• ebu’l-izz olarak da bilinen bugünkü sibernetiğin ilk adımlarını atan islam alimidir. dişli çarklarla çalışan otomatik bir makine yapmıştır. artuklular döneminde yaşamıştır. su saatleri, mekanik müzik aletleri, şifreli kilitler yapmayı başarmıştır. otomata adlı eseri vardır.
  • “bu işe öyle meşakkatle koyuldum ki yolum uzadı, emeklerimin rüzgarı savurduğu şeyler gibi heba olmasından, çalışmalarımın gündüzün geceyi silmesi gibi silinmesinden korkarım.”

    artuklular dönemi’nde, 1153’te diyarbakır’a bağlı olan cizre’nin “doğkapı mahallesi”nde doğan islam alimi; sanat, mimari ve mühendisliğiyle bütün dünyaya örnek oldu. ilk robot ve otomat sistemlerini tasarladı. roma imparatorluğu gibi büyük bir uygarlığın yıkılmasıyla oluşan boşluktan faydalanarak ışıldayan, doğu medeniyeti’nde yetişen bilim adamlarının en yaratıcısıydı o. uluslararası alanda pek çok araştırmacı tarafından çalışmaları düzenlense de yerel bazdaki araştırmalar bizleri yeterince tatmin etmiyor.

    kendi dönemlerine ve dünya tarihine damga vurmuş newton, da vinci, robert manning, antoine de chézy, henry darcy gibi mucitler ve bilim adamlarıyla kıyasladığımızda eksik kalan bir yanının olmamasına rağmen onu tarih sahnesine davet etmediğimizi fark ediyoruz.

    yabancı bir kaynakta el-cezeri için söylenenler:

    “bugünkü otomasyon, sibernetik ve robotik çalışmaların başlatılmasında, tartışmasız olarak, hiçbir kültürde rakibi olmayan öncü bir düşünce ve bilim adamı”

    robotlar, saatler, su makineleri, şifreli kilitler, termos ve otomatik çocuk oyuncakları gibi 60 makinenin mucidi oldu. ne zaman içecek servis edeceğinin ayarı olan hizmetçi dolaplar, suyu yükselten çarklı sistemler, çeşitli hesaplarla saati belirten makineler ve abdest otomatları yaptı. bu icatlarının yapımı ve çalışma prensipleri kitab-ül hiyel adlı kitabında bulunuyor ve günümüzde aynı açıklamalar kullanılarak örnekleri yapılabiliyor.

    el-cezeri, kendinden önceki uygarlıkların bilgi birikimini ve mirasını kullanıp geliştirdi. hidromekanik sistemler kullanıp ibrikler ve ince ayar gerektiren küçük palangalı sistemler icat etti. yaşadığı dönemde diyarbakır’ın aşırı kurak olması sebebiyle susuzluk çeken halk için, su yatağına kurduğu dakikada doksan beş litre su yükseltebilen çarklıları yaptı. üstelik önceden insan ve hayvan gücü kullanılarak yapılan bu işteki verimliliği zirveye çıkartarak suyu yükseltmek için yine suyun gücünden faydalandı, insan gereksinimini ortadan kaldırdı.

    dört diskten her birinin altında küçük bir eksen, harekete geçirme sopası, çarkları ve kepçeleri ile birlikte bulunmaktadır. karşılıklı yerleştirilen disklerin arasında 90 derece vardır. disk çevrelerinin dörtte biri dişlerle donatılmıştır. bu durum, disklerin birbiri ardı sıra sürekli su yükseltmektedir. aynı sistemin tek disklisi için kullanılan koşum hayvanının gücünden yararlanma olanağı dört kat
    artmaktadır.

    kendi ifadesine göre, gözü yanıltmak için kendi kendine dönen ahşap bir koşum ineği figürü verildiği bir modeldir. aslında düzenek, uygulanan bir güç neticesi çarkların hareket ettirilmesiyle değil, su gücü ile hareket ettirilmesiyle çalışır. dere suyunun bir kısmı bir boru aracılığıyla tekneye aktarılır, oradan daha alçakta duran volana dökülür ve bir kanal içinden akar. akan suyun son üçte birlik kısmı tamamen ya da kısmen suyu yukarıya kaldıran kovaların içine ulaşır. kovalı su dolabının önemli bir ölçüde gelişimi, el-cezeri tarafından tarif edilen ve betimlenen su kaldırma makinaları arasında ortaya çıkıyor.

