*

  • (bkz: elf sokaginda kabus)*
  • (bkz: nightmare on the elm street)
  • bu seferki hikayede fredy’nin geçmişi ile ilgili bir gerçeği öğrenecekmişiz. hadi bakalım!

    (bkz: i'll make all your dreams come true)

    http://www.nightmareonelmstreet.com/

    http://www.imdb.com/title/tt1179056/
  • dün akşam izlemiş olduğum serinin diğer 7 filminden pekte farklı olmayan film.(malum 8.film freddy jason'a karşı idi o biraz daha farklıydı.) ha bir de freddy kruegerı canlandıran oyuncu değişmiştir.8 filmde freddy karakterini robert englund oynarken 9.filmde jackie earle haley canlandırmaktadır.
  • en güzel korku filmlerinden biridir.
    nancy'nin pijamasından istiyorum.
    johhny depp'in gençken ne kadar yakışıklı olduğunu görmemizi sağlamıştır.
    haa bir de gerilim sahnelerinde bir müsik çalar ki: bildiğim orgla çalınan düğün müziği hani ümit besen'e versen müzik işini aynısını yapar o kadar diyim.
    bildiğin düğün org'uyla korkunçlu müzik kasmışlar ahahaa.
    demek o zamanın teknolojisi öyleymiş...
  • ilk filmini bu sabah izledim de, o dönem rahat rahat uyumuş olmamız mucize gibi bir şey...

    bir, iki, üç, dört sayma mk fredynin sayma`::(`
  • dönemine damga vurmuş filmlerden biri olmasına rağmen gerek sözlükte bu kadar az entry girilmiş olması gerekse de çok uzun suredir hiçbir şifreli ya da şifresiz kanalda seri olarak yayınlanmamış olması çok ilginç geliyor.
    yayın hakları hangi firmadaysa kendine saklıyor sanki..
  • görsel

    "bir iki freddy içeri girdi
    üç dört hemen kapıyı ört
    beş altı freddy yolda kaldı
    yedi sekiz uyumazsak sınavı geçeriz
    dokuz on uyuma artık son"

    https://youtu.be/9tvpyq7cx5o?si=g0plnxolp00zhf1d

    ilk korku filmimi dokuz yaşındayken "canım" dayımla deneyimledim.. babası tarafından korkuya dair duyguları oldukça törpülenmiş "gerçekçi" bir çocuk olarak onun;

    -"peki izle ama izlediğin şeyin sadece bir film olduğunu sakın unutma sonra beraber saçmalıklara güleriz."

    demesinin verdiği özgüvenle, dayıma da duymak isteklerini söylememek adına, film bittiğinde dayımın hain bakışları eşliğinde;

    -"hiç korkmadım ki film işte."

    dedikten hemen sonra hayatımın, bebekken dayımın ayak parmağını emdiğimi öğrendikten sonraki, günlerce tek başıma tuvalete bile girememe neden olan en büyük ikinci travmasını yaşadım ...

    -" ama bu filmin konusu gerçek bir hikayeye dayanıyor"...

    görsel

    wes craven 'ın yarattığı efsanevi karakter freddy krueger ’ın hikayesi, daha önce öldürdüğü çocukların ebeveynleri tarafından bir fabrikanın kazan dairesinde diri diri yakılması ile başlıyor...

    "krueger, öldükten yıllar sonra intikam almak için geri döner ve çocukların rüyalarına musallat olur."

    ve evet..

    elm sokağında kabus filmini daha da ilginç ve korkunç bir hale getiren, filmin konusunun "gerçek" bir hikayeye dayanıyor olmasıdır...

    "yapımcı, yönetmen ve senarist wes craven, 80'li yılların başında bir gün gazete okurken rastladığı bir haber karşısında dehşete düştü. haberde, kamboçya'daki kızıl kmerler 'den kaçan ve abd'ye yerleşen bir ailenin yaşadıklarına yer veriliyordu. haberde yazılanlara göre yaşları 19 ila 57 arasında değişen ve abd'ye yerleşen birçok mülteci korkunç kabuslar gördüklerini söylüyor, bir sağlık sorunu yaşamamalarına rağmen içlerinden bazılar uykularında hayatlarını kaybediyordu."

    abd’li yetkililer art arda yaşanan olayların ardından 1981 yılında durumu takip etmeye başlamış olsa da sonraki 10 yılda aynı sebepten ölenlerin sayısı 117’ye ulaştı. yaşananlar, uzmanlar tarafından ilk önce 'asya ölüm sendromu (kalp içinde elektriksel uyarıların iletilmesi ile ilişkili, ani kalp ölümlerine yol açan bir hastalık) olarak adlandırıldı. daha sonra yapılan araştırmalar kapsamında yaşanan rahatsızlığa ani açıklanamayan gece ölümü sendromu adı verildi.

    yaşananların basına yansımasının ardından hayatını kaybedenler abd’de gündem oldu ve herkesi şaşkına çevirdi. abd’nin minnesota eyaletinde adli tıp asistanlığı yapan dr. michael mcgee, https://www.surgery.northwestern.edu/…tml?xid=22779 yaşanan ölümlere anlam vermediğini ifade ederek,

    “neden öldüklerini bilmiyoruz. neredeyse tüm vakalara otopsi yapıldı. bu insanlar vurulmadılar, bıçaklanmadılar veya zehirlenmediler. tüm çabalarımıza rağmen çalışmalarımızda bir yol alamadık” ifadelerini kullandı.

    okuduğu haberde yazılanlar karşısında şaşkına dönen wes craven, anlatılanlardan yola çıkarak bir senaryo kurgulamaya karar verdi. craven, haberi okuduktan sonra düşündüklerini,

    “uyuduğunda korkunç rüyalar gördüğünü ailesine söyleyen çocuğun hikayesi, elm sokağında kabus'un ana hikayesi haline geldi. çocuk günler sonra uyuduğunda ailesi onun düzeldiğini düşünmüştü ama işler hiç de bekledikleri gibi gelişmedi. çocuk, uyuduktan kısa bir süre sonra korkunç bir kabus gördü ve çığlıklar içinde ailesi ona yetişemeden hayatını kaybetti”

    sözleriyle anlattı.

    craven, filmin yakaladığı popülerlik sonrasında verdiği röportajlarda hikayeyi oluşturduğu sırada çocukluğuna dair bazı anılarını da yer verdiğini söyledi. craven, “çocukken evimizin önünden geçen ürkütücü bir adam gördüğümü hatırlıyorum. pencereden ona baktığım sırada beni fark etmişti. o andan sonra da bana bakmaya başlamıştı” dedi.

    'ani açıklanamayan gece ölümü sendromu' uzun bir süre tıp literatüründe büyük bir soru işareti olarak kalmaya devam etti. hayatını bu sendromdan ötürü kaybedenlerin hikayesinden esinlenilerek ortaya çıkan ve bir korku klasiği haline gelen 'elm sokağında kabus' filmi vizyona girene kadar rahatsızlık yüzünden yaklaşık 100'den fazla insan hayatını kaybetmişti. üstelik bu sayı her geçen gün artmaya da devam ediyordu.

    doktorlar, sendroma dair ipucu yakalamak için hayatını kaybeden hastalara yapılan otopsileri detaylı incelemeye karar verince gerçekler de gün yüzüne çıkmaya başladı. doktorlar, detaylı otopsilerde hayatını kaybeden 18 kişinin kalplerinde büyüme olduğunu, 17'sinin iletim sistemlerinde kalbin kas kasılmalarını başlatan ve koordine eden kusurlar olduğunu tespit etti. otopsileri yapan ekibin başında bulunan dr. friedrich eckner,

    “hayatını kaybedenlerde benzer durumlar tespit ettik. kalpleri kısa devre yapmış gibi duruyor” dedi.

    ölümlerin sebebinin anlaşılması 'elm sokağında kabus' filminin vizyona girmesinden ve başta abd olmak üzere tüm dünyada büyük bir fırtına kopartmasının üzerinden yıllar geçtikten sonra geldi. 1992 yılında pedro brugada ve josep brugada kardeşler, yaptıkları araştırmalarda ölümlerin bazı genlerdeki mutasyonlar sebebiyle, kalbin normal ritmini bozan brugada sendromu olduğunu keşfetti.

    (bkz: https://tr.m.wikipedia.org/wiki/brugada_sendromu)

    (bkz: https://litfl.com/pedro-brugada/

    (bkz: https://litfl.com/josep-brugada/

    yapılan incelemeler sonucunda, brugada sendromunun ağırlıklı olarak asyalı toplumlarda ortaya çıktığı, rahatsızlığın en çok 20-40 yaş aralığında nüksettiği ve kadınlara göre erkeklerde tam 8 kat daha fazla görüldüğü tespit edildi.

    dayımın hain planlarına karşı ben babam sayesinde bu filmin travmasını gerçekten de gülecek bir çok argüman bularak atlattım ama geçen gün bu platformda paylaştığım "32 yıl boyunca uyuyan kadın karolina olsso" nun garip hikayesinin ardından (bkz: #158015087) zincirleme olarak uyku bozukluğu konusu içinde bu anım da aklıma gelince filmin hikayesini yad etmek istedim..

    "craven'ın seyirciyi son ana dek bir orkestra gibi yönlendirdiği, korku ve arzunun iç içe geçtiği bir film."

    freedy's coming for you...

    görsel

    https://youtu.be/9-hwnuespbq?si=oo5yoijat0jpe88q
hesabın var mı? giriş yap