81 entry daha
  • şu sıralar ilginç işlerin olduğu ülke. geçen gün posorja adlı küçük bir kentte iki erkek ve bir kadın gözaltında bulundukları polis karakolunda halk tarafından linç edildi. küçük çocukları kandırıp kaçırdıkları şayiasıyla galeyana gelen halk, zanlıları polisin elinden alıp linç ederek öldürdüler ve ben bu satırları yazarken cesetler hala sokaklardaydı. savcı, zanlıların 200 dolarlık bir soygun dolayısıyla gözaltında olduklarını söyledi ama çocuk kaçırma meselesiyle ilgili yorum yapmadı. ekvador, venezuela'dan en çok göç alan ülkelerden biri. nisbeten güvenli ve sakin bir ülke olan ekvador'da yabancı düşmanlığının (zenofobi) ve ölçüsüzce gelen göç dalgasıyla birlikte suç oranlarının yükselmesinden korkuluyor. kaynak (ispanyolca)

    öte yandan, guayas kantonu savcısı, aralarında üst düzey rütbelilerin de bulunduğu pek çok askeri, kolombiya'daki, meşhur farc örgütü de dahil olmak üzere, pek çok gerilla örgütlerine el altından silah sattıkları suçlamasıyla göz altına aldı ve haklarında dava açtı. iki kadın (polis şefi ve guayas savcısı) ülkedeki müesses nizama savaş açmış durumda.

    aslında bu durum sadece bugüne ait bir söylenti ve dava değil. daha önce de (2000'lerin başında ve 2008'de) benzer suçlamalarla davalar açılmıştı ama ordu sürekli bir inkar halindeydi. ufak tefek cezalar kesilse de bütünlüklü bir sonuç çıkmamıştı. yine de ekvador ordusunun bazı kirli ilişkileri olduğu aslında bilinen, en azından dillendirilen bir durumdu.

    şimdiki suçlamaların kritik oluşu, kolombiya hükümeti ile farc gerillalarının geçtiğimiz aylarda barış imzalamış olmasında. ekvador, ateşe körükle gitmekle suçlanabilir. kendi aralarında halledebilirlerse, büyümeden, yani diplomatik bir krize dönüşmeden sıyrılabilirler. öte yandan, ekvador öteden beri ülkeye sığınmacı olarak gelen gerilla üyelerinden muzdarip. bizim suriye'de yaşadığımıza benzer bir durum yaşıyorlar. bir sürü insan, pek de korunaklı olmayan sınırlardan geçerek ülkeye giriyor(dağlık ve ormanlık arazi olduğu için sınır kontrolü epey meşakkatli bir iş burada). ama bu kişilerin hırlı mı hırsız mı oldukları meçhul. aralarında savaşçı radikallerin de olabileceğinden korkuluyor.

    tüm bunlar şundan dolayı önemli: latin amerika'da ciddi bir radikalleşme ve otoriterleşme eğilimi var. bu küresel bir sorun ve latin amerika'da da tüm şiddetiyle hissediliyor. venezuela artık herkesin malumu ama brezilya'da aşırı sağcı, popülist bir aday olan jair bolsonaro neredeyse seçilmek üzere (ilk turda yüzde 46 alarak bütün anketleri yanılttı). şili'de zaten devlet hep güçlüydü ve hep biraz muhafazakar bir yapısı var. arjantin'in ekonomik krizle birlikte otoriterleşebileceği konuşuluyor (eski başkan kristina fernandez de kirschner daha yenilerde tutuklandı). bolivya çoktandır otoriter bir lider tarafından yönetiliyor. peru'da işler, eski diktatör alberto fujimori'nin yine bir politikacı olan kızı keiko fujimori'nin tutuklanmasıyla karıştı (eski diktatör alberto fujimori, sağlık endişesiyle geçtiğimiz aralık ayında, tam da noel günü bir başkanlık affıyla hapisten çıkmıştı).

    ekvador, tüm bu kumkumanın içerisinde sakin bir liman gibiydi. en azından son yıllarda (1995'te peru ve ekvador, sınır boyundaki amazon ormanları'nın petrol zengini olan bir bölümü için savaşmışlardı. savaşı peru kazandı). şimdi bu ülke de karışırsa, latin amerika eski kötü günlere geri dönebilir.

    şimdilik bu kadar. bir gelişme olursa güncellerim.
  • 1999 yılında yaşanan ekonomik kriz ve devalüasyon sonucunda amerikan dolarını para birimi olarak kullanmaya başlayan ülke. dönemin başkanı olan jamil mahuad (kendisi lübnan kökenli bir aileden gelir, adı sizi şaşırtmasın) dolarizasyon politikasını açıklar ama gösteriler başlayıp, ordu da işin içine girince devrilir. fakat sonuç değişmez ve dolar ülkenin geleneksel para birimi olan sucre'nin yerini alır.

    bu durumun ülke ekonomisine etkilerini yeterince gözlemleyemedim doğrusu. bu yüzden bir yargıda bulunamayacağım. aslında bu durum turistler için bir çeşit kolaylık da sağlamıyor değil. iki de bir paranın karşılığını takip etmiyorsunuz ve sürekli kafanızdan hesap kitap yapma derdinden kurtuluyorsunuz. yine de bazı, gariplik demeyeyim de, ilginç durumlar olmuyor değil. örneğin, amerika'da yaşayanlar bileceklerdir, 1 dolarlık madeni para abd'de dolaşımda değildir pek. özel olarak bankaya gidip hatıra olarak isteyebilirsiniz ama markette elinize madeni 1 dolar tutuşturulması epey nadirdir ama ekvador'da bu vaka-yı adiyedendir. daha ilk gün elime, 20 doların üstü olarak 18 tane 1 dolarlık madeni para tutuşturulunca gezimin parasal kısmının biraz garip geçeceğini hemen anladım.*

    yine dolaşımda 50 centlik madeni paralar yoktur. nadirattan bahsetmiyorum, 50 cent diye bir şey yok. bu eksiklik günlük hayatı etkileyeceği için, ekvador merkez bankası bu boşluğu 50 cent basarak dolduruyor. dünyada başka örneği var mı bilmiyorum ama ne olur ne olmaz diye birkaç tane 50 cent alıp sakladım koleksiyonum için.

    ülke ekonomisi dolar üzerinden dönüyor olsa da epey ucuz bir ülke. şehir içi otobüs seferleri 25 ila 35 cent arasında değişiyor hattın uzunluğuna bağlı olarak. hosteller de epey ucuz; ben genelde 5 ila 8 dolar arasında geceledim. şehirlerarası otobüs seferleri de gayet ucuz; en fazla 12 dolar ödüyorsunuz (bilet aldığınız şirkete ve mesafeye bağlı olarak tabii). güney amerika'daki en ucuz şehirlerarası sefer tarifeleri ekvador'da sanırım. yeme içme de gayet hesaplı (başkent quito hariç).

    müze ve parkları gezmek de gayet ucuz. hiç ipin ucunu kaçırmaya uğraşmamışlar. en turistik mekanlarda bile bilet fiyatları gayet ucuz. kazıklanma korkusu olmadan dolaşabilirsiniz. şehir merkezlerindeki kimi parklar bedava olabiliyor. örneğin, ülkenin nüfus bakımından en büyük kenti guayaquil'deki tarihi hayvanat bahçesi'ne (parque historico de animales) giriş bedava.

    bu yazı daha çok ekonomi üzerine oldu ama başka bir yazıda ülkeyi de incelerim. şimdilik bu kadar. gidiniz geziniz efenim. iyi yolculuklar...
39 entry daha
hesabın var mı? giriş yap