    robot teknolojisindeki ilk örneğin, i.ö. 430 yılında tarentumlu arahytas tarafından yapılan tahta bir güvercin olduğu ve bunun bir süre uçup yere düştükten sonra kendiliğinden tekrar havalandığı bazı kaynaklarda, kanıtı olmasa da, geçiyor. bundan sonraki tarihte karşımıza çıkan robot ise el-cezeri’nin artuklu hükümdarına yaptığı, su ile çalışıp kadehlere mey dolduran bir otomat.

    mühendislik prensiplerinde oldukça ileri gidip bundan sekiz yüzyıl önce yapıldığına inanamadığımız icatlar yapan el-cezeri, mey otomatından sonra “tavus kuşlu abdest alma makinesi” yapıp yine hükümdara hediye ederek kafaları karıştırıyor.

    bir çizimde, bir kişinin üstünde duran su deposundan sağdaki sütun boyunca gelen su, otomatik kişinin elinden geçerek testiye kadar ulaşır. bir süre sonra suyla dolan testi ağırlaşarak eğilir ve hükümdarın abdest alacağı havuza dökülür. ayrıca testide suyun yükselmesiyle sıkışan hava, tavus kuşunun ötmesini sağlar. hafifleyen testi tekrar eski yerine döner. bu işlem birkaç kere tekrarlanır. bu arada testiden hükümdara dökülen su, havuzun içindeki tavus kuşu tarafından otomatik kişinin altında gizli olan depoya aktarılmaya başlar. bu depodaki şamandıra da suyun dolmasıyla birlikte yavaş yavaş yukarı doğru kalkarak otomatik adamın havlu tutan kolunu da hükümdara doğru uzatır. havlunun uzatılması abdest alma işleminin bittiğini gösterir.

    hükümdarın abdest alması için otomatik olarak su akıtan, pirinçten yapılmış ibrik hükümdarın yanına bırakılır, ördeğin gagasından akan su ile abdest alınır. boşalan ibrik geri götürülür, su ile doldurulduktan sonra gerektiği durumda tekrar getirilir.

    günümüzde ulaşabildiğimiz teknik çizimleri ve tasvirleri, kendisi hakkındaki övgülerin hiçbirinin abartı olmadığını gösteriyor. asımo robotlarının projesinde çalışmış sırp makine mühendisi miomir vukobrotovic, el-cezeri’nin tasarladığı su saatleri, mutfak aletleri ve suyla çalışan otomatların bu teknolojinin temel taşları olduğunu dile getiriyor.

    cezeri, hükümdara yaptığı icatlar ve geliştirdiği sistemlerin meyvelerini alıp, artuklu’da 25 yıl boyunca başmühendis oldu. hezekiah’ın, kudüs’te yaptığı ejder başlı su saatinin tasarımından ve çalışma prensibinden etkilendi, su ile çalışıp sürekli çalan bir flüt yaptı. çalışmalarının sadece belirli bir bölgede kalmasını istememiş olmasından dolayı, çizimlerini açıklarken arapça’nın yanında latince kodlamalar da yazdı.

    fil saati adlı eserinin bir kopyası geçtiğimiz yıllarda yapıldı. bunun için 150 kişilik bir uzman kadrosu çalıştı. yaklaşık 7 metre boyunda ve 7 ton ağırlığındaki “fil saati”ni yaptılar. balkonda oturan kişi sağ tarafındaki şahinin gagasının üstünden elini kaldırır ve sol elini sol tarafında bulunan şahinin gagası üstüne koyar. sağdaki şahinin gagasından, sütunlar arasındaki mile sarılı sağ yılanın ağzına düşer. yılan, aldığı topu filin sağ omzunda bulunan vazoya bırakır. filin seyisi balta ile filin başına hamlede bulunur, sopalı sol elini kaldırır ve filin başına vurur. top, filin göğsünden karnında asılı bulunan çan üstüne düşerek ses çıkartır. bu durum yarım saatin geçtiğini bildirir. kâtibin kalemi derece işaretinin dışına gelir. bu durum sol taraf için de aynı şekilde devam eder ve bir delik tamamen beyaz olur; bu durum da bir saatin geçtiği ifadesidir.

    1990 yılında kültür bakanlığı tarafından türkçe’ye “olağanüstü mekanik araçların bilgisi hakkındaki kitap” olarak çevrilen, sibernetik alanında uzman donald hill’in yazdığı “the book of knowledge of ıngenious mechanical devices”ın önsözünde şu cümle göze çarpıyor:

    “el-cezeri yayınlanmadıkça islam ve batı arasındaki mühendislik ilişkileri anlaşılmayacaktır.”

    çalışmalarının afrika üzerinden ispanya’ya ulaştığı ve avrupa’da yaygınlaşarak mühendisleri etkilediği düşünülmektedir. kesin olmamakla birlikte, bu alandaki çoğu uzman araştırmacının görüşüne göre leonardo da vinci’ye ilham verdiği düşünülmektedir. tıpkı helen ve roma metinlerinin arap mucitler tarafından kullanılması gibi, bunların da avrupa’da yaşayan bilim adamları tarafından kullanıldığı söylenir.

    kayıklı su saati, pirinçten yapılmış, kayık biçiminde estetik bir kaptır. bu kayığın orta kısmında, pirinç sütunlar üzerinde yükselen kare biçiminde bir hisar, hisarın üzerinde küçük bir kubbe vardır. hisarın, kayığın pruvasına bakan yüzünde bir kapı bulunur. bu kapıdan bir şahinin başı ve göğsü görünür. sütunlar arasında karşılıklı iki kiriş vardır. kirişlerin ortasından bir mil geçer. bu mile bir yılanın kuyruğu sarılmıştır. yılanın başı şahine doğru uzanmıştır. kayığın orta kısmında kubbeye benzer bir kısım, bunun üstünde de elinde kalem tutan bir kâtibin oturduğu kürsü vardır. kürsünün üzerinde, kâtibin çevresine 15 işaret yapılmıştır. kalem, bu işaretler üzerinde hareket eder ve işaretlerin sonuna geldiği zaman günün bir eşit saati geçmiştir. şahin yılanın ağzına bronz bir top düşürür. yılan alçalır ve topu kayığın pruvasındaki büyük bir zilin üzerine bırakır ve yerine döner. kâtibin kalemi tekrar ilk işarete döner.

    diyarbakır’da hayatını kaybeden el-cezeri’nin etnik kökenine dair yerli ve yabancı birçok kaynakta “türk, arap, kürt” şeklinde iddialar olsa da, bilim tarihçileri bu konuya fazla girmeden onu daha çok bir dünya mirası olarak kabul ederek tartışmaya girmez.

    vitesler, dişliler, miller, palangalar, şamandıralar, su pompaları ve tekerlekli hidromekanik sistemlerde inanılmaz çalışmaları olan el-cezeri’nin “otomatlar kitabı”nın günümüzde on beş kopyası bulunur ve bunların beşi türkiye’de bulunmaktadır. eseri 6 ana bölüm ve 10 alt bölümden oluşturulmuştur. bütün icatları hakkında ne olduğu ve nasıl yapılacağı hakkında bilgi vardır. robot ve matris ustası, “sibernetiğin babası” unvanlarını hak ederek kazanmıştır. hayatını buna adayan mühendisimizin eserinin bir kopyasını topkapı müzesi’nde görebilirsiniz.
  • türkiye'de çok tanınmayan, sibernetiğin kurucusu, robotiğin babası olarak bilinen müslüman bilim adamı, mühendis. döneminde bir çok robotik tasarımı olmuştur. makine yapımında yararlı bilgiler ve uyulamalar isimli kitabını, çok mesai ayırmasanız bile incelemenizi öneririm.

    ülkemizde neden bu kadar az tanınıyor bilinmez ancak üniversitede hocalarımdan bazıları zaman zaman dile getirerek öğretmiştir bu kişiyi, iyi de yapmışlar.

    çoğu müslüman alim, bilim adamı ilkokulda öğretilirken, el cezerinin bu kadar yoksayılması gariptir.
  • cizreli(adalı) anlamına gelir. birçok cizreli alime künye olarak ithaf edilmiştir.
  • mühendis olmama neden olan adamdır kendisi . dayım çocukluğumda bana el cezeriden bahsederdi. sürekli onu araştırmamı isterdi sorular sorardı onun ve yaptıklarının hakkında ilginçtir . gel zaman git zaman kim milyoner olmak ister yarışmasında 250 bin lira değerinde soru olarak gelmişti . bende şak diye şıklar çıkmadan cevaplamıştım yarışmacı çekilmişti sorudan . işte ozaman mühendis olma arzusu sardı bedenimi
  • istanbul cezeri müzesi bu büyük şahsiyeti ve onun eserlerini konu alan bir sergi düzenlemiş.

    kendi tarihimizin yine bize gizli kalan hazinelerinden biridir desek tanımda şaşmış olmayız sanırım.
  • kendisi müslüman ve kürd bilim insanıdır. 1153 yılında cizre’nin tor mahallesinde doğup (bkz: sibernetik) alanın en büyük dahisi kabul edilir.
    fizikçi ve matriks ustası

    bilgisayarın temellerini atan alim, fen ve teknik adamı, robotlar, saatler, su makinaları, şifreli kilitler, şifreli kasalar, termos,otomatik çocuk oyuncakları gibi 60 makine mucidi ve dünyanın ilk sibernitik bilginidir.
    ilk robotu bu büyük kürt alimi yapmıştır.

    su hilesi adlı çalışması;
    robot, belli aralıklarla terazi ucundaki kovalardan birinin dolmasıyla diğerinin boşalması ve böylelikle ardışık zamanlı sıra ile her iki tarafın da eşit aralıklarla suyu almasını sağlıyordu.

    bu icat, sanayi devrimi sonrası ileri derece yağ püskürtmeli ağır iş ve seri üretim yapabilecek fabrika makinalarının belli aralıklarla durmasını ve bir diğer makinanın çalışmasını sağlayan düzeneklerin ana mantığını oluşturdu...
  • kendisiyle ilgili kapsamlı bilgiyi fatih altaylı'nın teke tek programından birkaç hafta önce edindiğim 13. yüzyılda yaşamış, sibernetiğin ve robot biliminin babası olarak kabul edilen, 25 yıl boyunca artuklu sarayı'nın başmühendisliğini yapmış cizre' li müslüman kürt bilim adamı.

    insansı robotlar, abdest alma otomatı, dünyanın ilk ve tek mekanik güneş saati, şifreli sandıklar, fil saati, zamanı çok hassas ölçen çeşit çeşit saatler.. tabiri caizse ağzım açık izledim programı.. bu dehanın olağanüstülüğü bence sadece zeka ile açıklanabilecek bir durum değil; bir yazar gelen ilhamla nasıl yazabiliyorsa, cezeri de bana kalırsa ilhamla öyküsünü makineler üzerinden anlatmış.

    leonardo da vinci bile kendisinden etkilendiğini itiraf etmiş notlarında.
  • 1200 lu yillarda yasamis bir dâhi.
    ıcatlari, cizimleri ve kendi hakkinda uniq istanbul da adina bir sergi açılmıştır. şu günlerde ziyaretcilerini beklemektedir.
    serginin, bastan asagiya hayal kirikligi olduginu belirtmek lazim evvela. adamin neredeyse 800 yil oncesinin imkanlariyla yaptigi alet edevatlari, gunumuz teknolojisi ile yapilan repkilari ile karsilastirildiginda yok daha neler diyor insan. sifreli sandiklar, filli su saatleri, zamani gösteren enteresan saat dizaynlari, robot muzik gruplari... velhasil sergi cok cok sönük ayrica vakit kaybi. onun yerine daha ogretici ve ilgi cekici olduguna inandigim ufak bir film birakayim hakkinda.
    şöyle buyrun
  • kendisi hasankeyf artuklularındandır efenim. şuan ki hasankeyfte yaptığı icatlar bulunur ve yeni hasankeyfte onun adına müze açılacak. ismi de bkz. el cezeri bilim müzesi
hesabın var mı? giriş yap