• miguel angel asturias'ın bir eseri. türkçe'ye "yeşil patates" olarak çevirebiliriz. zira papa latin amerika ülkelerinde patates anlamında kullanılmaktadır. yakınlarda* okuyunca daha detaylı bilgi düşeceğimden emin olunuz.
    edit: şimdi farkettim ki o patates olan papa dişidir. bu ise göz önünde erkektir.* dolayısıyla patates ile alakası yoktur.
  • türkçede yeşil papa olarak 1996 yılında cemal süreya çevirisiyle ilke kitap'tan basılmış. alıntılarım oradan. yeşil papa'yı büyük bir zevkle okumadım, yalnız asturias büyülü gerçekçilik akımının başlatıcı yazarlarındanmış, saygı yaptım.

    "nehrin kıyılarında guineo (iyi cins muz) yetiştirmek için geniş ve bitek topraklar vardı; toprağı satın alınacak, kalkınma düşmanlarına karşı ise ne gibi tedbirler alınacağı görülecekti..." miguel angel asturias - yeşil papa

    "ben bilirim, chipo chipo,
    yalnız ben, sulardaki şiiri
    bir kayığın çocuğuyum
    motagua ırmağında doğdum!" agy

    "yabancıların bizi kalkındıracaklarını, rahata ulaştıracaklarını, ama bize ayırdıkları şeyin başka bir şey olduğunu söyledim. biz burada manyoka ekeceğiz, onlarsa kendi ülkelerine yaprağını götürecekler dedim." agy

    "- la malinche, meksika'nın ele geçirilişi sırasında yerlilere karşı cortes'in* tarafını tutmuş ona yardım etmişti. tıpkı şimdi sizin bana yardım ettiğiniz gibi..." agy

    "- insan, dedi chipo chipo, sesinden dolayı tanrılar kadar güçlüdür." agy

    "kan içilecek. korku salya haline gelen gırtlak kemiğidir."

    "altın sarısı renkli ve siyah halkalı kediler. ilk görüşte kaplan ya da jagar* sanırsınız, ama değildir. ocelot denir bu hayvana. insana saldırmaz. köpekleri sürerler üstüne. ocelot'un bir özelliği de tatlı ve amber renginde bir salya çıkarmasıdır köylüler bu salyayı küçük kaplarda biriktirip saklarlar, güneş çarpmasına karşı serinletici nir şurup olarak kullanırlar." agy

    "aurelia'nın durumu daha uzun gezintileri gerektiriyor, geo maker de onunla birlikte dükkandan dükkana, köşebaşından köşebaşına (tropika'da "paseando" denir bunlara) koşuyordu." agy

    "- serveti olan kimse artık mücadele edemez juancho! (...)" agy

    "yüce tanrı bize zaman zaman bir kasırga göndermeseydi hepimiz spleen'den ölürdük. bağışla bu ufak kelimeyi kullandığım için, ha?" agy

    "- buraya geldiğimden beri -belki de inanılmaz olmayacak ama- mutluyum; çünkü insanın mutluluğu summum ölçüde bulduğu yerde, kölelik de bir evlilik durumu kazanır." agy

    "üstlerinde tanınmış ve sevilmiş insan başları bulunan bu karton* parçalarının, sahipleri öldükten sonra yaşamadıklarına inananlar zavallı birtakım kimselerdir!..." agy

    "biz insanlar için mutluluk daima geçmişte kalmış bir şeydir, bunun için de hiç bahsedilmez ondan." agy

    " - mesele kızın onun nişanlısı olması. ihanet etti kız ona.
    - ihanet kadınların tek zevkidir yüzbaşım..." agy

    "toba, yıllardan beri bacaklarının arasında sakladığı karanlığı, adamın avuçladığını hissetti. ellerini kaldırdı, iki yana açtı ve bir haç şeklinde toprağa uzanarak göğe bakmaya başladı." miguel angel asturias - el papa verde
hesabın var mı? giriş yap