ertuğrul özkök'ün 7 ocak 2018 tarihli köşe yazısı
-
http://www.hurriyet.com.tr/…nde-mi-diyeyim-40702034
mal bulmuş mağribi gibi atılmış hemen konuya. konu belli ,başak purut'a eski sekreteri tarafından yöneltilen taciz iddiası. hukuki detaylara hakim değilim ama kanzuk yaptığı açıklamada bu taciz iddiasının mahkemece reddedildiğini yazmıştı. özkök bu taciz olayı ile alakalı hukuki süreç sanki hala devam ediyormuş gibi yazmış. en basitinden, bir gazeteci böyle bi' yazı kaleme almadan önce davanın durumunun ne olduğuna bakmalıydı. ama amacı başak purut üzerinden ekşi sözlük'e vurmak olduğundan böyle bi' şeye gerek duymamış tabi ki.
'' yıllardır hakkımda en aşağılayıcı, en hakaretamiz, en iğrenç cümlelere sayfalar ayıran bu arkadaşa dümdüz gideyim mi... intikam soğuk içilen şerbettir falan mı diyeyim...'
bu arkadaş muhtemelen insanların kendisi hakkındaki düşüncelerinin ne olduğunu bilmiyor. sahip olduğu güç sayesinde çevresindekiler ''aman efendim yaman efendim'' diye gezindiğinden ekşi'deki yazarların, hakkında yazdığı içinde kimi gerçeklikleri barındıran yazılar kendisinin epey ağırına gitmiş olmalı. çünkü bunların çevresi çeşitli nedenlerden ötürü durmadan onu pohpohlayan, ona övgüler düzen tiplerle doludur. yıllar içinde artık böyle devam ettikçe bu yalana kendini de inandırır, içinde gerçeklik payı bulunan en ufak eleştiriyi bile hakaret sayar, eleştiriyi kaldıramaz hale gelirsin. kendi dar çevresini bilemem ama toplumun neredeyse tüm kesimleri içinde kendisini seven birine daha rastlamış değilim. hala oralarda bulunmasının tek nedeni, çok iyidir bi' idare-i maslahatçı olmasıdır. kanımca başkaca öne çıkan bi' meziyeti de yok.
muhtemelen, burada hakkında yazılanları güya ''ifade özgürlüğü'' nü savunan bir gazeteci pozlarında olduğundan mahkeme kararıyla sildirememiş. ama içine çok pis atmış. sonucunda eline böyle bir fırsat geçince kaçırmak istememiş. -
ilginc bir yazi.
-
gazetecilik açısından değerlendirince, gerçekten de tecrübesiz bir gazetecinin elinden çıkmış gibi duran köşe yazısı. resmen gördüğü şeye, araştırmadan inanan insanlarla aynı kefeye sokmuş kendini ahaha. yıllardır gazetecilik yapan biri olarak köşesine konu edecek kadar önemsediği bir olayı araştırmadan nasıl böyle bir pot kırabildi, anlam veremedim. sözlüğü takip ettiği de açıkça ortada halbuki. ‘aha yakaladım şimdi seni’ düşüncesiyle bir anlık heyecanla gaza geldi sanırım... ama olmadı. yazının içeriği de zaten ayrı bir olay. kendisiyle çelişen bir ton cümle.
neyse kendisini bilgilendirmek adına yapılan açıklamayı da alta bırakayım... davanın aslı neymiş, nasıl sonuçlanmış okuyup öğrensin.
bkz: (#73314042) -
ekşi sözlük ile ilişkisi "acaba hakkımda ne yazdılar"ile sınırlı ve kibirli bir gazetecinin aslında ilgili kişi hakkında(kanzuk)bugüne kadar sözlükte neler yazıldığı,nasıl eleştiriler aldığı,hangi konularda tiye alınıp küfürler yediği konusundaki bilgisizliğini açığa vurup kendi hakkında yazılanlar için diyet isteme telaşıdır.
önce sen aydın doğan'a dönüp , emin çölaşandan yılmaz özdile ,nevşin mengüden mirgun cabasa onlarca kişinin sadece hükümeti eleştirip muhalif çizgide durması sonucu işten atılmalarının hesabıni sor sonra kendine dönüp yıllarca genel yayın yönetmenliğini yaptığın gazetenin şuanda ahmet hakan ve abdulkadir selvi üzerinden izlediği hükümetçi yayın politikasının ülkeyi getirdiği hali ve holdingi cezalardan kurtarmak telaşı ile kimliğini nasil yitirdiğinin cevabını ver.
merak etme senin gülse birsel ve kanat atkaya kadar muhalefet yapamadığın son 15 yılda ekşi sözlük yazarları ilgili kişi hakkında suçlamaların doğru çıkması sonucunda gerekeni yapacaktır.
sana tavsiyem şu aralar yaşına takıntılı tonla yazı yazarken hayatının son demlerinde geriye dönüp kendinle hesaplaşman ve ülke basınının içinde bulunduğunu pısırık,sinmiş,korkmuş ve kendi yararı ve menfaatinden başka yaşama amacı kalmamış gazetelerde kendi payının ne olduğunu düşünmeye başlamandır.
uğur mumcu,çetin emeç,abdi ipekçi ile aynı mesleği yapman,ahmet şık hapiste yatarken kendine gazeteci sıfatını koyman "ekşi sözlük"te ne kadar ciddiye alınacaksa bu yazı da o kadar ciddiye alınacak. -
bu hangi ertuğrul yahu hani şu geçen ali ece'nin morarttığı sonra yediremeyip adamı işinden ettiren ertuğrul mu? çıkartamadım şimdi...
(bkz: tencere dibin kara seninki benden kara) -
(bkz: azından mı öpmüş)
-
yıl 2017 iken kendisi ve diğer liboş tayfayı halen okuyan varmış dedirten başlık
-
-
dürümcüye çakan kısmıyla ilgilenmediğim yazı.
ilgilendiğim kısım cahillik kokan şu cümleleri;
"cnn türk’teki konuşmasını sonuna kadar büyük keyifle izledim.
ferhan şensoy 1970’li yıllardan beri en sevdiğim komedi sanatçılarından biri...
ancak konuşmasının son bölümüyle mutabık değilim.
diyor ki: “münir abi kavuğu devrederken ille de birine vermek zorunda değilsin...
vereceksen, halkın sevdiği saydığı muhalif bir sanatçıya vereceksin dedi. öyle bir sanatçı yok.”
ben de diyorum ki var..."
kavuk rasim öztekin'e verileli çok oluyor be adam. google'a kavuk yazsan bile bilirdin bunu... cnn türk'ün muhtemelen birkaç sene önceki röportajını "yeni" sanıp izlediğin çok belli. ama yeni değil bari ondan haberin olsaydı. -
belki internet aleminde, özgürlükler anlamında, en rahat yüklenebileceğin adama gidip en yüklenemeyeceğin konuda yüklendin.
helal olsun ertuğrul bey size de bu yakışır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap