• cumhuriyetin ilk fabrikalarından biridir. kazım taşkent tarafından kurulmuştur. muhtemelen 1920'li yılların sonlarında kuruldu. şehir merkezinden yeni otogara giden sivrihisar caddesi üzerinde er almaktadır. büyük bir alanı kaplar. özelleştirme idaresinin hep gündeminde olan bir yedir. fabrikanın hemen önündeki üst geçitte atatürk'ün bu fabrika hakkındaki vecizesi yazar:

    "eskişehir şeker fabrikası millî ülküye derin alakanın......... bir ifadesidir..." gibi metin. başı doğru da sona doğru salladım.
  • son yılllarda olmamakla birlikte arada bir buram buram küspe kokan bir fabrikadır; hatta 90'ların başında bir arıza olmuştu da bütün şehri bir küspe kokusu almıştı.
  • porsuk çayını katleden öğelerin en başta gelenlerindendir.

    edit:

    2009 yılında atıksu arıtma tesisi devreye girmiş.
  • bazan yanık şeker gibi güzel bir koku veren, gece önünden geçerken iki ana bina arasındaki şeker yolu içinden gelen yeşil ışık ve çıkardığı buharla -manzaraya sağda kent parkın rengarenk ışıklarını da katarsak- fantastik bir ortam yaratan fabrikadır.

    bu arada önünden geçerken hızlı geçmeyin, bu caddede hız sınırı 50 km, ceza 290 tl.
  • ahir ömrümde tek köy çiftlik hayatını yaşamama neden olan çocukluk rüyam. kışı ayrı yazı ayrı güzeldi, özellikle fabrikanın çiftlik kısmında şeker üretiminin yanında "süthane" denen tesislerde mis gibi süt ve tereyağı üretilirdi.
  • 1934 yılında milliyet gazetesine reklam vermiştir.

    o zamanlar küp şekerin kilosu 40 kuruş, toz şekerin kilosu ise 37 kuruşmuş.
  • yıl olmuş 2020...
    çevreye yaydığı pis kokulara ek sinek, böcek, fare her türlü haşarat ile çevre sakinlerine zarar veren, tüm şehri bıktırıp usandıran fabrika. bir an önce şehirden çıkarılıp, uygun mekana taşınması gerekmektedir. bu haliyle insan sağlığını ciddi olarak tehdit ediyor.
    buradan devlet yetkililerine duyurulur!
  • son dönemde bahçesinde depoladıkları pancar artığı (cibre) çuvallarının çürümesi, yırtılması dolayısıyla etrafa dehşet verici bir durumda koku saçan, ayrıca çevresine amazon ormanları daki bataklıklar da dahi zor rastlanacak yürden minik sinek bulutları pompalayan iktisadi ömrünü doldurmuş şehir içinde kalmış ama artık taşınması gereken cumhuriyet dönemi edinimlerinden bir fabrika. ne olursa olsun bu sıcaklarda çevresine ızdırap çektirmekte dir.
  • neden hala şehir dışına taşınmadığını anlamadığım fabrika.

    bu devirde şehrin direk içinde olup da bütün şehri baştan uca bok kokutan bir fabrikanın işlemesine nasıl izin veriliyor akıl almıyor. kesin birilerinin rantı olması lazım yoksa olacak iş değil. başka şehirden gelen birisi şu kokuyu görsün bu muymuş avrupa şehri der o derece.
  • 2010da neden taşımıyorlar diye sorguyorduk, 2020de hala aynı problemler devam ediyor belli ki.
hesabın var mı? giriş yap