• istanbul şehir tiyatroları rejisörü ve yeditepe üniversitesi tiyatro bölümü öğretim üyesi.

    saygı duyulacak, sevilecek insan.
  • engin uludağ'ın inanılmaz bir bilgi birikimi akabinde de, dehşetli bir hazırcevapcılığı vardır. aslında buna pek hazırcevaplılık denemez, zira o, durum betimlemelerinde bir ekoldür. ben dahil bir çok öğrencinin ders notları yanında onun arada söylediği lafları defterlerin bir kenarına yazma eğilimi olagelmiştir.
    çeşitli okullarda türk tiyatrosu tarihi, sanat tarihi, mitologya sahne dersleri veren engin hocanın diğer öğrencileriyle tanıştıkça benimle aynı hissiyatı paylaştıklarını görüyorum.

    (bkz: kafasına raftan sünger düşmek)
    (bkz: bu kahvede ne şeker var, ne insanlık)
    (bkz: ben sıraya teyelli öğrenci sevmem)

    şeklinde ani çıkışlarıyla fırça ve espriyi bir potada eritmiş kişilik.
    ayrıca,

    (bkz: bunlar da malumattan mı sayılıyor artık)
  • atasözleri hakkında bilirkişi olarak başvurulabilecek zattır.
  • “tiyatro tarihine geçen ustalara takdim edilen muhsin ertuğrul özel ödülü'ne engin uludağ'ı” layık görmüş afife jürisi…

    ben, “afife tiyatro ödülleri”ni bu yıl onurlardırmış sanatçı derim tanım yapacak olsam.

    sonrası anılar anılar…

    .

    engin abi (yüzüne karşı hep engin bey ve siz) tanıdığımda 42 yaşında başarılı bir ibşt yönetmeniydi.

    1975-76 sezonu… fatih şehir tiyatrosu'nda daha sonra iki yayınevinde yazarım olacak adalet hanım'ın (ağaoğlu) kendini yazan şarkı'yı (12 martla ilgili biraz devrimci ve politik bir oyundu) sahneye koymuştu.

    22 yaşımdaki ben ise o tarihte yeni evlenmiş ve para kazanmak için fuayede kitap satmaya (izni yerinden yönetim sorumlusu başar sabuncu vermişti) çalışan bir delikanlı…

    bir geniş suntaya çıtaları çakıyordum kitap koymak için. engin abi geldi prova öncesi, baktı ve aramızda 47 yıl sürecek yeni adımı söyledi: “çivici çocuk”

    çok sayıda oyunda, yemekte karşılaştık. dostluğumuz hep sürdü. (evinde sabit kalfagil'in bir dia-show'unu hatırlıyorum mesela. - ya o zamanlar fotoğraf sanatçıları fotoğrafları için böyle dar ev gösterileri düzenlerlerdi.

    izmirli ve hukuk bitirmiş biriydi. hukukla tek ilgisi diplomasının oradan olmasıydı.

    çok güzel oyunlar yönetti.

    yönettiğjnden daha çok oyun seyretmiştir, kitaplar okumuştur, bildikleri o kadar çoktur ki “ismiyle müsemma” denebilir.

    ben 68 oldum, o 88… iki yıl önce bir iş için istanbul'a gittiğimde cihangir'de rastlaştık… hami çağdaş ve yaşar ilksavaş'la bir oyun galasından çıkıyordu.

    (yaşar ilksavaş'ı kaybettiğimizi geçen yıl öğrendiğimde ne çok üzülmüştüm 75'lerin doğancılar'ından iyi eleştirmen komşumdu…)

    senin ömrün müzdâd olsun engin abi.
hesabın var mı? giriş yap