• reşat nuri güntekin'in bir eseri.
  • hastalıklarla olan tanışıklığım, ilkokulun başımda paralandığı o bitli pireli saçların -ki bu pireler için yorgan yaktığımı da söyleyemem- ve halâ üç dört aylık periyodların sıradanlığında yakalanıp, bir türlü kurtulamadığım grip salgınlarını da saymazsak; yağmurlu, karanlık ve kasvetli sıkılgan bir sonbahar mevsiminde gerçekleşmişti. kaçıncı sınıftı pek anımsamıyorum, şimdi kalkıp kronolojik tahliller üzerinde de araştırma yapacak ne keyfim var, ne tadım.. o sabah kahvaltı sonrası okul hazırlığı ve telaşesi içerisindeyken, annemin sarı bir sarılganlığı üzerimde farketmesiyle anlamıştık sarılık olduğumu.. bir hafta öncesinde büyükbabamı kaybetmenin korkusu ile ağır hüznü arasında sıkışıp kaldığım uçurumda tokalaşmıştım; sıkı bir perhiz ile geçirileceğini bilmekle mükellef olduğum, yaklaşık on yedi gün sürecek olan sarı tanışıklıkla.. ve nereden bilebilirdim seneler sonra, patlamış bir apandistin anlamsız sarhoşluğu ve ayak parmaklarımdan çektireceğim sayısız tırnakların soğuk sancılarının bu akıllara ziyan hayatıma ekleneceğini.. kimbilir..
  • askin metaforize edilisinin en guzel sekli.
  • biliyorum, insanı hiçbir şey sevgiye götürmez. yolunuza o kendiliğinden çıkar. ya ebediyen yolunuzu keser, yahut da yolunuzdan geçer gider, çökerterek, harabederek, bırakıp gider.

    eski hastalık, yeni bir hayata gerçekten bağlanarak biter. yeni hayat, eskinin yozlaşmış değerleri üzerine değil, bir eski şarkı gibi yüreğimizde iz bırakmış izleriyle sarmaşarak kurulabilecektir ancak.
  • yaprak dökümü hastalarına birer birer üşenmeden hediye edilesi rng kitabı.
  • reşat nuri güntekin'in en sevdiğim kitaplarından. bence çalıkuşu'ndan daha güzeldir. dudaktan kalbe'deki gibi itici bir baş karakteri yoktur. sonu biraz daha 'mutlu ( kime göre ? ) ' bitebilirdi. ama bu haliyle de süper, sürükleyici bir kitap.
  • 2-3 hafta önce okuyup, bitirdiğim reşat nuri güntekin eseri...
  • (bkz: müzmin)
  • reşat nuri'nin cumhuriyetin ilk yıllarında evlenen bir çift üzerine yazdığı evlilik, kadın-erkek ilişkileri, sadakat, toplumun insan üzerindeki etkisi gibi temalara sahip kısa (245 sayfa) ama ağır, dolu, etkileyici 1938 tarihli romanı.

    romanda beni en şaşırtan şey neredeyse 80 yıl önce kadın-erkek ilişkisi üzerine, üstelikte cumhuriyetin hemen sonrasındaki bir dönemi konu alan böyle bir roman yazılmış olması. çoğu bölümü okurken kendimi 1940-1950 döneminde hissettim, hatta bazı yerlerde yazar yakın zamanda romanına ekleme yapmış gibi bir duyguyya kapıldım. oysa değil.
    züleyha ile yusuf'un evliliği üzerinden anlatılan roman aslında oldukça evrensel konulara değindiği için türk edebiyatının bence önemli eserlerinden biridir.
  • "kuliste bir trak geçirdikten sonra, kendini sahnede, halk karşısında görünce rolünün istediği sükûnu birdenbire bulan bir aktris gibiydi." reşat nuri güntekin - eski hastalık
hesabın var mı? giriş yap