu şöyle bağlıyor:
    "simdi her şeyin yolunda gittiğini sanıyoruz. karnimizin doyduğunu sanıyoruz. peki kanımız tükendiğinde ne olacak? türkiye cumhuriyeti kani tükenmiş, güçsüz, mantıklı düşünemez hale getiriliyor diye korkuyorum. pusudaki avcının öldürücü hamlesi ne zaman gelecek, aklıma geldikçe irkiliyorum."
    aziz vatanin bütün kaleleri zaptedilmiş. bütün bankaları yabancıların eline geçmiş. kamunun elinde hiçbir şey kalmamış. ekonomi bütünüyle esir edilmiş. tüketim üretimin fersah fersah ötesinde. borçlar almış başını gidiyor. abd ordusunu sınıra dayamış, ülkeyi parçalama projelerini dayatıyor. memleketin her medyası bilfiil işgal edilmiş, psikolojik bir savaşı açıktan üzerimize sürüyor...

    olur mu canim?..

    milli gelirimiz büyüyor.
    enflasyon dizginleniyor.
    global dünyayla entegrasyon sürüyor.
    yabancı sermaye kopmuş geliyor.
    güven ve istikrar paçalarımızdan akıyor.
    ab ile müzakereler ilerliyor.
    dünyanın patronu abd ile aramızdan su sızmıyor.
    türk, kurt, alevi, sünni, fethullahcı, süleymancı herkesler alt ve üst kimliklerine kavuşuyor.
    toplum demokrasiyi özümsüyor.
    otoyollar yurdu baştan başa örüyor.
    hastanelerde kimse tedavisiz, ilaçsız kalmıyor.
    yoksul halkın makus talihi yeniliyor...

    ne diyelim?..

    buyurun öyleyse yola devam.

    yola devam, yalamaya devam...

    ------------

    (bkz: forward mail)
  • bugünkü videodan sonra üçlü oldun güçlü olsun dediğim slogan.
hesabın var mı? giriş yap