• rönesans felsefesi isimli bir kitabı mevcuttur. adı geçen kitap hüsen portakal tarafından türkçe'ye çevrilmiş ve şubat 2002'de cem yayınevi tarafından yayınlanmıştır.
  • "yalnızca bir tanrıtanımaz iyi bir hıristiyan; yalnızca bir hıristiyan iyi bir tanrıtanımaz olabilir"
    (bkz: #6306391)
  • ütopyacı marksist bir felsefecidir ve elbette ki almanya daki nazi iktidarından nasibini almıştır. geleneksel marksist yaklaşımı kültür ve ideoloji alanına taşımış, kapsamlı ideoloji eleştirileri ve kültüre kapsamlı bakış açıları getirmiştir. marksizm tarafından sadece ideoloji olduğu için reddedilen kültürel mirasa sahip çıkmış, sanatta, dinde, müzikte, bugünün karamsarlığını ortadan kaldıracak ve boşlukları dolduracak potansiyel görmüştür. onunla aynı havayı solumuş adorno nun aksine, benim hâlâ umudum var, demiştir..
    kültüre bakışı hem ideoloji eleştirilerinin karamsarlığından hem de popülist yaklaşımların banal iyimserliğinden uzaktır. kültür, ideoloji konusunda getirdiği farklı açılımlarla da, elbette ki, ortodoks marksizmin, baş hedeflerinden biri olmuştur.
    şöyle ki; bloch a göre, geleneksel marksizm ideolojiyi sadece siyasi söylem ve metinlerle, hakim sınıfın işine yarayacak girişimlerle eş tutmuş, ideolojinin yayıldığı diğer alanları yani popüler kültür, mimari, spor, giyim gibi alanları ihmal etmiştir.*
    oysa bloch için, ideoloji hayatın bütün alanlarına yayılmıştır ve ideoloji eleştirisi siyasi söylem eleştirisinin yanında bütün gündelik hayatın da eleştirisidir. bloch a göre ideoloji eleştirisi, hayata geçirilecek henüz farkına varılmamış hayallerin, boşa gitmiş fırsatların keşfi ve de ortaya çıkarılmasıdır. kendisinin ütopya tasviri de buradan çıkar.. şu an var olan gerçekliklerin varolan halleriyle sınanıp içinde kaybolmuş daha iyi bir dünyayı yaratacak olasılıkların bulunup çıkarılması..*
    bloch a göre, var olan bütün ideolojilerde, aldatıcı ve asılsız öğelerin yanında özgürleştirici-ütopyacı unsurlar vardır. yani ideolojinin iki yüzü vardır (ve her iki yüzü de ayrı ayrı ikiyüzlü olabilir..) bir tarafı yanlışlıkları, mistifikasyonları manipule edici ve hakimiyet kurucu unsurları içinde barındırmakta, diğer yüzü ise ütopyacı bir takım unsurları içermektedir. bu ütopyacı unsurlar da aldatıcı, yanıltıcı olabilir ama, bloch, böyle olduğunda bile bu negatif unsurların sorgulanarak geleceğe dair, daha iyi bir hayata dair, nelerle mücadele edileceğine dair bir şeyler çıkarılacağını düşünmektedir..
    bloch, insanların umutlarına, hayallerine ve daha iyi bir dünya için mücadelelerinin kayıtlarına, yani geçmişe, kültürel mirasa, saygı ve beklenti içeren bir değer atfeder. onlarda özgürleşmiş ve de yabancılaşmadan kurtulmuş bir dünyanın işaretlerinin mevcut olduğunu düşünür.
    bloch a göre, geçmiş, bugünü aydınlatırken gelecek için bizi yönlendirmekte, insanların yapmış olduğu ve gelecekte kaçınılması gereken hataları ve gerçekleşmemiş ancak gelecekte gerçekleşmesi muhtemel umutlarını ve potansiyellerini içermektedir. yani henüz aktif hale gelmemiş bir potansiyelden bahseder bloch. mesele bu potansiyelin neye meyledeceği, nasıl vücut bulacağıdır.. (zira proleterya hâlâ proleteryadır..)

    durum tespiti der ki; insanlık kendini kavramasını engelleyen, potansiyellerinin farkına varmasını engelleyen birtakım sosyal şartların ve kurumların kapitalizm ve *hıristiyanlık gibi, içine hapsolmuştur... ve doyurulmamış, çoğunlukla farkına dahi varılmamış, istekleri vardır.. insan henüz tamamlanmamıştır bu yüzden. özne -hayalleri, arzuları, ihtiyaçları olan insan- henüz yüklem olmamıştır!..
    ve onu yüklem olma yolunda motive edecek umut faktörü tehlikeyi de içinde barındırır yani risklidir de.
    çünkü bloch, umut ilkesi ile hazırlanıp paketlenmiş bir temsil öngörmez, gelecekte daha iyi bir dünyada yaşamayı ummak ve bu daha iyi dünyayı yaratmak için bugünün gerçek şartlarını kullanarak, gerekli olan, ihtiyaç duyulan eylemlerde bulunmanın mecburiyetini vurgular ve bu maceralı bir iştir.. ve tekrar belirtmek gerekir ki bu macera eğlence vaad etmez. zaten motivsyon, doğrudan ve sadece, eğlenceli bir dünya arayışı değildir..**
    tarih, insanlığın, onu doğaya ve diğer insanlara karşı yabancılaştıran ve farkındalığını engelleyen koşullara karşı mücadelesidir. evren de insan gibi henüz tamamlanmamıştır*. bloch için marksizmin unutmaması gereken en büyük hedef, insanın doğayla içiçe geçmesi, diğer taraftan evrenin kapılarını insanlığa açması ve onun evi olmasıdır. insan(lık), henüz /hâlâ evinde değildir.. bu yüzden de eksiktir. kendini bulamamıştır. henüz..

    *bu noktaya ve bahsi geçen alanlara bir bir değinen başka şahane insanlar da vardır, tabii başka başka.. , onlar için frankfurt okuluna, situasyonistlere.. bakmak gerektir.
    **eğlence mevzuzunu vurgulamam.. maceranın illa ki eğlence ile eşleştirilmesinden duyduğum rahatsızlıktır.
  • "hiçbir yerde ... [bireyin kurtuluşu] ... marx'ın kapital'inde olduğu kadar ciddi konu edilmemiştir." diyen alman filozof.
  • düşüncelerini kafkaesk tarzda yazdığı küçük hikayelerle aktarmayı seven filozof.

    izler'de şöyle der üstat:

    "gerçi her insan şu ve bu olarak zaten burada gibi görünür. ancak hiç kimse öne sürdüğü şey olmayıp, hele hele, sergilediği şey hiç değildir. üstelik de herkes zamanla ne olduysa, geldiği ev itibarıyla pek az falan değil, hem de fazlasıyla o olmaya meyyaldir. daha sonraları, içinde olmakla kalmadıkları, ama mesleki olarak veya herhangi bir bağlamda da içine sokuldukları kabuklarına alışırlar. mamafih, günün birinde bir delikanlı, buradan çok uzaklarda bir ayna bulmuştu ki daha önce böyle bir şeyi hiç tanımıyordu. cam parçasını yerden kaldırdı, ona baktı ve arkadaşına uzattı: "sana ait olduğunu bilmiyordum bunun!" çok da yakışıklı olmasına rağmen, diğerine de ait değildi o surat."
  • "zukunft", "gelecek" üstüne:

    „wer sind wir? wo kommen wir her? wohin gehen wir?
    was erwarten wir? was erwartet uns?“

    ernst bloch (1885-1977), dt. philosoph

    *

    "biz kimiz? nereden geliyoruz? nereye gidiyoruz?
    beklentimiz ne? bizi ne bekliyor?"

    ernst bloch (1885-1977), alm. filozof
  • insanlık durumuna ilişkin en temel aporia'lardan birini çok güzel özetleyen filozof:

    "insan kendisiyle yalnızdır. başkalarıyla beraberken ise, çoğunlukla, kendinden mahrumdur. her iki halden de çıkmak gerekir."
  • "insanların hepsi de aynı şimdi'de* varolmaz. yalnızca dışsal olarak bakıldığında, hepsinin bugün gözümüzün önünde olmaları gerçeği sayesinde aynı şimdi'de* yaşadıkları düşünülebilir. ama bugün gözümüzün önünde olmaları, hepsinin de başkalarıyla aynı zaman içerisinde yaşadıkları anlamına gelmez."

    tarih, özne ve bilinç üzerine yukarıdaki söze sahip alman düşünür.
hesabın var mı? giriş yap