*

  • belgesel-dökümanter formatında olduğu için kafa karıştırma potansiyeli olan luis bunuel eseridir. sürrealizmin muhtemelen ilk kez dökümanter formatıyla buluşmasından dolayı tarihteki ilk mockumentary olduğu söylenebilir (söyledim oldu). böylesine acı alaycılıkla dolu bir film doğal olarak ispanyol hökümeti tarafından yasaklanmıştır.

    un chien andalou'da papazların çektiği ölü eşşeğin amcaoğlunu bu filmde görmek mümkün. bunuel baba bu hasta eşşeği arılara sokturarak ölümünü filme çekmiştir. yine aynı şekilde uçurumdan yuvarlanan (muhtemelen hastalık sahibi) keçi de filme alınmak için yapım ekibi tarafından vurulmuştur.
  • bunuel'in kariyerindeki ilk ve tek belgeseli. 1930'larda orta çağı yaşayan insanların yaşadığı köyde dış sesin alaycı tonu ve neredeyse komediymişcesine gösterilenler gerçekten inanılmaz boyutlarda. bunun yanında bunuel'in dikkat çektiği noktalar yine filmleriyle paralel seyirde. anlatılanları belgeselin sonunda vurgulanan anti faşizm düşüncesiyle de sınırlamamak lazım, zira toplumla etkileşim içerisinde olan devlet kavramının işlemezliği sonucunda ortaya çıkan insanlığın yüz karası görüntüler günümüzde bile mümkün. belgeselde gösterilen her ne kadar freak show'a varacak kadar ucuzlaşsa da okulda hala üçgenin iç açıları toplamının 180 olduğunun öğretilmesi, çizilen prenses resmi ve her zaman olduğu gibi dini merkezlerde ve onun yakınlarında olan insanların nispeten daha iyi şartlarda yaşaması ve insanların her şeye rağmen din ve etiği elden bırakmamaları gibi noktalarla las hurdeslilerin de gözlerden uzak olmalarına rağmen 'insan olmaya' çabalamalarının vurgulanmasıysa kanımca belgeselin en başarılı tarafı.

    bunların yanında belgeselin mockumentary olamayacak kadar gerçek olduğunu, (bunuel sadece bazı noktaları abartmış, onun haricinde yaşananlar büyük oranda gerçekmiş) sürrealizminin de gerçeküstücü anlatımdan değil de daha çok ciddi bir konuda takındığı absürd tavırdan geldiğini söylemekte yarar var.
  • las hurdes tierra sin pan tam adı.

    büyük yoksulluğu göz önüne sürer buñuel.

    (bkz: ekmeksiz toprak)
  • kapanışı;

    “bu filmde gösterilen sefalet çaresiz değil. ispanya’nın diğer bölgelerinde dağlılar, köylüler ve işçiler birlik olarak, karşılıklı yardımlaşarak ve devletten haklarını talep ederek yaşam koşullarını yükseltebildiler. köyü daha iyi bir yaşama doğru sürükleyen bu akım, son seçimlere yön verdi ve halk cephesi hükümetinin [*] doğuşunu güçlendirdi. hitler ve mussolini’den yardım alarak ayaklanan generaller, büyük mülk sahiplerine imtiyazlarını geri vermek zorundaydı ama ispanya’nın işçi ve köylüleri franco ve işbirlikçilerine üstün gelecekti. tüm dünyadaki anti-faşistlerin yardımlarıyla sivil savaş huzur, istihdam ve mutluluk getirecek ve bu filmde gösterilen sefalet içindeki evler sonsuza dek yok olacaktır.”

    * ikinci ispanya cumhuriyeti'ndeki sol sosyalist birlik
  • hakkında güzel bir yazı için.
  • açlıktan muzdarip çocukları okulda matematik öğrenirken, tahtaya "başkalarının mülkiyetine saygı" yazarken görmek, sefalet içerisindeki bir yerleşim içerisindeki zenginlik işareti olan tek yerin kilise oluşu, ilk ve son dakikası arasında değişmeyen tek şeyin, "zurbaran tablolarından daha gerçek olan las hurdes'un gerçekliğini" oluşturanın, tüm etkileriyle çöken yoksulluk oluşu.. on yıllar sonra parodiyle, alay edişle, sinik tavrı afişe edişle burjuvaların küçük dünyalarını, mizansenlerini, küçük ve büyük aldatmacaları "büyük" filmlerle ortaya koyan bunuel, kısa bir belgeselle maskeleri olmayan ötekilerin yaşamına tanıklık etmiş sinema deneyiminin başlangıcında. sonraki büyük filmlerde bu küçük izin bıraktığı lekeler şekil değiştirerek mevcut olmaya devam eder.
  • toptan --- spoiler ---

    las hurdes'i izledim bugün. ilk defa sıtma titremesinin gerçeğini gördüm. bir de kreten mreten cüceler. bir bebek ölüsünün birkaç km uzağa mezara taşınması. o sırada çaydan geçirirken ufak tabutumsu kabı içinde suda elden ele geçirerek yüzdürmeleri. sanki peygamber miti, sembilde nil'e bırakılan çocuk firavun kadınlarınca bulunur ya. çok benzer ve etkileyici.

    las hurdes'in sonunda bir yerli kadın sözü var, kapak olmuş: "hiçbir şey insanı, her an ölümü düşünmek kadar canlı tutamaz." kurgu değil belgesel film, belki de belgesel kurgu; o zamanlar belgesel-kurgu bilinmiyordu ama luis bunuel bilmese de yapabilir. söz de süper olmasıyla değil somut insandan somut yaşam yorumu olarak gelmesiyle, sahicilikle güzel.

    --- spoiler ---
  • ''verimsiz ve konuk sevmez bir köye şahit olun''. sürrealizm sinema akımının öncüsü ayrıksı, avangart, anti-burjuva yönetmen luis bunuel’in belgeselidir. bunuel ispanya’nın sınırlarını aşan gerçekliği dağlar etrafında çevrili olanı gün yüzüne çıkarmıştır. bunuel belgeselde las hurdes bölgesi sakinlerinin dünyadan kopuk yaşantısını merceğe alır. las hurdes bölgesinin dünyayla hiçbir irtibatı yok. bölge toprakta saban kullanmayı bilmiyor. bu bölge halkı küçük hastalıklardan ölebiliyor. las hurdes sakinleri açlık, yokluk, işsizlik ve hastalık içindeki yaşantılarına ölümü her an düşünerek geçirirler. filmde görünen 6-7 yaşlarındaki bir kızın birkaç karakter iki gün sonra hastalıktan öldüğüne, bir adamın ateş nöbeti geçirdiğine şahit olacaksınız. aslında bu belgeseldeki anlatı bile las hurdes’teki ucuz yaşamın vehametini ortaya koyar. las hurdesin verimsiz toprağında insanın verdiği ekmek savaşını gerçek olmayacak bir şekilde görüyoruz. buna sebep olanı eleştiren ve bir öneri sunan yönetmen dolaylı yoldan ispanya hükumetinin politikasını ve dini eleştirir. zengin bir bebeğin boynundaki altın madalyalar göstererek sömürgeci hristiyan devletlerin afrika üzerindeki emperyalist politikası eleştirilir. bölgedeki en ihtişamlı yapı kilisedir, hristian carmelita keşişleri tarafından dört asırdır mesken edilmiş lus hardes tarih öncesi yaşamı muhafıza etmişlerdir. bu cümleyle luis bunuel aslında medeniyetin gelmediği köyün sebebini açık bir şekilde dine bağlamaktadır. film ağır antifaşizm ve antiburjuvazi propagandası yapar. filmde raşitizm hastalığına yakalanmış kretenleri dahi görüyoruz. barbarca olan evlilerin kendisini kanıtlaması için horoz kafası kesme festivaline ve şarap dağıtımını izleriz. köyde hiçbir zaman şarkı söylenmemiştir. eğitim kurumu okulun işlevinin orada da aynı olduğunu gösterir
  • ölümün, çürümenin ve sürekli bir tehdit halinin olduğu, buz gibi bir yorum sesi ve bas bas bağıran görüntülerle çekilmiş sıradışı bir belgesel.

    "hiçbir şey insanı, her an ölümü düşünmek kadar canlı tutamaz."
  • şekerim 2020 yılı berbat bir yıl, bir uzaylı istilası eksik, korona morona derken tatile bile gidemedik eve kapandık vs diye ampır ampır konuşanlara her gece yatmadan izletilmesi gereken 26 dakikalık luis bunuel belgeseli.

    ampır ampır konuşan gruba sövdüğüme bakmayın. zaman zaman ben de tam olarak bunu yapıyor, whatsapptan gelen bir mesaja bozuluyor, eve gelen patates kızartması soğuktu diye söyleniyor, koronadan dolayı maskeyle gezmekten yıldık diye şikayet ediyorum.

    belgeselin geçtiği yıl 1933. daha 100 yıl bile olmamış yani. izleyin de açlığı görün, sefaleti görün. off sıkıp deniz kenarında oturduğunuz akşamları düşünün sonra bir de burada sıtma taşıyan sivrisinek ısırığından dolayı güneşin altında tir tir titreyen köylüyü görün.

    tanım : aklıma ferit edgü'nün o isimli kitabı ile anadolu'nun aşağı yukarı aynı zamanlardaki (1919) halini anlatan ahmet haşim'in mektubunu getirmiş. sefaletin dini, dili, ırkı yok dedirtmiş belgeseldir.

    bugün bile bilmediğimiz, görmediğimiz, akıllı telefonların çekip instagram'a yüklemediği ne sefaletler yaşanıyor kim bilir.
hesabın var mı? giriş yap