• ismin halleri şeklinde türkçemizde birer birer saydığımız, [yalın hal, gösterme (-i hali), bulunma (-de hali), yönelme (-e hali) gibi] hallerden farklı, çoğu hint-avrupa dillerinde ve türkçe'de bulunmayan ve genellikle bir fiilin öznesini fiilin geçişli veya geçişşiz olmasına göre farklı şekilde işratleyen hal eklerinin varlığıyla var olduğunu bildiğimiz bir hal *dir.

    buna türkçe bir ergative dil olsaydı verebilceğimiz örnek şöyle olabilirdi:
    (burada ali tüm türkçe gramer kitaplarının sakar kişisidir)

    ali camı kırdı. (kırmak nesne alan geçişli bir fiildir)
    ali düştü. (düşmek nesnesi olmayan geçişsiz bir fiildir)

    şeklindeki cümlelerde ve genel olarak dilimizde, özneler faili oldukların fiilerin türüne göre ekler almazlar, bu durum "yalın haldedirler", "eksizdirler" veya "sıfır ek * dediğmiz eki alırlar" şeklinde ifade edilebilir.
    dilimiz bir ergative dil olsaydı, öznenin fiilin geçişli olmasına göre -m (örnek ve sallama bir ek) ergative ekini aldığını, fiilin geçissiz olması halinde ise -n ekini (absolutive hal) aldığını varsayarsak cümlelerimiz

    (1) alim camın kırdı.
    (2) alin düştü.

    şeklinde olurdu. burada (1) ergative dillerde coğunlukla görülen ikinci özellik, geçişli fiilin öznesi ergative hal ekini alırken, nesnesi de absolutive hal ekini (-n) almaktadır.
  • eşişlevsel durum dizgesi de denir. en tipik örneği avusturalyada konuşulan dyirbal dilidir. ayrıca belirtme (accusative) durum dizgeli dillerde de eşişlevsellik özellikleri görülebilmektedir.
  • cok fena kafa karistirici bir dil seklidir...
    ben topu atamam mesela, ancak top atilir, atan da benimdir bunlarin hepsini ismin bes haline benzer hallerle belirtmek durumundayimdir... bu dillerde konusmayi becerene askolsundur.

    tarihte mesur ergative diller sunlardir: sumerce ve urartuca.
    ikisi de olu diller kategorisine gecmisler, konusanlarini azaptan kurtarmislardir. bu dilleri calisan dilbilimclilerin allah yardimcisi olsundur.
  • baskça, gürcüce, peştunî, berberî ile birlikte kürtçe nin de, özellikle kurmanci lehçesi ile dahil olduğu diller. şöyleki kürtçe de geçişli fiillerde cümle kimi zaman özneye göre kimi zamanda nesneye göre çekilir. geçişli fiillerde cümle şimdiki ve gelecek zamanlara göre özneye göre çekilir ve nesne bükümlü hal alır. oysa geçmiş zamanda cümle nesneye göre çekilir ve öznenin bükümlü hali kullanılır.
    örnek;
    xwerin:yemek(fiil)
    ez:ben, bükümlü hali: min
    nan:yemek(isim), bükümlü hali:nên

    şimdiki zaman; ez nên dixwime(yemek yiyorum)
    burda cümle özne olan ez(ben) e göre çekimlenmiştir ve nesne bükümlü halde bulunmaktadır.

    oysa geçmiş zaman şöyle olacaktır; min nan xwar(yemek yedim)
    bu sefer cümle nesne olan nan(yemek) a göre çekilmiştir. hem nesneye göre çekildiğini şöyle anlayabiliriz, eğer örneğin nan yerine sayılabilir bir şey ve çoğul olsaydı fiil çoğula göre çekilecekti. örneğin aynı cümleleri nan yerine sêv(elma) ile çekersek;

    şimdiki zaman: ez sêvan dixwime(elmaları yiyorum)
    geçmiş zaman:min sêv xwarin(elmaları yedim)[tekil hali şöyle olurdu; min sêv xwar]

    ilk cümlede fiil özneye göre çekildiği için elmaların çoğul olduğunu sondaki -an ekinden anlıyoruz. oysaki ikinci cümlede, cümle nesneye göre çekilmiş ve özne bükümlü hal almış, yenen elmaların çoğul olduğunu da bize sondaki -in eki ile fiil söylüyor.
  • zazaca da sanirim bu özellige sahiptir. yine de bu özellige sahip olan hint avrupa kökenli dilleri uzakdogu dillerine tercih ederim. delikanliyi bozar cince, korece, japonca, vs.
  • (bkz: unergative)
    (bkz: unaccusative)
  • şunca yıllık babamın bozuk türkçe'sinin sebebini an itibariyle tam olarak anlamama sebep olmuş kavram bu. örnek verebileceğim çok şey var ama misal ''evden getirdim.'' yerine ''evde getirdim.'' der babam sürekli. anadili kurmanci olanların akkusativ dilleri konuşurken bilhassa ismin hallerinde sorun yaşamasının temel sebebi sanırım dilin bu özelliği.***
  • zazaca'da canımıza okuyan sistemdir. hal ekleri zamana göre değişiyor ve fiil hem özneye hem nesneye göre çekimlenebiliyor. bi de üstüne cinsiyet farkı varsa ve erili, dişisi, çoğulu ayrı ayrı ek alıyorsa ayvayı yediniz demektir. bi dönem oldu hala kafa boş hala karışık.
    mesela " kız kitap okuyor." diyelim. bunu " çêneke kıtav wanena." şeklinde söylüyoruz. yüklem dişil takı alıyor. eğer geçmiş zamana göre çekimlersek ve "kız kitap okudu." demek istiyorsak cümle "çêneke kıtav wend." oluyor ve kitap eril olduğu için yüklem erile göre ya ek alıyor ya da almıyor. böyle böyle bizi dert küpü etmiş zalımdır kendileri. ışin içine tamlama ekleri felan da girdi mi tam olarak aşurelik kıvama geliyoruz. zamana göre değişen hal ekleri bizi insanlıktan çıkardı çıkaracak.
hesabın var mı? giriş yap