• tecrübelerle öğrenilerek depolanan hafıza.

    üzülerek yazıyorum ki kadınlarda daha güçlü...
  • literaturde ingilizcesi episodic memory, tukcesi episodik hafiza olarak gecer. aslinda metabilissellikle* , yani bir seyi nasil bildigimizi bilip bilmedigimizle ilgili hafiza turudur. misal, h2o'nun suyun fomulu oldugunu biliyorsak ve bu bilgiyi ogrendigimiz ani hatirliyorsak (ornek: orta birdeydim ve fen ogretmenimiz serdar bey bunu tahtaya yazmisti, hatta yanimda elif oturuyordu, uzaktan tahtayi goremedigi icin benim defterime bakip formulu kendi defterine yazdi), bu bilgiyi hatirlamada episodik hafizayi kullaniyoruz ve bu bir episodik ani demektir. yakin kavramsal karsiti icin: (bkz: semantic memory)(bkz: semantik hafiza)

    edit: anaokulundan universiteye tutarli bir cinsiyet farki var: erkekler daha cok semantik anilara, kadinlarsa episodik anilara sahip. bunun neden ve sonuclarinin ne oldugunu pasa gonlum istedigi bir gun yazicam. aradan yarim saat gecti isteyesim tuttu, buyrun yaziyorum.

    edit2: bu konuda cesitli teoriler var ama en tutarlisi, sifir yastan itibaren farkli isleyen cinsiyet sosyalizasyonu. yanisi, kadinlarin daha iliskisel olmasi ustune. iliskisel olunca da, ogrenilen herhangi bir seyi iliskisel kontekst icinde hatirlamaya egilimli oluyorlar. gerci h2o cok keskin bir ornek oldu, bunu genelde lise ogrencilerine uygulanan anketlerde, hemen sinavdan sonra soruyoruz ve soz konusu bilgileri kisa sure once ogrenmis oluyorlar. oysa h2o hepimiz icin fazlasiyla eski bir ani sanirim, episodik hatirlayan azdir.
  • ilk olarak 1972 yılında deneysel psikolog ve bilişsel nörobilimci endel tulving tarafından ortaya atılmıştır.
  • episodik hafıza (otobiyografik hafıza), olaylar ve deneyimlerin ortak fonksiyonudur. olayları dünyasal sembollerle ilişkilendirerek karma bir verinin elde edilmesi ve bu verinin genelde kalıcı olarak depolanmasıdır. semantik hafıza, bir kişinin adı, bir aracı kullanma veya bir kelimenin anlamı gibi daha soyut ve sürekli pekiştirilen verileri depolar.

    episodik hafızanın kadınlarda daha güçlü olduğu doğrudur. erkeklerde ve kadınlarda hafıza oluşumundaki farklılıkların nedenlerinden biri, östrojen ve testosteron gibi androjenler gibi hormonlara atfedilebilir. hormon temelli terapilerin sonucunda, anıların ilişkilendirilmesi ve depolanmasında hormonların etkisi görülmüştür. örneğin, menopozdaki kadınlarda östrojen replasman tedavisi episodik hafızayı iyileştirir ve yaşlı erkeklere uygulanan testosteron tedavisi kısa süreli hafızayı iyileştirdiği deneyimlenmiştir. bu durumda , episodik hafızanın ne kadar güçlü olduğu hormonlarla alakalıdır.
  • oldukça güçlü bir şekilde sahip olduğum hafıza türü. yıllardır gerekli gereksiz şeyleri ya da olayları tüm ayrıntılarıyla neden hatırladığımı düşünüp dururdum. psikoloji bitirmiş bir arkadaşımla sohbet ederken bana bu bellek türünden bahsetti. başlıkta h2o üzerinden verilmiş örnek olayı okuduğumda ise kendimi gördüm. bu durum rüyalarıma da yansıyor. her gece gördüğüm rüyaları tüm detayları ile hatırlıyorum. bende iz bırakmış bir rüya ise yıllar sonra bile ilk günkü gibi aklıma getirebiliyorum. episodik hafıza alanında çalışmalar yapan yazarların deneğe ihtiyaçları varsa seve seve yardımcı olabilirim.
  • beyindeki hipokampus bölgesinin sorumluluğunda (olduğu söylenen) bellek.
    olayları ve bilgileri mekanla çakıştırarak anımsama özelliği vardır. hele bir de duygusal anlamda iz bırakıcı bir anıysa kolay unutulmaz. bilgilerin kalıcı belleğe kodlanmadan önce geçtiği "duygusal beyin"in (limbik sistem) bir marifetidir başka bir deyişle.

    şöyle de bir yararı vardır. öğrencinize belli noktaları kalıcı biçimde öğretmek istiyorsunuz. o zaman hipokampus'a doğru çalışın; hedefteki bilgi ile güçlü bir duygusal çağrışım yaratın. belli teknikleri var bunun. başarınız garanti. (biyonik hafıza üstadları bu teknikleri kullanırlar)
  • uzun süreli açık belleğin bir parçasıdır ve bir kişinin deneyimler, olaylar ve durumları hatırlaması ile ilgi bellektir. bir olayın ayrıntılarını, olayın gerçekleştiği bağlamı ve olayla ilgili duyguları içerir.
    "hatırlama"yı "bilme"den ayırmak için bu terimi 1972'de ortaya atan kişi endel tulving'dir. hatırlamayı geçmişle ilişkili bir duygu olarak tanımlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap