29 entry daha
  • -kendisinden önce, her şeyin temeli nedir sorusuna; su ((bkz: thales)), hava ((bkz: anaksimenes)) ve ateş ( (bkz: heraklietos)) cevapları zaten verilmiştir. artık birisinin de toprak demesi beklenmektedir. bu cevabı veren kişi şüphesiz empedokles'tir.
    ama empedokles sadece toprak demekle kalmaz, kendisinden önce verilen cevapları da kabul ederek, her şeyin temelini; su, hava, ateş ve toprak olarak açıklar. hatta insanın bu dört unsurdan oluşmasını şöyle anlatır: insanın kemikleri ve etleri topraktan (bu topraktan yaratılma mevzusu her yerde karşımıza çıkıyor zaten) yaratılmıştır. hava aldığı nefes, su ise kandır. vücut sıcaklığıysa ateş... insanda hastalık denen şeyi oluşturan bu dört unsurdan birisinin aşırı şekilde artması ya da azalmasıdır (bu görüş daha sonra müslüman tıp dünyasında da kullanılacaktır.)
    -empedokles, evredeki her şeyin bu dört unsurun birleşmesiyle oluştuğunu söyler. maddede ki çeşitliliği sağlayan ise bu dört unsurun karışım oranlarıdır.
    evren hakkındaki görüşleri buraya kadar orijinal olasa da bu noktadan sonra kendinden önce söylenenlere çok bir şey katmamıştır açıkçası. özellikle ksenophanes ve parmenides ile benzer şeyler fikirlere sahiptir:
    -evrendeki bu unsurların başlangıcı ve sonu yoktur. ( "peki bizim çevremizde görüp yok olduğuna şahit olduğumuz nesnelere ne oluyor?" sorusuna, "aslında yok olmuyorlar, sadece bizim göremeyeceğimiz kadar küçük toz tanelerine dönüşüyorlar." cevabını vermiştir.)
    - evren bu, dört, maddeyle doludur, dolayısıyla boşluk denen şey yoktur.
    -boşluk olmadığı içim hareket de yoktur ("tamam hareket yoktur ama nesneleri uzaklaştırıp, yakınlaştıran nedir?" sorusuna da, " nesneleri birleştiren 'sevgi' ayıran ise 'nefret'tir" der. "başlangıçta bu dört unsur sevgi gücüyle birlikteydi ve evren tekil durumdaydı. daha sonra evrende nefret hakim oldu ve bu dört unsur ayrıldı. evrende çeşitli zamanlara bu iki zıt gücün hakim olduğu dönemler yaşanır." burada şunu da açıklamak gerekir ki, empedokles'in sevgi ve nefret kavramları bizim şu an anladığımız kavramlarla tam olarak örtüşmez. en basitinden, antik yunan'da soyut düşünme neredeyse yoktur. onlar her şeyi dolayısıyla, sevgi ve nefret kavramlarını da somut olarak düşünürler. )
    -hava bakımından zengin hayvanlar yani kuşlar havada; vücutlarında su unsurunun fazla olduğu hayvanlar yani balıklar suda yaşarlar. insanlar ise vücutlarinda toprak öğesi ağır bastığı için karada yaşarlar.
    -ayrıca hayvanların oluşması hakkında da ilginç fikirleri vardır. mesela, hayvanların uzuvlarının, ayrı ayrı meydana geldiğini söyler, "boyunsuz başlar, omuzsuz kollar, alınsız gözler..."daha sonra bu organlar mümkün olan tüm olasılıkllar şeklinde birleşir ve doğal olarak ortaya sonsuz sayıda çeşitli canlı çıkar. sonra bunlardan türünü devam ettirme kabiliyetine sahip olanlar neslini devam ettirir, diğerleri zamanla yok olur.
    -algılamayla ilgili de ilginç fikirleri vardır empedokles'in. ona göre, her duyu organında bulunan gözeneklerden çıkan akıntılar ile yine her nesneden çıkan akıntıların buluşmasıyla algı dediğimiz şey olurmuş.
    bunların dışında empedokles o dönemin en renkli kişiliklerinden birisidir. mesela, nesnelerden bir takım ışınların çıktığını ve bu ışınların diğer nesnelere etki ettiğini söyler. bu durumun, islam kültüründeki, gözden çıkan bazı ışınların karşıdaki insanlar üzerindeki kötü etkisi (nazar) ile olan yakın ilişkisi oldukça ilginçtir ! metafizik konularla bu kadar ilgilenen empedokles'in ölümüyle ilgili de çeşitli efsaneler yaratılmıştır. bunlardan en ünlüsü, kendisini etna yanardağı'na atlayarak yaşamına son verdiği ve bu durumun, atlarken ayağından düşürdüğü pabucu ile anlaşıldığıdır.

    edit:eklemeler.
  • antik felsefede bir dönemin kapanıp başka bir dönemin başlamasında başrol alan filozof.

    malum yunan dünyasında empedokles'ten çok kısa bir süre önce (bkz: herakleitos) (bkz: parmenides) çatışması yaşanmıştır ve etkileri hala sürmektedir. herakleitos, "varlık yoktur, değişim vardır. var dediğimiz şey bile biz bunu söylerken artık yoktur ve başka bir şeye dönüşmüştür." der. parmenides ise, "böyle bir şey mümkün değil. varlık vardır, değişim yoktur. eğer değişim varsa, az önce var lan nereye gitti, şimdi var olan nereden geldi?" diye cevap verir. görüldüğü gibi bu çatışmadan tek bir cevap ortaya çıkmaz. birinin/birilerinin çıkıp varlığın var olduğu ve değişim olgularını birleştirmesi gerekmektedir.

    işte bu noktada empedokles'le başlayarak; (bkz: anaksagoras), (bkz: demokritos) ... arkheyi birden fazla şey olarak düşününeceklerdir. bu durum bize hem varlığın var olduğunu gösterecek hem de birden fazla olan ilk maddelerin birbirleriyle birleşerek, bir araya gelerek, bölünerek başka bir şey oluşturmaları; oluş, değişim fikrini destekleyecektir.
    edit:imla.
  • kendisi sıkı bir demokrasi savunucusudur. yaşadığı sicilya’daki yunan kolonisinde, şehrin tiranını devirmek için çıkan ayaklanmaya destek vermiştir. daha sonra kendisine teklif edilen tiranlığı da red etmiştir. varlıklı bir aileden olan empedokles servetinin büyük bir kısmını da siyasi, demokratik görüşleri uğruna harcamıştır.
    ayrıca şehir planlaması işlerinden de anlar. mesela, veba salgınında çevredeli bataklıkları kurutur, şehre daha fazla temiz hava gelmesi için şehri kuzeyden çevreleyen kayalıktan yollar açtırır.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap