*

  • zuhal olcay ve haluk bilginer'in kurdukları yeni tiyatroda (oyun atölyesi) izlenebilen, fausta'yla gittiğimiz tiyatro eseri. başrollerde bülent emin yarar, haluk bilginer ve adını anımsamadığım tanıdık sesli bayan var. akşam seyircilerden pek çoğu kaldıramadı oyunu, ikinci perdede fıydılar.
    oyun çok güzeldi gidecek olan varsa keyfini bozmamak için sonunu söylemiyorum. bütün seri katil ve psikopat hayranlarına tavsiye ederim.
  • istifra etme olaylarının ciddi boyutlara varabilmesi sebebiyle, kan görmeye dayanamayan kişilerin gitmemesinin daha hayırlı olduğunu düşündüğüm, anthony horowitz'in son derece zeki ve eğlenceli bir biçimde yazılmış oyunu.
    seri katillerin,dünyayı nasıl gördükleri,günümüz ahlak anlayışına göre birer kahraman mı yoksa günahkar mı olarak algılandıkları, biraz sert ama sinsi bir espiri anlayışıyla anlatılmakta. oyuncuların performansı inanılmaz güzellikte. ilgisi için, perşembe-cuma-cumartesi 20.30,çarşamba-cumartesi-pazar 15.30'da oyun atölyesi'nde sergilenmekte. bilidiği kadarıyla oyun türkiye'de ilk defa olarak oynanmakta.
  • çeşitli efektlerinde kullanıldığı kişiyi paranoyadan paranoyaya sürükleyen gayet hoş bir oyun olmuş ayrıca oyun atölyeside gayet güzel bir sahne olmuş haluk bilginer ve zuhal olcayı şiddetle tebrik etmek gerekiyor bu salonu yaptırdıkları için biletler hafiften tuzlu ama değiyor.
  • sizi gercekten koltuklarinizda otururken gerebilen ve akliniza gelebilecek malum sonlardan daha orjinal bir sona sahip olan dr. farquhar : haluk bilginer, styler : bülent emin yarar, hemşire plimpton : şenay gürler tarafindan canlandirilan oyun atolyesinde gosterimde olan izlenmesi gereken bir tiyatro
  • bir an "ya öyle değilse" dedim izlerken, ama öyleydi... oyundan farklı bir keyif alabiln mutlu azınlıktandık ve sonrasında süren sohbet de üzerine bal kaymak oldu.
    oyun atölyesinin tüm çalışanları elinize ve yüreğinize sağlık
  • bakış açısı denen şeyin ne kadar değişebildiğini gözler önüne seren oyun.siyah görünenin aslında siyah
    değil, beyaz olduğunu, bütün bunların göreceliğini (bkz: kime göre neye göre) anlatan yapım.içinde kah
    komedi, kah dram, kah abzürdizm görebileceğiniz, sıradanlıktan ve bildiklerinizden uzak, sürprizlere gebe
    bir anlatım tarzı.
  • anthony horowitz'in ilk ve tek oyunu olan ermişler ya da günahkarlar oyun atolyesi'nde sahneleniyor
    oyun,londra'da* bulunan bir akıl hastanesindeki bir odada,dr.farquhar*,yazar styler ve hemşire plimpton arasında geçiyor
    ama rollerin ve karakterilerin değişkenliği oyundaki önemli bir unsur
    oyunu ışıl kasapoğlu yönetmiş
  • tiyatroda alisik olmadigimiz bir ture imza atilmis ama basarili olmus.bulent emin yarar en iyi erkek oyuncu dalinda afife jale odulune adaydir
  • her daim ukala buldugum haluk bilginer'i artik "hakli ukala" olarak gormemi saglayan, nefes almadan izledigim, degisen nesnelere bakmaktan dogru durust dikkatimi veremedigim, gulme krizlerine girdigim, korkudan koltuga yapistigim, tiksintiden gozlerimi kapattigim ve butun bunlarin sonunda ayakta alkisladigim bir oyun. bulent emin yarar'i ise ne kadar ovsem az. benim gibi paranoyaklar icin bicilmis kaftan.
  • bi ara acaba "yemek tepsisi de oynuyor mu?" diye paranoya yapmami saglamis muhtesem oyun.
    galiba tepsi de oynuyordu.
hesabın var mı? giriş yap