• (bkz: mezar)
  • ebediyete intikal istasyonu
  • selviler ve çiçeklerle bezenmiş ama ruh yok
  • (bkz: paradise city).
  • (bkz: anitkabir)
  • çooooook mühim şahıslar için kullanılan bir kelime.
    mezar dense aşağılanacak gibi geliyor belki de.
    bir çeşit kompleks giderici söz.
    "bakkal nuriyi dün ebedi istirahatgahına defnettik" dendiğinde kulağa yabancı gelir.
  • genellikle trt haber bültenlerinde duyduğumuz bir ifâdedir. istirahat'a da ıstırahat derler, istanbul'a ıstanbul dedikleri gibi. arapça osmanlıca kelimelerden müteşekkil bulunduğundan pek anlamayız ardındaki sakat manayı... "ebedî istirahatgâhına gönderildi" diye duydukça aklımıza söz konusu kişinin kabre* gönderildiği gelir.

    islâmi açıdan değerlendirecek olursak, daha önce de söylendiği gibi kabir, ebedî değildir. bir duraktır. mahşer gününe kadar beklenir. kimi görüşlere göre bu durakta bekleyiş bekleyene uzun gelmez, zîrâ rasûlullâh "ölenin kıyameti kopmuştur" buyurmuş.

    islâmi açıdan bakınca kabrin istirahatgâhlığı da yine adamına* göre değişen bir hâl alıyor. (bkz: kabir azabı)

    ebedi istirâhatgâh bu hâliyle içten içe kabir azabını, mahşeri inkâr eden bir hâle bürünüyor. belki de dejenerasyon amacı ile üretilip trt jargonuna sokuluvermiştir, bilemiyorum, bu beni şaşırtmazdı. "kabre girilip orada ebedî dinlenilecek" şeklinde, islâm'ın sadece kulluktan muaflara (ör: hayvan) verdiği bir derece*** ile insanların anılması hoş değil.

    rabb'imiz de bizim kabirlerimizi ardımızdan okunan kur'ân'ların nûru ile pürnûr, cennet* bahçelerinden bir bahçe* eylesin*. âmin.
  • genellikle ebedi olmaz bunlar, belediyelerin imar faaliyetleri veya bir çevre yolunun guzergahında oldugu veya azınlıklara ait olduğu için, ya yer değiştirirler ya da bir gece ansızın yok oluverirler.
hesabın var mı? giriş yap