• duyularla ya da hormonlarla vucut icinde data transferi.
  • (bkz: duygusal), (bkz: duygusuz)
  • kisinin kendi icinde, ikili iliskilerde veya herhangi bir cisim/nesne/simgeye karsi duydugu soyut fikir.
  • 1.(felsefe). nesneler hareket ve durağanlıkları itibariyle bir bilgiye sahiptirler. bu bilgi göreli olmayan bir kesinlikle ölçü birimleriyle ifade edilebilecek form bilgisi dışında başka bir bilgi de içerir. gözleyenin , varlıktan etki aldığı algı ve düşünsel aktivite toplamının sonucunda oluşan bilgiye "duygu" deriz. bu bir bilgidir ve bize aittir. yani duygu, onu hisseden canlının kendisinde oluşan aktarılmış bir bilgiden ziyade "alınmış" bir bilgi olup öznel izler taşır. dolayısıyla duygu gerçek olmakla beraber yanıltıcılığı algılamadaki saflıkla doğrudan ilgili bir bilgidir.
    varlığın özündeki yapının içimizde uyandığı eş izleniğe duygu denir.
  • kaygı , hırs, şehvet ve de güç gibi duyguları geliştirmeye çalışmak, sadece boşa zaman harcamaktır.
  • kahverengibotlutirtil sayesinde haberdar olundugum ve ismimi güzel ifade ettigini düsündügüm siir.

    sevdiğim kadin adlari gibi - 17 / duygu

    seni kimse anlamıyor duygu
    yıkandığın su, yürüdüğün yol, omuzunda gezinen melek
    şemsiyende sayı saymayı öğrenen yağmur
    sarmaşık gibi yüzüne sarılan ayna

    seni kimse anlamıyor duygu
    binicisiz atlar, yeleli gece, elini altına soktuğun yastık
    hep başkalarının sevdiği şarkıları çalan radyolar
    kırmızı şarap gibi alnında gezinen ateş

    seni kimse anlamıyor duygu
    denizdeki şişe, şişedeki mektup, mektuptaki söz
    tuttuğun günlüğe düşen gölge
    kuruttuğun çiçeklerden uçup giden koku

    seni kimse anlamıyor duygu
    kırılan bardak, taşan süt, eteğine sıçrayan çamur
    yorgunlukta başını dayadığın omuz
    rüzgarın getirip pencerenin önüne bıraktığı kuştüyü

    seni kimse anlamıyor duygu
    yıldırım aşkları, boşanma davaları, evine dönen yolcu
    aşkını portofino mu mortofino mu, neyse işte öyle
    bir yerlerde bulduğunu şarkısında anlatan adam
    ve mırıldanan
    yalnızca mırıldanan kalabalıklar kentin iç organlarında

    seni kimse anlamıyor duygu
    yaşını başını aldığı halde neden teyze olmadığını kimsenin
    bilmediği güzin abla
    bilginin kurutulacak bir çamaşır olduğunu sanan okul
    bir terliksi hayvan olduğunu
    ve tek hücreli canlılar gibi bölünerek çoğaldığını düşünen devlet

    seni kimse anlamıyor duygu
    ayın arkada kalan karanlık yüzü
    aşkın sana bakan yaralı yüzü
    ve kayarlarken dilek tuttuğun yıldızlar

    "birisi çıkıp
    yalnızca
    beni ben
    olduğum için
    sevsin
    tanrım!
    ama
    geç olmadan,
    olur mu?"
    akgün akova
  • ben

    (bkz: coolduygu)
  • içses.
  • hayatin anlami..
hesabın var mı? giriş yap