• ölen, ölmüş sevilen seni eskisi gibi seviyorsa o canlıdır. annenin orada olduğunu bilen çocuk rahatlığı sağlar, istediğin gibi oynamaya dönebilirsin. ölen sevdiğin, seni eskisi gibi sevmiyorsa, daha sağlığında ölü, yaşamayan bir tarafı varmış. gelelim sana... sen ölenini eskisi gibi seviyorsan, her gün yanında gibi, o ölmemiş gibi; bu bir noktadan sonra senin can kaybın, yaşam eksiğin anlamına gelir. sen kaybettiğini günü gelip unutabilmeli, gündemden düşürebilmeli, seyreltebilmelisin. akış ilkesi. akamıyorsan cansız ve tutuklusun. artık onu düşünmediğini farkedip suçlu hissetmek, hayırlı bir geçiş evresi. her an onunla doluysan ölü toprağıyla da dolusun. giden ile kalanın durumlarının karşılaştırmalı toplamı sabit olma eğiliminde, veya ilişkilerinin niteliğini ele vermekte.
    "artık beni eskisi gibi sevmiyorsun." (ölen ölü, ölmeden önce de biraz ölüymüş.)
    "beni tam eskisi gibi seviyorsun." (ölen canlı, ölmemiş veya sonra sende canlanmış.)
    "onu hala eskisi gibi seviyorum." (ölüsün, cana, akışa giremiyorsun. ölenle öldün.)
    "onu eskisi kadar anımsamıyorum artık." (canlısın, yaşayacak bir şeyler buldun.)
    ölen ile kalanın ilişki tonunun eşdeğeri, terk edilenle terk eden arasında da var ve azaltılmış olarak paralel. (bkz: ölen ile ölünmez/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap