erguvani

• açık mora bakan koyu kırmızı rengi
• (bkz: baharin rengi)
• "
  geceyarısı batkıları ve al kanlar içinde eşkimden
  öle budum. yıllar ve yıllar var ki bizansiyya'nın
  tungasında erguvani balıkçıl gibi yaşadım.
  çünkü heeeeç, heç görmedim dosttan vefa. gözyaşım duştu.
  "
  ^*
• (bkz: erguvani istimbot)
• erguvan rengidir. doğadan elde edilmesi çok zor olan bir renktir, bu nedenle antik çağda özellikle tekstilde en az kullanılabilen renktir. bu dönemde bu renk sadece denizde yaşayan bazı kabuklu canlıların kabuklarının iç kısmının yüzeyinde bulunan tabakanın çıkarılıp ezilmesiyle elde edilebiliyordu, bu da son derece masraflı bir işti. bu nedenle bu renk elbiseleri sadece bu maliyeti karşılayabilecek zenginlikte olan soylular giyiyordu. erguvani, bu nedenle yüzyıllar boyunca zenginliği temsil eden bir renk olmuştur. antik dönemde zenginliği temsil eden bir başka renk de mordur, mor da (erguvani kadar olmasa da) doğada diğer renkler kadar bulunmadığı (veya boya elde edilebilecek maddelerde bulunmadığı) için aynı şekilde başta giyim olmak üzere eşyalarda kullanılmasının maliyeti yüksek olan bir renkti, ve yine erguvani ile aynı nedenden ötürü zenginliğin işaretiydi.
• colorhexa'ya göre #66023c kodlu ve tyrian purple özel ismiyle bilinen, biraz kızıl biraz mavi, birleşik ve doğu roma'nın hükümranlık rengi.
  
  osmanlı zamanında gözden düşmesine rağmen kadınlar saltanatı döneminin arefesinde hürrem sultan tarafından yeniden kullanıma sokulmuştur.
  
  rivayet edilir ki sultan'ın zamanında, gönderdiği erguvanî keselerle çok işler dönmüştür ve çok canlar^* alınıp verilmiştir.