• eşeysel seçilim. darvin'in kuramında doğal seçilimle beraber, türlerin değişimini yöneten-açıklayan temel bir prensip. herhangi bir tür eşeyli üreme yoluyla çoğalan canlıda, herhangi bir genetik özelliğin gelişimini, gen havuzu içindeki oranını belirleyen şey, o özelliğin canlıyı, rakip canlılar karşısında hayatta kalma, beslenme, yavrusunu besleyebilme gibi mücadelelerde üstün kılması kadar, (genellikle) erkeklerin dişilerce tercih edilmesini sağlayan rastlantısal genetik modalara hitap ediyor olması da kritiktir. bu nedenle anlamsız, doğal seçilim açısından zararlı bile olabilecek abartılı, görsel, biyo-kimyasal özellikler bir çok türde (genellikle erkeklerde) görülür. tavuskuşunun harketlerini kısıtlayan ve görünür hale geldiği anlarda bariz av hedefi yapan tüyleri, homo sapiens dişilerindeki süt verme fonksiyonuyla açıklanamayacak oranda "görsel" memeler gibi.
  • fiziki güç ve koruyuculuğun, bolca çocuk yapabilmenin kritik olduğu bir bağlamda, erkeklerde fiziki güç, kadınlarda doğurganlık gibi somut, fonksiyonel kriterler arama ve bunları seçme, sanırsam eşeysel seçilime iyi bir örnek değildir, çünkü bunlar zaten doğal seçilimin sahip olanın hayatta kalmasını sağladığı bunlara sahip olmayanları elediği özelliklerdir. evrim kuramı gereği tüm canlıların miras aldığı genetik kod, fonksiyonel olduğu kadar bunlarla beraber taşınmış anlamsız, yararsız genetik materyal de içerebileceği için, bu materyalin getirdiği tercihlere hitap eden canlıları da (gerçekte diğerlerine bir üstünlüğü olmadıkları halde) eş olarak tercih edilmede öne çıkarabilir. örnek verildiği gibi bir popülasyonda iri göğüslü olmak, "renkli" gözlü olmak türün devamı ve üstünlüğü açısından fayda sağlamadığı halde, eş seçiminde seçen tarafın genetik manyaklığının bir sonucu olarak bu özelliklere sahip olanı öne çıkarabilmektedir.

    bir çok eşeysel seçilim kriteri doğanın rastlantısallığının getirdiği bir şakadır, fenotiplerde ilginç görsel sonuçlara, özellikle kadınlarda ne istediğini bilememe, hiç bir zaman kendini anlayamama gibi bunalımlara yol açabilmektedir.
  • darwin , yaşamın ve evrimin sırlarından birini daha açıklığa kavuşturmuştur ve kendimizi daha iyi tanımamızı sağlamıştır.

    darwin'in fark ettiği ; ebeveynlerinden doğan yavruların sadece hayatta kalmak konusunda başarılı olmaları herhangi bir anlam ifade etmemekteydi. çünkü sonuçta her birey, bir noktadan sonra ölmek zorundaydı ve ölene kadar istediği kadar başarılı olsun, kendisindeki başarılı genleri ölümsüz kılmadığı sürece başarısının evrimsel açıdan herhangi bir değeri bulunmuyordu.

    yani canlılar, sadece hayatta kalmak için değil, üremek (genlerini geleceğe aktarmak) için de mücadele ediyorlardı. bazı genlerden kaynaklanan dış özellikler ve davranışlar, karşı cinsiyeti daha fazla çekerken, bazıları daha başarısız olabiliyordu.

    dolayısıyla hayatta kalmayı başarabilenler, bir de üreme konusunda başarılı olmak durumundaydılar. işte üreme konusunda doğanın seçme ve eleme mekanizmasına, cinsel seçilim yasası denilir.

    kaynak ; evrimagaci.org/makale/43
  • cinsel seçilim de denen ve doğal seçilim ile birlikte evrim kuramı’nın mekanizmalarından birini oluşturan darwin teorisi.

    insanlar için seçilecek olma görevi erkeklerde, seçme görevi kadınlarda. bunun temel sebebi yumurtanın az ve değerli, spermin değersiz olması. değer ile kast edilen ahlaki anlamda değil elbette. bir kadının hayatında toplam yapabileceği çocuk sayısı 15 diyelim, bir erkek bunu bir kaç ay içinde yapabilir.

    erkeğin içgüdüsel amacı olabildiğince dişiyle birlikte olup genlerini aktarmak (poligami), kadının içgüdüsel amacı iyi bir gen havuzundan yavru yapmak ve hayatını kolaylaştıracak kaynağa erişimi olanı seçmek (hipergami). ataerkil toplumla birlikte her iki cinsin doğasına aykırı bir düzene geçip her erkeğin çocuk sahibi olabildiği, her kadının hipergamisinin dizginlendiği bir yere geldik. evrimsel anlamda bu durum doğamıza aykırı olduğu için, bildiğimiz anlamda doğal ve cinsel seçilime engel olduğu için negatif sonuçlar doğurur diyebiliriz ama diğer taraftan ataerkil toplum sayesinde bilinen medeniyetimiz oluştu.

    21. yüzyılla birlikte işler değişiyor, yeniden poligami-hipergami ikilisinin etkin olduğu bir döneme giriyoruz. bunun medeniyetimize etkilerini zaman gösterecek ama görecek kadar uzun yaşama şansımız yok ne yazık ki.

    - makaleden bir paragraf-
    "darwin'i, kendi deyimiyle “hasta eden” bir konu, uzun süre soru işareti olarak kalmıştır: tavus kuşlarının göz kamaştırıcı renkleri ve devasa kuyruğu... çünkü o dönemlerde oldukça detaylı olarak analiz edilebilen doğal seçilim ilkesi dâhilinde, bir türün bireylerinin hareketini bu kadar kısıtlandıran ve avcılara bu kadar net bir şekilde yerini belli eden bir yapının evrimleşmesi, daha doğrusu doğal seçilim tarafından desteklenmesi olanaksızdır. nasıl olur da, hayatta kalma konusunda bu kadar ciddi dezavantaj sağlayabilecek bir yapı tavus kuşlarında evrimleşebilmiştir?"

    ilişkili olarak;
    (bkz: hipergami/@toroslardir benim yurdum)

    ayrıca;
    (bkz: cinsel seçilim teorisi)
    (bkz: evrimsel psikoloji/@toroslardir benim yurdum)

    okumanıza değecek makale
  • erkekler üzerindeki eşeysel seçilim rekabet (kavga, sperm rekabeti ve yavru kıyımı) ve dişil seçilim başlıklarında incelenebilirken,
    dişiler üzerindeki eşeysel seçilim poliandri (çok eşlilik) başlığında incelenebilir.
    kaynak: evrimsel analiz - scott freeman
  • gunumuz cografyasindaki insan iliskilerindeki karsiligi

    (bkz: mahalle baskisi)

    (bkz: gorucu usulu)
  • evrim mekanizmalarından biridir. aynı türün diğer bireylerine göre bir bireyin kendine has bir özelliği üremesini kolaylaştırıyorsa bu mekanizma devreye girer. mesela renkli erkek lepistes balıkları dişileri cezbetme konusunda kendi türünün daha renksiz bireylerine göre daha başarılıdır. yaşadığı habitatda fenotip olarak dezavantaj yaşayıp avcılara yem olmuyorsa orda daha renkli lepistesler görmek olasıdır amma velakin her şeyin normal seyrettiği normal bir habitatı ele alırsak genelde renksiz bireyler daha fazla sayıdadır. burda doğal seçilim cinsel seçilime baskın geldiği için bu durum ortaya çıkıyor. renkli erkekler dişiler tarafından cinsel olarak tercih edilsede avcılar tarafından da daha dikkat çekici oluyorlar. düzende böyle sürüp gidiyor işte.
  • erkeklerin kadın göğüslerini çekici bulma nedeni eşeysel seçilimdir.schopenhauer, "dolgun bir kadın göğsü erkek cinsi üzerinde müthiş çekici bir etki yapar; çünkü kadının çocuk doğurma işleviyle doğrudan bağlantılı olarak, yeni doğacak olana bol bol besin verebilecek olduğunun belirtisidir bu." der. bu yüzden kadınlar kendilerine hakaret edilse bile çok umursamazlar; ama birisi " göğüslerin çok küçükmüş." derse çok üzülürler, kafalarına takarlar ve paraları varsa silikon yaptırırlar hemen. çünkü anatole france'ın da dediği gibi, " göğüssüz kadın, yastıksız yatağa benzer."
  • evrimin mekanizmalarından biri. darwin üstadımız çok önem atfediyor. şüphesiz haklılık payı var. ancak darwin'in sürekli kullandığı bir gün ispatlanacak, bulunacak metodu çok sağlıklı değil kaldı ki hala bulamadık. ek olarak darwin bir doğruluk yakaladığında onu seziyor ve onu çok uzatıyor bir yere bağlamak için. çok sağlıklı bir tavır değil ki kendisi spekülatif bunlar der.

    bir babundan ya da bir yabanıldan türemek bence birdir diyor ve bunu yabanılın ahlakını eleştirerek veriyor. oysa ahlakı içgüdü haline sokan-bir nebze- da kendisi. salt bağlamak aha bundan demek istediğiniz zaman herkes bir şey bulur. kerpeteni allah yapan da bulursunuz, kadın baseninden türleşmeyi açıklayanı da. ama bunların hiçbirisi oluşu açıklamaz. hele hiçbir biçimde ispatlamaz. bu kitabı meraklı olanlara okuyunuz, okutunuz. geç kalmasınlar.
  • dişinin doğasında olağan bir şekilde yer alabilirken düşünen bir hayvan olan insanın kadın cinsiyetinde de kimi hesaplanamayan olasılıklardan dolayı * zaman zaman sekteye uğrayan ama genel geçerliliğini koruyan teorem.

    (bkz: kadınların arabaya baktığı gerçeği)
    (bkz: kadınların karaktere değil paraya ve tipe bakması)
    (bkz: türk kızlarının sadece paraya baktığı gerçeği)
    (bkz: kadınlar paralı erkeklere aşık olur)
hesabın var mı? giriş yap