el radyosu

• beheeeyy.... zaman değişti, tevekkeli kıçımızdaki kıllar kadayıf oldu a dostlar. şimdi bu el radyosu dediğimiz zamazingo, lambali radyo ile şimdiki internette radyo dinlemek olayı arasında bir yerlerde yitip gitmiş bir tatdır. babalarımızın, hatta dedelerimizin walkmaniydi, sonralarının discmaniydi. elde taşınırsa el radyosu, cepte taşınırsa cep radyosu derlerdi. ajda pekkan, barış manço, zeki müren duyulurdu o minicik hoparlörlerinden... ahh bastonumu getiriverin cancağızlarım, gideceğim buralardan...
• (bkz: cep radyosu).
• bunlardan eshot soforlerinde bol miktarda bulunur özellikle gecenin belirli bir saatinden sonra daha rahat bir şekilde kullanırlar genellikle de arabesk çalar.
• transistorun icadiyla evlerden disari cikabimis hatta cebimize girebilmis cihaz.
• eski günleri hatırlatan radyo cinsi. çocukluğunu 70'lerin sonraında, 80'lerin başlarında geçirmiş bir kitlenin dedelerinin, ninelerinin parkta, oturdukları banka koyup türk sanat müziği dinlediği radyo. eh tabi o zaman ne walkman ne discman ne de portable mp3 playerlar vardı.
• ders çalışırken radyo dinlemeyi seven ancak dikkatini de bilgisayar vs gibi araçların dağıtmasından endişelenen bünyelerin kullandığı radyolardır. ayrıca bilhassa şantiyelerdeki güvenlik görevlileri için asla vazgeçilmez bir aygıttır. 2000'li yılların başında öğrenci evindeyken, benimde gecelerimi biraz olsun keyiflendirirdi şu tarz bi tanesi. frekansın sürekli kayması sıradan bir şeydi ancak şu an düşününce hiçte sinirlenmiyormuşum.