• yıkıntı.
  • (bkz: göçük)
  • didem madaktan bir enkaz kaldirma calismasi ;

    " i-
    bir tezgahtar parçasıyım ben
    üç kuruşluk acıya müdahale edemem
    kanatlarımda sigara yanıkları
    gül diye okşadım onu yıllarca
    sen istersen derdim müşterilerime
    sen istersen kalbimin hepsi de melek olsun
    inanırdım bazen bir kase bal bile umutsuzdur.
    gül tutan bir adam aradım yıllarca
    rakamlar büyür, şehir küçülürdü.
    vazgeçtim, vazgeçtim sonra
    beni anneme götürsün bindiğim bütün taksiler.
    kalbim neden isli bir şehir?
    kalbim! neden ben?
    bir tek aşk sözü söylememiş gibiyim.

    ii-
    bir tezgahtar parçasıyım ben
    kendime alıştım bodrum katlarında
    geceleri yokluğum karşıladı beni
    kuru yapraklar sererdi merdivenlerine
    viks sürdüm burnuma, coca-cola içtim
    ağlamaklı oldum kaç kere çilek reçeli yüzünden.
    büyülendim sibel can çalınan taksilerden
    büyülendiğin şeyler,
    büyülenmediğin şeyleri döverdi bilem.
    neden sen böyle çocukluk resmiydin kalbim?
    kendime alıştım bodrum katlarında
    artık bir karanlık bağımlısıyım.
    kezzap attı yüzüme sokak lambaları
    tenekeden bir aydınlıkla kestim
    hayatla ilgili bütün bağlarımı
    hazırım ben
    bir anne ismine bağlamayı her şeyi:
    füsun...

    iii-
    acıklı sözler kraliçesiyim ben
    yağmur bir daktilo kız kadar hızlı
    hızlı daha hızlı
    fazla vaktim kalmadı
    artık ifadem alınmalı.
    asaletim de sizin olsun baylar, rezaletim de!
    beni bir sutyen lastiğiyle asın.
    inanın kendimin
    “yokluğunda çok kitap okudum”
    bana birkaç hayati meseleyi ödünç ver kalbim
    görüş günlerinde seninle konuşabilmem için.
    kalbim neden ben?
    sırf sevinsin diye seni bir kere bile
    elinden tutup parka götürmedim.

    iv-
    melankoli ve kolonya şişesi
    kalbim ile izmir aynı şey mi?
    boyunlarında simsiyah birer halka
    kumruların hepsi de dişi mi?
    gugukguk yusufçuk
    nerdesin? burdayım.
    bekleyin, bekleyin geliyorum!
    melankoli ve kolonya şişesi

    hayatımın üstünde imkansız kuşlar uçuyor.

    v-
    kalbimi bıraktım bir yanıbaşımda
    kanatlarımda hep böyle yalnız başıma
    son şiirimi de kaybettim.
    kalbim! neden ben?
    son çocukluk resmimi de bir yabancıya gönderdim. "
  • (bkz: debris)
  • nukz'un çoğuluymuş. birçok arapça kökenli kelimede olduğu gibi tekilleşmeye yüz tutmuş kelime. enkazlar, evlatlar, esnaflar gibi kullanımlar görülür.
  • gizlisidir en tehlikelisi... ve bir gün birisi gelir, görülmeyeni görür...
    (bkz: bir enkazı yeniden inşa edenler)
  • geride kalanlar... ya da gidenlerin almayı unuttuğu şeyler bütünü
  • cemiyette pişiyorumun şarkısı. stuka da bazı sözlerini değiştirerek söyler. cemiyette pişiyorum yorumu daha yavaş ve daha güzeldir. yani bence.

    cemiyette pişiyorum hali

    üzerim tütün kokuyor içmememe rağmen
    taksim'den dönenler ayıklar benden
    bilmesinler beni yapışkan halimden
    çıkartamaz kimse enkaz halindeyken
    bilmesinler benden yapışkan halimden
    çıkartamaz kimse enkaz halindeyken
    damarımda beş bin şişe alkol
    döndü etrafında koskoca istanbul
    bilmesinler beni yapışkan halimden
    çıkartamaz kimse enkaz halindeyken
    bilmesinler benden yapışkan halimden
    çıkartamaz kimse enkaz halindeyken..

    stuka hali

    üzerim tütün kokuyor içmememe rağmen
    pazardan dönenler ayıklar benden
    cevabım yok ki geceyi hatırla deseler
    bilmesinler benden yapışkan halimden
    çıkartamaz beni enkaz halindeyken
    damarımda param 300 promil alkol
    döndü etrafımda koskoca istanbul
    korkum yok ki bana korktun mu deseler
    bilmesinler benden yapışkan halimden
    çıkartamaz beni enkaz halindeyken
    üzerim tütün kokuyor içmememe rağmen
    pazardan dönenler ayıklar benden
    cevabım yok ki geceyi hatırla deseler
    bilmesinler benden yapışkan halimden
    çıkartamaz beni enkaz halindeyken
    bilmesinler benden yapışkan halimden
    çıkartamaz beni enkaz halindeyken..
hesabın var mı? giriş yap