• cumhuriyet'in ilan edildiği o mukaddes senede doğmuş besteci, şair, öykücü, romancı, ressam. malatya doğumlu, önce iü edebiyat fakültesi arkeoloji bölümüne kayıt yapmış ancak sonra istanbul hukuk'a geçmiş ve oradan mezun olmuştur. hem hukuk hem müzik adamı olmayı başarmış, 22 yaşını devirirken ilk bestesini de vücuda getirmiştir. bir yandan adalet terazisini dengede tutturmaya çalışırken aradan seneler geçmiş ve 1979 yılında emekli olmuştur. ankara'da yaşıyor.

    müzik eserleri: dörtlü (1945), üçlü sonat (1954), ezgiler (1954), şangırtı (1955), cambot süiti (1956), kepenek dansları (1957), devrimci ortamda sazların cumhuriyeti (1961), konçerto (1963), büyük konçerto (1964), atatürk savaşta ve barışta (1964).

    kitap: karmakarışık öyküler (metis yay.), umursanmamış (pan yay.)
  • bir vakitler tdk üyeliği de yapmıştır. kendisi çok sesli müzik için küğ, beste yerine bağda demeyi tercih eder.
  • "gözüpek, sağlam bir hukuk adamı olarak yıllarını adalet dünyasına vermiş, emekli olunca da geride tuttuğu sanatçı kimliğinin devreye girmesine izin vermiştir. alışılagelmedik ses araçları kullanan ve kalabalık bir kadro gerektiren besteleri, "seviçıra"da toplanan şiirleri, öyküleri ve hatta resimleri de kendisi kadar az bilinir. üne kavuşmamış olmasının nedeni, çetin altan'ın yaptığı nefis ayrımda aranmalı: "önemli" biri değildir ertuğrul bey, "değerli" biridir."

    keşif zamanı da gelecek elbet!
  • geçen yıl ilhan mimaroğlu'na verilen müzik ileri araştırmalar merkezi (miam) onur ödülü bu yıl "ertuğrul bey"e verilmiştir, kutlarız kendisini.
  • şaşırtıcı hoşluklarda plaklar basan a.k. müzik yapım org.*, ertuğrul oğuz fırat'ın kimi yapıtlarının dünyadaki ilk çalınışlarını yayımlıyor bildiğiniz üzere. arkasının gelmesini dileyerek yine de paylaşıyoruz bugüne dek çıkan plakları sizlerle de :

    . "gerçek, simge, oyun" - miam oda topluluğu (robert reigle'nin yönetiminde)
    . "acı gölgelerin rastlantısında" - keman : seda baykara, piyano : gökçen küçük
    . "anadolu mayası" - klarnet : gültekin ulaş, piyano : darya yılmaz
    . "umursanmamış" - eof oda topluluğu
  • düne kadar onun hâlâ yaşıyor olduğu bir dünyadaydık... ne güzel ki bir süre onunla aynı zaman diliminde yaşadık.

    öte yandan elbet, ne acı bir kayıp.

    acı haberi günün erken saatlerinde aldık. belli ki yoğun ve kalabalık geçecek olan günün tüm boşluklarında yaşamıyla, şiirleriyle, aykırı duruşuyla, besteleriyle, resimleriyle, elini attığı her kuyunun derinliğiyle bu büyüleyici adamı düşünecektik... dalıp gidilen her yerden, iç çekişler yetmediyse, onun hakkında kurulan birer cümleyle geri dönüldü zira.

    bir insan düşünün ki, umursanmamış diye bir kitap yazıyor, hem de 500 sayfalık. düşünün ki onca esere, yıllar süren adanmışlığa karşın, 500 sayfa süren bir umursanmamak düşüncesi...

    çok değerli bir insandı. meziyetlerini teker teker saymaya gerek yok. ardında kalın kalın, dolu dolu kitaplar, a k müzik sayesinde birkaç değerli albüm ve pek çok tanıdığı ya da tanımadığı öğrenci bıraktı.

    daima dinliyor, okuyor ve fazlasıyla umursuyor olacağız...
  • evin ilyasoğlu'nun, değerli insan ertuğrul oğuz fırat'ın ölümünden sonra yazdığı, bugünkü cumhuriyet gazetesinde yayımlanan " 'aykırı' düşünürün zengin dünyası" başlıklı yazısından bir bölüm :

    //çağdaş müziğimizin farklı bir simasını yitirdik. o ne konservatuvarlarda okumuş, ne beş yaşında yeteneği keşfedilmiş, ne büyük kentlerin ünlü hocalarıyla eğitilmiş, ne yurtdışına burslarla gönderilmiş ne de bir besteci olarak yapıtlarını çaldırtıp geniş kitleye duyurabilmişti. ama kuşkum yok ki onun derin sanat bilgisi bugün dünyanın merkezinde yaşayan nice sanatçıdan kat kat üstündü.

    ertuğrul oğuz fırat, 1 şubat 1923'te malatya'da dünyaya gelmiş bir cumhuriyet çocuğuydu. müzik bir yana, şiir, öykü, deneme ve resim sanatlarında da verimli olmuştu. onun için yaratmak bir bütündü. her daldaki yapıtları iç dünyasındaki dizginlenemeyen derin düşünce ve duyguların bir aktarımıydı. müziğe yirmi yaşında annesinin armağan ettiği bir piyano ile başlamış, istanbul hukuk fakültesi'ndeki öğrencilik yıllarında karl berger'den armoni dersleri almış ve genelde kendi kendini eğitmişti. 1948'de hukuk fakültesi'ni bitirip bir süre avukatlık, 1959'dan sonra anadolu'nun çeşitli illerinde yargıçlık yapmış, 1979'da emekli olmuştu.

    (...)

    besteci olarak 20. yüzyıl müziğinin tüm yeniliklerini denemişti. her bestecinin 20. yüzyılda yeni bir müzik dili yaratmak zorunda olduğuna ve bunun için özgür araştırmalar yaparak kendine özgü olanı bulması gereğine inanırdı. yapıtlarının sayısı yüzü aşan bu bestecimizin çok az yapıtı çalınmıştı. dinlemesi ve seslendirmesi zor çalışmalardı. son derece entelektüel bir kişiliğe ve çok zengin bir iç dünyasına sahipti. o karmaşık müzik dili kendini şiirlerinde, öykülerinde ve resimlerinde de gösteriyordu. ama onun iç dünyasındaki dolup taşan yaratıcılık serüvenini anlamak için okura, seyirciye ya da dinleyiciye de görev düşüyordu.//

    *

    yazının bütünü için : http://www.cumhuriyet.com.tr/…n_zengin_dunyasi.html
  • ölümünün birinci yılında, 16 ekim 2015 cuma günü saat 20.00'de ankara çağdaş sanatlar merkezinde kendisi için bir anma toplantısı düzenlenecek olan türk bestecisi, uygar insan...
  • çok yönlülüğü ile örnek alınabilecek insan.
hesabın var mı? giriş yap