• diyarbakır'ın çüngüş ilçesine bağlı bir köy.
  • icim ferahladi. malum, alevi-kizilbas oldugumuz icin elmadere'nin basina gelenleri dillendiremiyorduk. neden. cunku biz aleviler bu tip ayrimciliga maruz kalsak dahi sesimizi cikarmamali basimizi one egmeliydik. aksini yaparsak mezhepcilik sucu islemis oluyorduk. saolsun gorenler duyanlar olmus da bu sucu islememis olduk.
  • dün bütün günümü geçirdiğim izmir'in kınık beldesine bağlı ca'nım köy. hani şu 11 kaybı olan, devletin gitmediği, 23 çocuğun babasız kaldığı köy. 2si kardeşi, toplam 11 akraba, sayısız işçi arkadasını kaybetmiş sezai ile girdim köye. evlerine misafir oldum, acılarını, öfkelerini sofralarını paylaştım. omzumda kendimi asan büyük yüklerle uyumaya kalktım, olmadı, yazayım dedim.

    köyde acı var! kime dokunsan bir kaybı var. 9 ana var eşini gömen, çocuklarıyla başbaşa kalan. 23 çocuk var babalarının kokusunu hatırlamakta zorlanacak, analar var evlatlarını sabah madene gönderip akşam karşılayamayan, kardeşler var yarılarını bir ömür özleyecek. çok acı var yani, çok.

    köyde öfke var! kiminle konuşsan öfkesi acısına karışmış. "kader dediler, katliam yaptılar", "göz göre göre öldürdüler insanlarımızı" cümleleri dillerde. ama en acısını tüm durgunluğuyla konuşan iki çocuğuyla yalnız kalmış aslı söylüyor "kader diyorlar, kaderleri kısalsın"

    köyde çok çocuk var. gözleri tüm bu olanlardan bağımsız neşe ile gülen. tüm acının, öfkenin ortasında seni gülümseten çocuklar. yabancı bi araba girdiğinde oyuncak geldi diye sevinen, kurduğun göz temasıyla seni sarmalayan, bir an yanından ayrılmasını istemediğin çocuklar. sevcan var mesela köyde, kokusu hala burnumda, gözleri hala gözümde. sevcan babasını, babası kadar çok sevdiği amcalarını özleyecek ömür boyu. kuzeni var mesela sevcan'ın; dilara. dilara 41 günlük bugün. ablası sena dün babasının ona gelip masal okuduğunun hayalini kuruyor ama dilara hiç hatırlamayacak babasını... çok çocuk var köyde, evet. çocuk kadar acı, çocuk kadar neşe de var!

    köyde çok kadın var, köyde çoğu severek, kaçarak evlendiği hayat arkadaşlarını kaybetmiş çok kadın var. çocuklarıyla bir başına kalmış, ne yapacağını bilemeyen acılı, öfkeli, kaygılı çok kadın.

    velhasıl köyde çok acı var, çok öfke... gittik, acılarına, öfkelerine, sofralarına ortak olduk. şimdi sırada yeni bir hayat kurmak için beraber örülecek günler var.
  • devletin bugün ordusuyla gittiği köy.

    tarihi yaşayan bir köy olması kırılgan ediyor insanları. çocuklar her şeyin farkındalar, gözleri dört fındık büyüklüğünde..

    -"beni sevme sevcan'ı sev, onun babası öldü!"
    cümlesi kulaklarımızdan silinmeyecek asla. kulaklarımızdan birçok şey silinmeyecek.. yüzlerinde buruk bir gülümseme. kalabalık olduğunda etrafı, acısının az da olsa dindiğini söyleyen gülizar abla, palyaçoyu görünce sevinçten dört köşeye kaçan' çocuklar, ayrılma sırasında 'unutmayın bizi' diyen çocukların yaşayacakları umut dolu hayatları olmalı on üçünde okullardan alınmamalı!

    çalışılacak iş alanlarını arttırmayıp daraltan iktidar, emeğin alınteri ile yerin bin kat altından çıkarılan yerlere orduyla dahi adım atmamalı, atamamalı.! soma'da toprak zengin değil, hayvancılık yapılamıyor, tüccarlar köylülerin elindeki hayvanları ucuza alma derdinde, çocuklar okullardan alınarak madende çalışmaya yüz tutuluyor, kara kalem tutacak olan elleri kara elmas tutuyor, eğitim işçilerimizin girdikleri yer kadar alt katlarda..

    güvenliği olmayan bu işte çalışanların çoğu 7-8 sene öncesinde okullara -liselere- sağlanamayan ulaşım yüzünden cana tak etmesiyle terkedilmiş ve bölgenin kaderi haline gelen madene doğru adım atılmış. (bkz: turgut yılmaz)

    faciada kurtulmayı zorlukla başaran işçilerin çoğu borçlarından dolayı işe geri dönüyor, kimisi de nerede çalışacağını bilmeden gitmeyeceğini yineliyor (bkz: engin uslu,28)

    üç çocuk diye tutturan, sermaye avcısı olan, özel kesimin iştahını kabartmayı seven, istihdam yaratmayan, meşruluğunu yitirmiş iktidarın hegemonyasına yine geçit yok.!
  • köyüm. köyüm yok(tu) benim. şehir çocuğuydum hep yazın köye giden arkadaşlarını kıskanan, sokakta oynayabildiği için şanslı ama hep o şehre tıkılı kaldığı için şanssız. "21'inde köye gideceğim" dedim yakın bir arkadaşıma geçenlerde, anlamsız anlamsız baktı önce suratıma "köyün mü var la senin, bunca zamandır söylemedin hiç" dedi. "he" dedim, "köyüm var benim artık". işte öyle. bi gidip bi daha gitmemelik değil, hep gitmelik köyüm benim elmadere. çok özledim çok.
  • kahvede otururken çocukları izliyorum bu köyde. üç tekerli plastik bisikletlerini sabırla yokuşun tepesine çıkarıyorlar ve büyük bir hızla aşağı bırakıyorlar kendilerini hep birlikte. en minikleri iki sarı çocuk. ikiz olabilirler neredeyse aynı yaşta gözüküyor bu kızla oğlan. çok eğleniyorlar, dünyanın en güzel yerinde en güzel oyununu oynuyor gibiler. köylülerden biri, bak hocam bunlar da yetim diyor. çocukların neşesi içimde bir yeri yakmaya başlıyor. bişeyler söylemek için soruyorum, kaç yaşındaydı babaları? benden 10 yaş küçükmüş. benim bir çocuğum yok onun iki yetimi var diyorum kendi kendime. cesaretimi toplayıp çocuklara bakarken ruhumda edip cansever konuşmaya başlıyor. "gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk
    hiçbir yere gitmiyor". çok şükür ki çok küçükler diyorum istemsizce.

    bu köy ve bölgede ölen madencilerin ailelerin yaşadığı diğer köyler için bir ricam var. etrafınıza duyurursanız sevinirim. bu çocukların ve annelerin artık haklarını arama sürecinde destek olunması ve olayın anımsatılmasından gayrı bir ihtiyacı yok. bu insanlar eskiden de aç açık değillerdi sadece yoksul bir hayatları vardı ama kendilerine yetiyorlardı. bu süreçte çok sayıda insandan oyuncak, kıyafet, erzak ve kırtasiye desteği geldi. bölgeye çok uzun zaman yetecek kadar var bu malzemelerden. bizzat muhtarın ricası da bu yöndedir.

    buna rağmen bir şeyler göndermek isteyenlere şöyle bir gözlemimi aktarmak istiyorum. arabalardan oyuncak veya sakız çikolata falan çıkmazsa çocuklar arabaları tekmeliyorlar. oyuncakları bir kere kullanıp etrafa atmaya başlamış bazı çocuklar. bunlar çamurla, tahtayla ucuz oyuncaklarla mutlu olan köy çocuklarıydı. yardımseverlik bazen insanları dilenciliğe alıştırır. üstelik iyi ki babamız öldü dedirtmek de doğru değil bu çocuklara.

    mutlaka bir şey yapmak istiyorsanız bu iş cinayetini anımsatmaya devam edin lütfen.
  • sevcan'la sercan'ın annesi, ilkay'ın sevdiceği gelinini toprağa vermiş köy. (bkz: #48681121)
hesabın var mı? giriş yap